|
|
EMRE AKÖZ
'Bahçede her şey tanrısal bir sakinlik içindeydi...'
BAYRAMA AYKIRI BİR YAZI
Geçen akşam CNBC-e kanalında 'Microcosmos' adlı bir film vardı. 'Çayırın Sakinleri' diye Türkçeleştirilerek sinemalarda oynatılan bu ilginç filmi ben kaçırmıştım.
Sanatla belgeselin iç içe geçtiği filmin yönetmeni Claude Nuridsnay ve biyolog eşi Marie Perennou idi.
Özel kameralar ve hassas mikrofonlar kullanılarak çekilen film böcekler alemini anlatıyordu. Bir çayıra uzaktan baktığınızda ne görürsünüz? Çiçekler, ağaçlar, dereler... Peki ya görüntüye yaklaşırsanız? Ama birkaç metre değil, iyice yaklaşırsanız? İşte o anda karşınıza bizimkinden çok çok farklı, olağanüstü bir yaşam çıkar Bal yapan arılar, elbirliğiyle çalışan karıncalar, suyun sathında ayaklarının üstünde dikilen kanatlılar...
****
'Çayırın Sakinleri' sinemalarda oynadığında şaşkınlıkla karşılanmıştı. Çünkü dediğim gibi bizimkinden çok farklı bir alemden haberler, görüntüler, sesler getiriyordu.
Bense pazartesi akşamı filmi izlediğimde hiç şaşırmadım. Hayır bunun sebebi fırsat buldukça şempanzelerden ayılara hayvanlarla ilgili belgeselleri izlemem değil.
İlgim çok daha eskilere, gençliğe kadar gidiyor. İtalyan yazar Dino Buzzati'nin 'Büyücü' (Varlık Yay.) adlı bir öykü kitabı vardır. Burada yer alan 'Sakin Gece'yi fi tarihinde tüylerimiz ürpererek okumuştuk.
****
'Sakin Gece' bir çiftin yataktaki konuşmasıyla başlar. Maria korku ve huzursuzluk hisleriyle uyanmıştır. Kitap okumakta olan kocası Karlo'ya, bahçede neler olduğunu sorar.
Karlo pencereyi açıp bakar. Çocukluğunun geçtiği bahçede hiçbir tuhaflık yoktur Durgun, ıssız ve sessizdir. Dönüp sedire uzanır, kitabını eline alır. Maria ise hâlâ tedirgindir. Bahçede bir şeyler olmaktadır. Karlo onu sakinleştirir "Kimse yok şekerim. Böylesine bir huzur görmedim."
Halbuki bahçede kan gövdeyi götürmektedir!
Neler olduğunu Dino Buzzati'den dinleyelim
****
"Bir bitki sapına asılı bir çekirge yavrusu mutluluk içinde dinlenirken yeşil renk yumuşak gövdesi soluğunun ahengine ayak uydurarak tatlı tatlı titreyip duruyordu. Kara örümceğin çengelleri çekirge yavrusunun karnına kudurmuşçasına saldırıp deşiverdi o karnı. Küçük gövde kasılıp arka ayaklarını gerdi son defacık. Korkunç dişler ayırıvermişti hemen başı gövdeden, şimdi de karnın içini kolaçan ediyordu. Açılan yaralardan gövde usaresi dışarı fışkırmıştı, katil iştahlı iştahlı yalamaya daldı bu usareyi."
"Karın doyurmanın verdiği şeytanca hazza kapılmış olan örümcek, arkasından kendisine yaklaşmakta olan dev gibi koyu bir gölgeyi zamanında fark edemedi. Bir kurbağanın ağzından içeri, bir daha çıkmamacasına kayboluverdi kara örümcek."
"Ama bahçede her şey şiirdi ve tanrısal bir sakinlik içindeydi." (...)
****
"Biraz ötede, tatlı bir sevişme sahnesi vardı. Arada bir son haddinde yanan feneriyle bir ateş böceği, pek çekici bir dişi ateş böceğinin hiç sönmeyen ışığı çevresinde fır dönüp duruyordu. Evet mi, hayır mı? Evet mi, hayır mı? Dişisine yaklaşıp okşamaya yeltendi, tepki görmedi. Aşk coşkunluğu bir çimenliğin mehtaplı bir gecede ne derece cehennemi olabileceğini unutturdu ona."
"Tam dişisine sarıldığı anda, kabuğu yaldızlı bir böcek bir çırpıda deşiverdi karnını. Hem de boydan boya yırtarak. Küçücük gövdesi hala evet mi, hayır mı, diye çırpınıp durmakta devam ederken saldırgan yarı beline kadar yutuvermişti onu."
"Tam bu anda çok çok yarım metre ötede vahşi bir boğuşma oluverdi. Fakat her şey birkaç saniye içinde sonuçlandı. Kocaman ve yumuşak bir şey yıldırım gibi düşüverdi havadan. Kurbağa uğursuz bir soluk hissetti ensesinde; arkaya dönmeye kalkıştı. Fakat çoktan yaşlı bir baykuşun pençeleri arasında duruyordu havada."
"Bakınırken bir şeycik görmüyordu insan. Bahçede her şey şiirdi ve tanrısal bir sakinlik içindeydi."
****
Dino Buzzati'nin hikâyesi işte böyle devam ediyor. Maria, ısrar ediyor "Karlo, dışarıda, bahçede birini katlettiklerini gördüm rüyamda."
Karlo, "Rahat uyu canımın içi" diyor ona, "dışarıda kimsecikler yok, böylesine huzur görmedim hiç ben."
****
"Bu güzel bayram gününde ne diye böyle tedirgin edici bir hikâyeyi hatırladın" diyeceksiniz.
Elbette tek sebebi 'Çayırın Sakinleri' adlı film değil. Ne zaman birileri 'huzur ve güven ortamı'ndan söz etse bu hikâye gelir aklıma Acaba arka bahçede birisi mi boğazlanmaktadır?
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|