kapat
15.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Ölüm kapanından iki aşk öyküsü çıktı

İzmir'de 9 kişiye mezar olan kafeteryada birbirine aşkla bağlı iki genç çift de ölüm sözleşmesi yaptı. Üniversite öğrencisi gençler okul çıkışı geldikleri kafede Azrail'le buluştu. Ölüm tuzağı kafe ise ruhatsız çıktı

İzmir'de önceki gece elektrik kontağından çıkan yangında ölüm kapanına dönüşen Nağme Kafe'de 9 kişi hayatını kaybetti. Yaşları farklı, eğitimleri farklı, yaşamları farklı olan, ancak aynı ölümün soğuk ellerinde buluşan bu insanların hikayeleri de farklı trajedileri ortaya çıkardı. Alevlerden kaçarken sığındıkları daracık mutfakta gazdan boğularak ölenlerden 4 genç, aylar önce birbirlerine aşk sözü vermişlerdi. Hepsi üniversite öğrencisi ve arkadaş olan gençlerden Arzu Yıldız ve Nezih Karayiğit ile Meral Ece Selvi ve Ercan Girgin birbirlerini çok seviyorlardı. Önceki gün okul çıkışında buluştukları Nağme Kafe bu iki pırıl pırıl çifti mutluluğa değil karanlığa götürdü.

Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi Nezih Karayiğit, yaklaşık iki yıldır Ege Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi Suna Arzu Yıldız (21) ile çıkıyordu. Birbirlerini çok seven iki genç, çevrelerinde de ilişkileriyle örnek gösteriliyordu. Okudukları üniversiteler ayrı olsa da onlar birbirlerini görebilmek için fırsat yaratmaya çalışıyordu.

EL ELE ÖLDÜLER
Önceki gün de ders çıkışında, kendileri gibi sevgili olan ve sık sık biraraya geldikleri Ercan Girgin (19) ve Meral Ece Selvi (21) ile birlikte Nağme Kafe'ye gittiler. Dört gencin masasından neşeli konuşma sesleri yayılıyordu etrafa. Ama saatler 21.30'u gösterdiğinde aniden duydukları patlama ile yerlerinden fırladılar. Bir anda etraflarını alevler sarmıştı. Alevlerin yakıcı sıcağından kurtulabilmek için dışarı çıkmak istedilerse de bunu başaramadılar. Bunun üzerine geriye doğru koşarak mutfağa sığındılar. Ama koştukları mutfak onların kurtuluşu değil, mezarı oldu. El ele tutuşup bir yandan dumanlar, bir yandan alevlerden kendilerini korumaya çalışan dört genç, ölüme de birlikte gitti.

PARLAK ÖĞRENCİLERDİ
Yangında sevgilisiyle el ele ölüme giden Nezih Karayiğit (20), 9 Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün en parlak öğrencilerinden biriydi. 3. sınıfta olmasına karşın tüm hocalarının dikkatini çekmiş, büyük bir roket üretim tesisi olan Roketsan'a staj için davet edilmişti. Roketsan yetkilileri, "Staj sonrası iş garantisiyle" çağırdıkları Nezih Karayiğit'i bu yaz staja bekliyordu. Dini inançlarına bağlı bir insan olarak bilinen Nezih, önceki akşam iftarı dışarıda yapacağını söyleyerek annesini aradı. Ancak akşam oğlunun dönüşünü bekleyen anne Saime Kahyaoğlu (42), ölüm haberini aldı. Acılı kadın, "Dağ gibi oğlum gitti. Bunun sorumluluğunu kim üstlenecek? O mühendis olacaktı. Onu kim geri getirecek" diye feryat etti.

PTT İl Müdürlüğü'nde güvenlik amiri olarak çalışan Saime Kahyaoğlu'nun 5 yıl önce boşandığı eşi Fethiye'de ticaretle uğraşan Nurettin Karayiğit de oğlunun ölüm haberini alınca hemen İzmir'e koştu. Nurettin Karayiğit, olayın sorumlularının hesap vermesi gerektiğini belirterek, "İşyeri sahibi, belediye ve elektrik işlerini yapanlar hakkında dava açacağım. Genç yaşta oğul kaybettim, sorumlular hesap vermeli" dedi.

AİLENİN İSYANI
Çocukluğunda elektronik aletlere merakıyla dikkat çeken Ercan Girgin ise, Ege Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri bölümü 2. sınıf öğrencisiydi. Çiğli'de Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın açtığı kurslarda ücretsiz bilgisayar dersi veren Girgin, haftasonları da fakir ailelerin çocuklarına bilgisayar dersi veriyordu. Önceki akşam babası emekli astsubay Sadullah Girgin'i (49) arayıp "Baba ben bir arkadaşımla buluşacağım geç kalacağım. Merak etme" dedi.

Baba Girgin, bu sözlerin ardından yaşadıklarını şöyle anlattı "Bornova Osmangazi'de oturuyoruz. Geç vakit bir akrabamız telefon açıp 'Bornova'daki faciayı duydun mu?' dedi. O an aklıma oğlum geldi. Cep telefonuna sarıldım. Telefon yanıt vermiyordu. Başımdan kaynar sular döküldü. Olay yerine ve hastaneye gittim. Eşim Fatma ve oğlum Orcan'la birlikte acı haberi öğrendik. Dünyamız başımıza yıkıldı. Facia bizi de buldu. Şu an oğlumu toprağa verdikten sonra gerekli araştırmaları yapıp kafe sahipleri hakkında maddi manevi her türlü tazminat davasını açacağım." Oğlunun çok iyi bir insan olduğunu belirten Girgin, "Okula gittiği günler dışında cumartesi ve pazar günleri uykuyu çok sevmesine rağmen sabah erkenden kalkarak Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın (TEGEV) Çiğli şubesine giderek fakir öğrencilere matematik ve bilgisayar dersi verirdi" dedi.

İTFAİYECİNİN KIZI
Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü 2. sınıf öğrencisi Meral Ece Selvi'nin babasının İzmir İtfaiyesi'nden emekli olduğu ortaya çıktı. Meral Ece Selvi'nin cenazesi bugün öğleden sonra İzmir'in Torbalı ilçesine bağlı Yazıbaşı köyünde toprağa verildi. Yıllardır mücadele ettiği yangına kızını veren baba Habib Selvi'nin oldukça üzgün olduğu gözlendi. 1982 Yazıbaşı doğumlu olan Meral Ece Selvi'nin Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıfta okuyan ablası Melike Selvi de cenaze töreni için köye geldi. Selvi ailesinin İzmir'de Evka konutlarında oturduğu bildirildi. Yakınları, Meral Ece Selvi'nin kendi halinde sakin bir kişiliğe sahip olduğunu söyledi.

Kafe ruhsatsız çıktı!
İzmir İtfaiyesi Daire Başkanı Fuat Barandır, kafenin büyük bölümünün ruhsatsız olduğunu açıkladı. Kafenin 2002 yılında iki dükkanın birleşmesiyle büyütüldüğünü belirten Barandır, "Biz 2001'de küçük dükkana uygunluk belgesi vermişiz. Ancak 2002 yılında küçük dükkanın yanında boşalan diğer dükkanı tutarak aradaki duvarı yıkmış ve genişletmişler" dedi. İhmali nedeniyle dikkatleri üzerine çeken Bornova Belediye Başkanı Cengiz Bulut ise, birleştirilen iki dükkanın da oturma ruhsatı bulunduğunu belirterek kendisini şöyle savundu "Kafe sahiplerinin dükkanları birleştirince bizden tadilat ruhsatı alması gerekiyordu. Ancak almamışlar. Önce ceza kestik, yine istediklerimizi yapmayınca da aradaki duvarı kendimiz örmeye karar verdik. Ancak ihaleler iptal olunca bu iş 2004'e kalmıştı."

Yetkililer topu birbirine atarken, yangının aşırı yüklenen elektrik panosundan kaynaklandığı saptandı. Buna göre iki dükkanın birleşmesiyle trafonun yükü artınca panoda patlama olmuş. Patlamada katalitik sobayı alev topuna döndürmüştü.

Rektör tabutunu taşıdı
Dumandan boğulan Ege Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi 2. Sınıf öğrencisi Ercan Girgin (19), Sınıf Öğretmenliği 2. Sınıf öğrencisi Meral Ece Selvi (20) ve Tarih Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Suna Arzu Yıldız (20) için üniversitede cenaze töreni düzenlendi. Gözyaşının sel olduğu cenaze töreninde konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Ülkü Bayındır yangında güvenlik eksikliğinin olduğunu belirtti. Tören sonrası üniversite öğrencileri ve çalışanları tarafından omuzlar üzerinde taşınan cenazeler Ege Üniversitesi morguna kaldırıldı.

ÇANTASINI UNUTUNCA ÖLDÜ SANILDI
Dehşet gecesinde kafeden çıkmayı başararak ölümden dönen Sibel Güven'in adı, çantasını içeride unuttuğu için ölenler arasında açıklandı. Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğrencisi Sibel Güven (20), yaşadığı dehşeti şöyle anlattı

"Her şey bir anda oldu, alevlerin içinden kendimi güçlükle dışarı attım. Bazı televizyon kanallarında ölenler arasında ismim sayılınca ailem panik yaşamış. Dışarıdan yangını izlerken içeridekilerin attığı çığlıklar kulaklarımda yankılanıyor."

EKMEK PARASI UĞRUNA ÖLDÜLER

Nazan sigortasız olarak çalışıyordu
Ölüm tuzağına düşen kafenin garsonlarından Nazan Yavuz'un (19) sigortasız çalıştığı ortaya çıktı. Yavuz'un emekli bekçi olan babası Hasan Yavuz, kızının bekar olduğunu ve 6-7 aydır kafeteryada çalıştığını belirterek "Çeyizi sandıklarda kaldı. En son çeyiz olarak kendisine bir ortopedik yatak almıştı. İşyerinde sigorta yapmadılar, ama bana destek olmak için çalışıyordu" dedi.

Fatma üniversiteye gitmek istiyordu
Ölüm kafesinde 2 yıldır garson olarak çalışan Fatma Çarıklı'nın (24) tek hayali üniversiteye girmekti. Yakınlarının "Çok içine kapanıktı" diye tanımladığı Çarıklı sınavı kazanamayınca ailesinden her gün harçlık almak yerine kendi hayatını kazanmak istedi. Kafe Nağme'de işe giren Fatma Çarıklı, müşterilerle ilişkileri ve çalışkanlığıyla dikkat çekince işyerinde sigortası yapıldı.

Yakınları 'Komando Erhan' diye çağırırdı
Kafenin talihsiz garsonlarından Erhan Tekin (20) komando olmak istiyordu. Bu isteğini bilen yakınları da onu "Komando Erhan" diye çağırıyordu. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi kazanamayan Tekin, askerlik öncesi son durak olarak Kafe Nağme'de çalışıyordu. İşini çok seven Tekin, askerliğini bitirdikten sonra kendisine iş kurmayı düşünüyordu.

Ağrılı aşçı geride iki çocuk bıraktı
Mutfakta ölüme yakalanan aşçı Burhan Turan (25), geride 2 çocuk bıraktı. Ailesinin 30 yıl önce Ağrı'dan İzmir'e göçüyle "İzmirli olan" Turan, mesleğini severek yapıyordu. 3 yıl önce askerden dönmüş hemen evlenmişti. İki kızı ve eşiyle Bornova Kızılay Mahallesi'nde oturan Burhan Turan, 2 yıldır çalıştığı işyerinde yaratıcı menüleriyle dikkat çekiyordu. Gençlerle diyaloğu, O'nu Cafe Nağme'nin değişmez figürlerinden biri yapmıştı.

İlker ÇOBAN - Fatih ŞENDİL - Fahrettin DOKAK - Şükrü AKIN - Mehmet DEMİRPOLAT


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır