| |
|
|
Frankfurt, kapkaçı nasıl önledi?
Avrupa Merkez Bankası, Frankfurt'ta. Büyük bankaların merkezleri, Frankfurt'ta. Lufthansa, Frankfurt. "Dünya çapındaki" pek çok Alman şirketinin yönetim organları yine Frankfurt'ta. "Büyük ve zengin" bir kent. Almanya'da "en çok gökdelenin" olduğu yer de Frankfurt. Kentin ortasından "Main" nehri akıyor. O nedenle Almanlar, Frankfurt'a "Manhattan"dan esinlenerek "Mainhattan" diyorlar.
***
Kent büyük olunca... "Sorunları" da oluyor. Örneğin "hırsızlık" gibi, "kapkaç" gibi.
***
Yankı Pürsün anlattı: - Meclis toplantısında bir karar aldık... Ve Frankfurt Belediye Başkanı'nı, New York'a gönderdik... Hem de birkaç defa... Görüştüler... Oradaki önlemler nedir, hepsini araştırdık. - Sonuç? - Bu iş sadece polisin işi değil... Semtlerdeki dernekler... Okul müdürleri... Park, bahçe yetkilileri... Kreş yöneticileri... Semt polisleri... Siyasetçiler... Devlet yetkilileri... Öğrenci velileri... Kapkaçı, hırsızlığı önlemek hepimizin işi... İşi bir kişiye yıkıp, sorumluluktan kurtulamayız... Sık, sık bahsettiğim kişilerle toplanıyoruz. - Toplantılardan ne çıkıyor? - Sonuç tam başarı... İnanılmaz başarı... Frankfurt'ta bugün huzur varsa, bu sebepten dolayı var... Sadece polisin değil, herkesin eli taşın altında.
***
Iğdır-Berlin Hattı Bir insan ancak bu kadar mütevazı olabilir. Seyfullah Aslan 47 yaşında. Iğdırlı. Liseyi, Türkiye'de bitirmiş. Üniversiteyi ise Almanya'da okumaya niyet etmiş. Ama Iğdır nire, Almanya nire? Alman üniversitesinde okuma için gereken para kimde? Seyfullah Aslan, üniversiteyi yarıda bırakıp, çalışmak zorunda kalmış. Ne iş olursa, yapmış. Sonra Berlin'de "Ebru Export"u açmış. - Neden Ebru? - Almanya'da ben üniversitede okuyamadım ama... Kızım Ebru'yu üniversitede okutuyorum... Ebru onun adı. - Tek kızınız mı var? - Diğer kızım Alev, lisede okuyor... Kızlarıma birer değil, ikişer fakülte bitirteceğim... Biz olamadık, onlar olsunlar.
***
Seyfullah Aslan'ın tek işyeri "Ebru Export" değil. Bir de "döner lokantası" var: "İstanbul Döner." Ayrıca bir "düğün salonu." "Şato." Şato, öyle bir düğün salonu ki... Bir binanın "üçüncü katında." Ve gelin ile damat, üçüncü kattaki düğün salonuna "otomobille giriyorlar." Binaya ona göre asansör konulmuş, girişler ona göre düzenlenmiş. - Bravo Iğdırlı... Kutluyoruz... - Sağolun... Bir şey yapmıyoruz ki... Sadece Iğdır'dan getirdiğimiz ay yıldızlı bayrağı, Berlin'de dalgalandırıyoruz.
|