|
 |

ÖMER LÜTFİ METE
Çağdaş Celali isyanı
Rakamlar muhtelif ama yön belli; iktidar oylarını yükseltiyor.
Erdoğan'ı ve hareketini içlerine sindiremeyenler inanmak istemiyorlar. Adam bazen memurlara fırça atıyor, bazen kendisine halini arz eden çiftçiye kızıyor ama yine de sevenlerini çoğaltıyor.
Nereden geliyor bu cazibe? Erdoğan'ın yelkenlerini şişiren ana rüzgar ne?
Bu sorunun cevabını önce iktidarın kendi kadroları içinde aramaya çalıştım. Hala Erdoğan'ın karizmasından öte bir tılsım bulup gösterebilen yok. Üstelik bu kadroların çoğu tatmin olmuş da değil. Hatta kendilerini iktidar olarak henüz yetersiz bulduklarını da gizlemiyorlar. Ancak her durumda içerideki ortak hava mutlak anlamda iyimser dalgalar yayıyor. Partililer geleceğin çok daha iyi olacağına, parlak başarılara imza atılacağına inanıyorlar.
Ne var ki, iktidar da, genel olarak muhalefet de bu gidişin temel sırrı konusunda çok güvenilir açıklamalara ulaşabilmiş değil.
Sahi bu yükseliş neden?
Muhalefet cephesindeki dağınıklık hemen hemen herkesin benimsediği bir etken ama yeterli değil. Kaldı ki onları 3 Kasım öncesinden daha dağınık ve zaaflı hale getiren sürecin ana dinamiği de yine Erdoğan rüzgarı. Bu karşılıklı etkileşimin bir yönünü temel gerekçe saymak mantığa aykırı.
Türkiye türü kölelik
Mesele sadece muhalefet partilerinin kırık-dökük ve dağınık olmaları ile açıklanamaz. Hatta kanaatimce bu etken, en önemlilerden biri bile sayılmaz. Zaman zaman iktidarın kendi mensuplarını bile şaşırtan ve yüzde 45'lik oy oranına doğru esen rüzgarı besleyici pek çok irili-ufaklı basınç kaynağı var. Bunlar içinde en büyük etkiyi ürettiğine inandığım dinamik, ülkedeki efendi-köle düzenine karşı Anadolu'nun sezgici isyanıdır.
Halk, ta Osmanlı'dan beri değişmeyen bu fiili efendi-köle düzenine karşı isyanını şimdilik Erdoğan'ın üzerinden yürütüyor. Onu bir tür "Celali Reisi" gibi görüyor.
Bu efendi-köle düzeninin dününü hatırlayalım Osmanlı'da mülki ve askeri yönetim, devşirilip Enderun'da pişirilenlerin oluşturduğu bir sosyetenin elinde.. Anadolu insanı ise sadece kul; toprağı sürecek, ihtiyaç olduğu takdirde Yemen'lere kadar ölmeye gidecek. Yüzyıllardır değişen çok fazla bir şey yok. Toplumun ekabiri yine aynı merkez. Anadolu insanı da bu ülkenin ikinci sınıf sakini!
Umut fakirin ekmeÄŸi
Åimdiki ÅŸartlarda yeni devÅŸirme alanı fethedemediÄŸimiz için, mevcut devÅŸirme kalıntılarının oluÅŸturduÄŸu mutlu azınlık yine temel kurum ve sektörlerin yönetim ve denetimine hakim. Anadolu ise bu sisteme "Mehmetçik" üretecek ambar!
Analar inançlı çocuklar doğuracaklar ki, onları alıp "şehitlik ülküsü" ile kolayca seferber edelim, gözlerini kırpmadan ölüme gidecek yüzbinlerce Türk gencini askeri gücümüzün temel dayanağı yapalım.
Lakin bu analar hadlerini bilecekler!! Mesela olur olmaz yerlerde başlarını örtmeyecekler. Onların görevi Yemenlik kurbanlar doğurmaktan ibarettir.Halk Erdoğan'ı bu "payitaht efendileri"ne karşı bir Dadaloğlu, bir Köroğlu sanıp peşine düştü; hala böyle inandığı için ayrılmıyor, orada çoğalıyor.
Erdoğan'ın gerçekten öyle olup olmadığını tartışmanın anlamı yok. Halk böyle görüyor, günümüzün "Enderun"lularına karşı direndiğini farz ediyor. Sonuç umduğu gibi olmasa da gam çekmeyecek. Çünkü halk, parasını verip beslediği devletin şamar oğlanı olmaktan bıktı. Erdoğan'la ilgili hüsnü zannı sürdükçe muhalefet avuçlarını yalamaya devam edecek.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|