kapat
08.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Bürokrasinin oyuncakları

AB İlerleme Raporu'ndan ve TEKEL'e tekliflerin beklentilerin bir hayli altında kalmasından sonra yapılan yorumlarda oklar bir kez daha bürokrasiye çevrildi.

AB'den gelen eleştirilerle başlayalım. Avrupa Parlamentosu üyelerinden Hollandalı Arie Oostlander ile Lüksemburglu Jacques Poos, bu hükümetin "Son dönemlerin en başarılı yönetimi" olduğunu, ancak bürokrasinin siyasi iradeye karşı direnişe geçtiğini belirttiler.

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen daha açık konuştu "Türk Hükümeti yoğun bir reform çabası içinde ama mevcut devlet mekanizmasının değiştirilmesi çok zor."

Zaten İlerleme Raporu'nda da bu görüş ya da gerçeğin derin izleri var "Hükümet şiddetle direnen devlet sistemine AB standartlarını kabul ettiremedi. Hükümetin iyi niyetli olduğuna inanıyoruz ama devlet mekanizmasının bazı kesimlerinde direniş hâlâ yoğun..."

En az 3 milyar dolar beklenen TEKEL'e tekliflerin 1.5 milyar doları bulmamasının faturası da gerek iç, gerekse dış basındaki yorumlarda bürokrasiye kesildi. Konunun uzmanı köşe yazarlarından "Bürokrasinin yabancı sermaye düşmanı olduğunu" iddia edenler bile çıktı.

Yönetememe krizi
Ancak kıyameti koparan yorum, daha doğrusu suçlama, dünyanın en etkin iki ekonomi gazetesinden biri olan Financial Times'tan geldi. Gazete TEKEL'e teklif veren firmalardan birinin danışmanının ifadelerine dayanarak şöyle dedi "Türkiye'de yatırım ortamı yabancı sermaye için henüz dostane değil. Ahlaksız bürokraside yolsuzluk çok yaygın durumda..."

İster "ölçüsü kaçmış" deyin, ister "aşırı gerçekçi" bulun ama Financial Times'ın bu tespitini arkadaşımız Okan Müderrisoğlu'nun bugün SABAH'ta yer alan haberi de doğruluyor. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu'nda bakın işadamları nasıl feryat etmiş "Bürokratların elinde oyuncak olduk. Bürokratlar sizi de, bizi de oyuncak etti."

Daha da önemlisi, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın da "Verimsiz, tembel diye iki genel müdürü görevden almak istedim ama Köşk'ten döndü" diyerek bu yakınmalara katılması.

Babacan ilk değil. Bugüne kadar hükümetin birçok yetkilisinden benzer cümleleri duyduk. Hatta Başbakan Erdoğan çok değil, geçen ay Türkiye'deki idari sistemin bir "yönetememe krizi" içerisine girdiğini, "Klasik bürokratik yapının, ülkenin ve toplumun potansiyelinin harekete geçirilmesini engelleyici bir işlev gördüğünü" söyledi.

Direniş kırılır mı?
Çare? 4 ay önce Erdoğan'ın da katıldığı bir TÜSİAD toplantısında bürokrasiden dert yanan, "Kanunları bile onlar yazıyor" diyen AK Parti İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya'ya işadamı Tuğrul Erkin'in müthiş cevabı fazla söze gerek bırakmıyor "İktidar bürokrasiden şikayet edemez. Ederse iktidar olamaz."

Bürokratik yapıda köklü bir reform öngören Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı görüşmeleri sırasında milletvekillerinin bu sözleri sık sık hatırlamaları ve hatırlatmaları gerekiyor. Bürokrasinin "Sorumsuz ve sorunlu" yapısının ters çevrilip "Sorumlu ve sorunsuz"a dönüştürülmesi şart.

Bunun da yolu, tasarının 46'ncı maddesinde öngörülen "Hükümetlerin kendi ekipleriyle gelip gitmeleri" sistemine geçmek. Yani iktidara, Erdoğan'ın deyimiyle, "vücut dili"ni anlayacak kamu yönetimi oluşturma yetkisini tanımak.

Çünkü Ankara'daki bürokrasi "Devlette süreklilik esastır" ilkesini ne yazık ki, "Gelene ağam, gidene paşam" pişkinliğine indirgedi...

Mesajlarınız için: esafak@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler
omer celik

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır