Banka Kanunu değişirken borsayı kurtarma fırsatı var
İstanbul'daki son terör olayları sırasında açığa satış yapanları piyasa yakaladı ve cezasını kesti. Patlayan bombalara yakın olanlar olayın büyüklüğünü görerek veya duyarak satışa koştular. İMKB Endeksi 15 dakika içinde yüzde 7.4 düştü. Seansın durdurulmasının ardından 10 gün sonra başlayan işlemlerde borsa ilk seansta yüzde 9.5 yükseldi. Yani açığa satanlar düşük fiyattan mal alıp yerine koyamadı. Açıkçıları yakalama borsanın yükselmesi için gerekli çipa görevini gördü. Açığa satış veya normal satış işlemlerinin takası bugün. Yani bu motivasyon ortadan kalkacak ve borsa gerçekleriyle başbaşa kalacak. Nedir bu gerçekler? Öncelikle kaliteli şirketlerin sayısı azdır. Sonra kaliteli arz olmayınca kaliteli talep de azdır. Hatta borsanın en önemli sorunu talep eksikliği yani yatırımcı noksanlığıdır.
Terör riski Son terör olayları borsanın bu talep sorununu çözemez, hatta gerekli önlemler hükümet tarafından zaman geçirmeden alınmaz ve Türkiye'nin dünyada bozulan imajı süratle düzeltilmezse, büyütür. Son patlayan bombaları Batı dünyası önce Türkiye'ye dışarıdan yönelik terörist saldırı diye algıladı. AB'nin daha kolay müzakere takvimi vermesinden ve ABD'nin 8.5 milyar dolarlık kredi koşulunu kolaylaştırmasından söz edildi. Ancak teröristler yerli çıkınca, durum ve bakış açıları değişti. Türkiye'ye, Batı'ya terör ihraç edebilecek bir ülke muamelesi yapmaya, ilişkileri asgariye indirmeye, turist göndermemeye, Türkler'e vize vermemeye başladılar. Terörle anılmaya başlayan bir ülkeye doğrudan yatırımın gelmesi, yabancı portföy yatırımlarının yapılması zordur. Tamamen yapılmaz değildir ama gerek risk primi yüksektir gerekse de getiri beklentisi. Eğer bu risk primi ve getiri beklentisi karşılanırsa sorun yok. 20 Kasım öncesine göre piyasalarda trend değişikliği olmadı ama riskler arasında artık terör riskini eklemek gerekiyor. Yani borsanın mevcut dengesini koruması için şirketlerin daha karlı çalışması, ekonominin büyümesini sürdürmesi, piyasanın yapısal sorunlarının halledilmesi lazım.
Hatayı düzeltme fırsatı Hem talep yaratma hem de en önemli yapısal sorunlardan birini çözmek açısından aslında iyi bir fırsat çıktı ortaya. Hortumcu yasası olarak bilenen kanun aslında Bankalar Kanunu'nda değişiklik taslağı. Bu hafta Meclis'te ele alınacak. Şu değişiklik yapılırken, sayısı 42 bini aşan, Fon'a alınan bankaların küçük hissedarlarının mağduriyeti de pekala giderilebilir. Fon bankayı ana hissedarın hisseleri ile devraldığına göre, küçük hissedarlara son üç aylık borsa fiyatının ortalamasından çağrıda bulunabilir. Batan dört bankada 42 bin yerli ve yabancı yatırımcının 109 milyon dolarlık hisse senedine bedelsiz şekilde el konulması, Bankalar Kanunu'nda 1999'da yapılan değişiklikle mümkün olmuştu. Kanun değişikliği ile ayrıca bankalar küçük hissedarlarını sermaye piyasası mevzuatınca bilgilendirmek açısından SPK'ya tabi tutulmalıdır. SPK'nın Başbakan ve ilgili Bakan'a bu değişiklikler için önerileri var. Hükümetin ve Meclis'in bu kanun değişikliğindeki asıl amacı batan banka patronlarından kamu alacaklarını tahsil etmek. Ancak Meclis'te yapılmakta olan kanun değişikliği Bankalar Kanunu değişikliği. Bu değişiklik yapılırsa para piyasası düzeltilirken sermaye piyasasının yıkılmasının önüne geçilir ve her defasında "Ne yapalım kanun böyle" cümlesinin arkasına sığınma ortadan kalkar.
Terörün faturası Türkiye'nin mevcut ekonomik durumunu ve düzeyini sürdürebilmesi için artık daha fazla çalışmaya, daha fazla fedekarlıkta bulunmaya gereksinim var. Bu, içimizde büyüttüğümüz veya bugüne kadar büyümesine göz yumduğumuz terörizmin bir faturası.
Sonuç- "Yanlışlarımızı biliriz de onları düzeltmeyi çok az düşünürüz" La Rochefoucauld