|
|
|
|
Sırbistan ya da Gürcistan değil
Adada, muhalefetin kargaşa çıkaracağı söylentileri dolaşıyor. KKTC halkının siyasi kültürünün buna elverişli olduğunu söylemek, yargısız infaz gibi. Marjinallerin böylesi bir deliliği ise kolayca önlenir.
Kıbrıs'ta seçimlerden önceki son haftaya girilirken işlerin iyice kızıştığı anlaşılıyor. Parti liderleri ve en azından Lefkoşa ve Girne'nin genel havası bu izlenimi vermese de çeşitli felaket senaryoları Kıbrıs ve Türkiye basınında yayımlanıyor. Meşru siyasi söylemler, Kıbrıs-Türkiye- ilişkisi bir tarafa bırakılarak analiz veya korku üretiliyor. Gerek Günter Verheugen'in söyledikleri, gerekse ABD Büyükelçisi'nin muhalefet lideri Mehmet Ali Talat'ın ifade- siyle "ABD'nin hoyratlığı" olarak görünen köy ziyaretleri seçimlere soğukkanlı bakışı neredeyse imkansız kılıyor. Sırbistan ve Gürcistan'da gerçekleştirilen rejim veya yönetim değişikliklerine benzer bir teşebbüsün KKTC'de yaşanabileceği iddia ediliyor. Bu iddiayı en son eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem de gündeme getirmiş. Murat Yetkin'le yaptığı konuşmada Cem, "...bir kısım muhalefet, seçim sonucu ne olursa olsun, seçimleri tartışmalı hale getirmek ve ortaya çıkacak kargaşayla seçilmişleri istifaya, Cumhurbaşkanı Denktaş'ı devirmeye çalışma girişiminde bulunabilir" demiş. İsmail Cem, sözü ağırlık taşıyan bir siyasetçidir ve herhalde bu sözleri boşa ya da telaş yaratmak için söylememiştir. Ancak bu tür söylentilerden yola çıkarak yapılan değerlendirmelerde ve uyarılarda hem Kıbrıs Türk halkına hem de Türkiye'nin kendisine yönelik bir haksızlık var.
İSTİHBARAT BUNUN İÇİN VAR Birincisi, gerçekten de Kıbrıs Türk halkının siyasi kültürünün böyle bir duruma elverişli olduğunu söylemek yargısız bir infazdır. Verimli ortam bulmayan hiçbir örgüt ya da komplo ise kitle desteği elde edemez. KKTC'de siyasi kutuplaşma varsa bile, bugüne kadar saygıdeğer hiçbir muhalif lider rejimin meşruiyetini sorgulamamıştır. Marjinal grupların başvuracakları böylesi bir delilik ise herhalde kolaylıkla önlenebilecek bir durumdur. Bir devletin istihbarat ve güvenlik örgütleri de zaten bu durumlar için vardır.
HÜKÜMETTEN DESTEK Bu arada Verso araştırma şirketinin yaptığı bir araştırmaya göre de "Seçim sonuçları şüpheyle karşılanır", "kabul edilmez" türü sözler söyleyenlerin oranı genel seçmen kitlesi içinde yüzde 11.3'tür. Bu araştırmanın sonuçlarına bakıldığında da kararsız oylar dağıtıldığında iktidardaki partilerden Derviş Eroğlu'nun UBP'sinin yüzde 35, Serdar Denktaş'ın DP'sinin ise yüzde 16 civarında oy alacağı sonucu çıkıyor. Muhalefetteki Mehmet Ali Talat'ın CTP-BG'si yüzde 26, Mustafa Akıncı'nın BDH'si yüzde 11 dolayında oy alacak görünüyor. Üçüncü önemli muhalefet partisi Ali Erel'in ÇAB'ı ise yüzde 5'lik barajın hemen altında. ÇAB barajı geçerse muhalefet yüzde 42, iktidar yüzde 51 oy alabilir görünüyor. Bu araştırma sonuçlarının gerçeği ne ölçüde yansıttığı beş gün sonra belli olur. Ancak şu bir gerçek ki Abdüllatif Şener'in Kıbrıs ziyareti, adada "hükümetin KKTC iktidarına destek vermesi" şeklinde yorumlanıyor.
SOLİ ÖZEL
|
|
|
|
|
|
|
|
|