|
|
KENAN ONUK
Suçlu kim?
Ortada mantık sınırlarını zorlayan ve ünlü dizi 'Alacakaranlık kuşağı'nı çağrıştıran bir ortam var. Kokain davası nedeniyle, bir ara her hafta Almanya'ya mahkemeye giden Daum'un, sinirli ve isteksiz olduğu dönem hariç, her hafta farklı kadrolarla kötü futbol oynattığı bir sezon hatırlamıyoruz. Durumun en çok Daum'u yıprattığının, sanırım en başta kendisi farkında. Peki bu tuhaflıklar neden oluyor?
Yıllar önce, o zamanlar 8 puan farkla önde giden Joachim Löw'le bir röportaj yapmıştım. Metin Diyadin'in ayağının kırıldığı, futbol hayatının bittiği, Fener'in 2-1 kaybettiği Samsun maçı ve ardından gelen golsüz Karabük maçından hemen sonra. 5 puan gitmişti. Baliç efsanesinin de sonuydu Samsun maçı... Metin'in ayağının kırılması sonrası asla toparlanamadı Baliç. O zamanlar tek antrenmanlar Dereağzı'nda 11.00'de yapılırdı.Antrenmandan sonra 24 saat izin süreleri vardı futbolcuların... Bu sürede futbolcuların denetlenip denetlenmediklerini sordum. Böyle bir soruyu beklemiyordu. Hepsinin profesyonel olduğunu vurgulayarak, formları ve sağlıklarına özen göstermeleri gerketiğini en az 9 saat uyumalarının zorunlu olduğunu, belirterek "Böyle bir kontrole ne gerek var" diye cevapladı sorumu... Fenerbahçe o yıl şampiyon olamadı.
Yusuf Tunaoğlu örneği
Pek çok okurumuz hatırlayacaktır. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından Beşiktaşlı Yusuf Tunaoğlu, 60'lı yılların sonunda Anderlecht'ten transfer teklifi almıştı. Anderlecht o zamanlar, bugünkünden 3-4 kat daha güçlü bir takımdı. Transferlere büyük paralar harcıyorlardı. Türkiye'nin ise zor yıllarıydı, o yıllar... Sezon sonu gelmişti. Yusuf, kendine biraz özen gösterse orta sahadaki Tanrı vergisi yeteneğiyle Avrupa'da büyük bir yıldız olacak, büyük paralar kazanacaktı. Yapamadı. Her gece alkol, sigara dumanlı kulüpler ve kadınlarla birlikteydi. Harabe durumuna düşürdü kendini... Yusuf'u gözlemleyen Anderlecht, sonunda vazgeçti. Sonraları hayat zor geçti, Yusuf için. Bir süre sonra Beşiktaş'tan da ayrıldı. Öldüğünde arkasında boşa harcanmış bir hayat vardı.
Stefan Zweig'ın dediği gibi, hemen her insanın hayatta bir ya da en fazla iki defa karşısına çıkan parlak ve ışıltılı yol, belli ki, onun da önüne çıkmış, ancak o, sessiz ve karanlık yola sapmayı tercih etmişti.
Yeren yere vurulan Fenerbahçe'de sürkeli formsuz olan büyük yıldızların durumuna, bir de bu açıdan bakmaya ne dersiniz?
Acaba tüm suçlu, başta Koch olmak üzere tüm ekibiyle takımı çalıştıran ve kariyerini zorlayan Daum mu, yoksa Samandıra'daki antrenmandan sonra her akşam karanlık kulüplerde genç yaşlarında kendilerini bitiren bazı futbolcular mı? Konu, aydınlatılmaya muhtaç görünüyor. F.Bahçe, bu önemli sorunu bir an önce aydınlatmaya çalışmalı. Belki kilit cevap, burada.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|