|
|
|
|
100. YILDA BIRAKIYORUM
Gelecek yıl bırakacağını açıklayan Kral, “Eski sistem yok. Kanatlar çalışmıyor, orta saha geride kalıyor. Bunun sıkıntısını da ben çekiyorum” dedi.
Uçakta herkes keyifliydi Avrupa'da galip gelip, takımın uçağında futbolcularla birlikte geldiğim zaman bayağı keyifli oluyor. Herkes pürneşe. Rahatlıkla her türlü konuyu oturup konuşuyorsunuz. Tabi onların sevinçlerini gördükçe de yorumcu olarak mutluluk duyuyorum. Hele Juventus gibi bir devi devirmenin hazzı bir başka oluyor. Maçtan önce Fatih Terim'le ufak sohbetimiz oldu. Tabi neşeli şekilde, gülücükler dağıtarak uçağa bindik. Hakan Şükür uçağın en arkasındaydı, çantasından kitabını çıkarıp okumaya başladı. Soru soranlara cevaplar veriyordu. Bir ara yanına yanaştım. "Evlat" dedim. "Senle biraz sohbet etmek isterim."
Çok yoruldum abi Biraz sonra olur mu abi? dedi. Ben de "Evet" dedim. Tabi basın, gecenin kahramanına ilgi gösteriyordu. Bütün gazeteci arkadaşlarımız diğer oyuncularla birlikte Hakan Şükür'e de duygularını soruyordu. Ortam müsait olunca yanına oturdum. "Anlat bakalım evlat" dedim. "Dün akşam süper oynadın. Daha çok da ikinci yarı. En az 3-4 sene daha Türk futboluna hizmet edersin" deyince, "Yok abi" dedi, "Çok yoruldum. 2004-2005 sezonuna bırakmayı düşünüyorum. 100. yılımızda yeni stadımızda futbol oynayarak futbol hayatıma nokta koymak istiyorum" karşılığını verdi.
Zirvede bırakacağım Ben de "Yani önümüzdeki sezon mu?" dedim, "Evet" dedi. "Gökmen abi futbola başladığımdan beri ara vermeden oynuyorum. Her sezon Avrupa hariç en az 55-60 maçta forma giyiyorum. Ve istikrarlı bir futbol yapısı içinde bu çok tuhaf" şeklinde konuşan Hakan devam etti: "Mesleğimi çok seviyorum. Bu yüzden zorluklarına katlandım. Artık aileme, eşime, çocuklarıma zaman ayırmak istiyorum. Onlarla daha çok birlikte olmak istiyorum. Yaşlandıktan sonra çocuklarımla oynayamam. Hem futbol kariyerimin en iyi zamanında bırakmam benim için daha hayırlı olur."
Gurbetçiler motive etti Hakan'la sohbetimiz koyulaşıyor. "Ben her zaman iddia ettim. Bu takımdaki kadro yeterlidir. Gücü yok denen Galatasaray'ın Juventus karşısındaki ikinci yarıdaki olağanüstü performansı benim yaptığım yorumların doğruluğunu gösteriyor" deyince hemen atıldı: "Gökmen Abi takım olmak kolay değil. Juventus maçındaki başarımızın en büyük nedeni gurbetçilerimizin olağanüstü desteğidir. Aynı Ali Sami Yen gibiydi. Olimpiyat Stadı güzel bir stat ama oraya bir türlü alışamadık. Zemin futbol oynamaya pek müsait değil. Ama yapacak bir şey yok, orada oynamak zorundayız."
Tecrübe çok önemlidir Hakan, "G.Saray yaşlı bir takım" eleştirilerine de tepkili: "Bakın Avrupa'ya. Bizden yaşlılar mücadele ediyor. Türkiye'de ise yaşlı diye bitirmeye çalışıyorlar. Bizler tecrübelerimizi genç arkadaşlarımızla birleştiriyoruz. Onların gücü, bizim tecrübemiz başarıyı getirir" diyor. Hakan, kendisi dışında Ergün ve Hasan'ın her maçta iyi oynama zorunluluğu bulunduğunu da belirterek, "Çünkü takımı sırtlayabilecek teknik özellikte olan oyuncularız. Onlar getirecek ben atacakmışım gibi bir düşünce var. Bu da baskı yaratıyor. Dolayısıyla diğer oyuncuları strese sokuyor, özgüven bunalımına sokuyor" şeklinde konuştu.
Hagi'yi hâlâ arıyorum Hakan'a sistemin çoğunlukla çalışmadığını söylüyorum. O da aynı görüşte olduğunu söylüyor: "Çok zorlanıyorum abi. Çünkü daha önceleri sistem içinde bütün oyuncular birbirini ezberlemişti. Kanat akınları çok iyi gerçekleştirildi. Şimdi kanat organizasyonları az. İşte beni bu zorluyor. Orta sahamızda Hagi gibi oyun çıkmaza girdiğinde ortaya çıkacak, gollük paslar atacak bir oyuncuya ihtiyacımız var. Bizim defansımız yavaş çıktığı için orta alandaki oyuncularımız da geride kalıyor ve bunun sıkıntısını biz çekiyoruz. Orta alan en az 30 metre geride ve mecburen top alabilmek için için sırtımı kaleye dönüyorum. Yardım geç gelince o defans kalabalığının içinde topu saklayarak vakit kazanmaya çalışıyorum."
Hocamızın emeği büyük Hakan, Fatih Terim'in takım için büyük emek sarfettiğini söylüyor. 32 yaşındaki futbolcu, "Hocamız büyük emek sarfediyor. Galatasaray'a ve futbolculara böyle oyun, böyle skorun yakışmadığını defalarca söylüyor. Zaman zaman profesyonelce yaşamayan arkadaşlarımıza biz büyükleri olarak örnek olmak zorundayız. Ve bazen çıkış yapmak zorunda kalıyorum" diyor.
Bir anda antipatik oldum Hakan şöyle devam etti: "Profesyonel futbolcunun kendine iyi bakması, işine sevip saygı göstermesi ve takım içindeki bütün futbolcularla diyalog kurması gerekir. Ben bunu hatırlatıyorum ama maalesef yanlış bilgilendirmeden dolayı iyilik yapayım derken antipatik oluyorum. Bu haksızlık. Ben takımda hiçbir arkadaşımın başarısız olmasını hazmedemem. Biz bir aileyiz. Babamız da Fatih Terim."
|
|
|
|
|
|
|
|
|