kapat
08.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Türban tartışması hukukçuları böldü

Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesi'ndeki davada sanık olan Hatice Şahin'in türbanlıolduğu gerekçesiyle Hakim İnan tarafından salondan çıkarılması yeni bir tartışma başlattı. Ancak hakimin bu kararı hukukçuları da ikiye ayırdı. Kimi hukukçular kararı 'yanlış ve haksız' olarak değerlendirirken, kimileri ise 'karar hukuki olarak doğrudur' diyor

Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesinde görülen Belkom davası, yeni bir türban tartışması başlattı. Sanık Hatice Hasdemir Şahin'in mahkeme salonuna türbanla gelmesi, ve Hakim Fadıl İnan'ın Şahin'i türbanlı olduğu gerekçesiyle salondan çıkarması, hukukçuları ikiye böldü. İstanbul Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Semih Gemalmaz, krizin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) kadar çıkarılabileceğini vurguluyarak, "Bu uygulama adil yargı hakkını ihlal ediyor. Sadece bu sebepten ötürü bile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesine aykırı olduğu sonucu ortaya çıkabilir ve sanık tarafından dava konusu yapılabilir" diye konuştu.

HAKİM SALONDA EN YETKİLİ KİŞİDİR
Galatasaray Üniversitesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ise hakimin mahkeme salonunun düzeni konusunda istediği talimatı verebilecek yetkide olduğunu söyleyerek "Duruşmaya kimlik tespiti yapılarak başlanır. Resmi belgelere iki kulağı görünen, yani saçı açık, cepheden fotoğraf konmak zorunda. Mahkemede de bu kural geçerli olmalı. Bu davada da hakim, kamu düzeni açısından bunu gerekli görmüş olabilir. Hakim, salonun düzeni konusunda en yetkili mercidir. Hukuksal açıdan yanlış bir tutum yok" diye konuşuyor.

Prof. Dr. Gemalmaz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinde 'adil ve usulüne uygun yargılama hakkı'nın anlatıldığını söyleyerek, "Burada kıyafetle ilgili hiçbir madde yok. Ama yargılamada sağlanan bütün güvencelerden yararlanma, mahkemede bizzat hazır bulunmasının sağlanması gibi maddeler var. Şahin de bir sanık olduğu için disiplin tedbiri uygulanamaz" dedi. Mazlum-Der eski şube başkanı Avukat Sadi Çarsancaklı da mahkeme eliyle hak ihlali yapıldığını vurguladı.

SOKAKLAR DA KAMUSAL ALAN
Ceza Hukukçusu Fatih Selami Mahmutoğlu ise 'kamusal alan' tarifindeki muğlaklığın bu karmaşayı yarattığına dikkat çekip, "Kamusal alan sınırının nerede başlayıp, nerede bittiği belli değil. Kamusal alan tarifi, kişinin savunma hakkı kesinlikle engellenmemeli" yorumun yaptı. Prof. Dr. Gemalmaz da 'kamusal alan' benzetmesini tamamen yanlış bulduğunu ifade ederek şunları söşyledi "Eğer bu kişi 80 yaşında bir Anadolu kadını olsaydı ya da çarşaflı köylü bir kadın olsaydı, aynı reaksiyon gösterilmeyecekti. Kişi memur, savcı ya da yargıç değil, sanık olarak orada bulunuyor. Dava konusu ne olursa olsun birey bakımından adil olunması gerekli."

Avukat Çarsancaklı ise "Sokaklar da kamusal alan olarak nitelenebilir. Ayrıca 'Kamusal alanda kişinin kendini ifade etmesi yasaktır' gibi bir noktaya geldi işler. Başörtüsüne de mini etekliye de karışamazsınız. Antidemokratik bir tutum bu" diyerek kamusal alan tartışmalarını anlamsız bulduğunu belirtti.

BARODAKİ FOTOĞRAFI TÜRBANSIZ
Sanık Hatice Hasdemir Şahin'in türbanlı olduğu için mahkeme salonundan çıkarılmasını doğru bulan bazı hukukçular da yok değil. GSÜ Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, sanığın bu tutumuna devam etmesi halinde haklarından vazgeçmiş sayılabileceğini ve davanın gıyabında sürdürüleceğini belirtti. Ankara Barosu Başkanı Semih Güner ise Şahin'in aynı zamanda avukat olmasına dikkat çekiyor ve "Başı açık fotoğrafı baro kayıtlarında zaten var. Türban ile duruşmaya katılmasını samimi bulmuyoruz" diye konuştu. İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu da Semih Güner'le aynı görüşü paylaşarak, sanık olarak orada bulunsa bile Hatice Şahin'in avukat kimliğini taşıdığı için 'kamusal alan' olarak addedilen mahkeme salonuna türbanla girmesinin yanlış olduğunu savundu.

İstanbul DGM'ye türbanla girmişlerdi
4 yıl önce İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görülen, 'Türban zinciri' davasında sanıklar Abdurrahman Dilipak, Ahmet Taşgetiren, Hatice Köse ve Hacer Yıldız'ın yargılanması sırasında sanıklardan Yıldız ve Köse, mahkeme salonuna türbanlı girmişti. Hâlâ devam eden duruşmalara katılan sanıklar, mahkeme salonuna türbanla gelmeyi sürdürüyor.

Türban ABD ve Avrupa'da mahkemeye girmişti
Türkiye'nin konuştuğu "kamusal alan ve türban" tartışmaları Avrupa ve Amerika'da da yaşanmıştı. Bunun en bilinen örneği Amerika'nın Florida eyaletinde yaşandı. Geçtiğimiz Mayıs ayında Sultan Freeman adlı bir kadın, ehliyetinde türbanlı fotoğraf bulunduğu ve bunu değiştirmeyi reddettiği için ehliyetine el koyan polisleri mahkemeye vermişti. Genç kadın, mahkeme salonuna yüzünde sadece gözlerini açıkta bırakan kara çarşafıyla gelmişti. Bu şekilde ifade verdi. ABD medyasının günlerce gündeminden inmeyen Freeman'ın kucağında türban şeklinde başını bağladığı küçük kızıyla birlikte basın açıklaması yaparken çekilen fotoğrafları da dünya basınında geniş yer almıştı.

Bir diğer örnek ise Almanya'da yaşandı. Geçtiğimiz ay, Feriştah Ludin adlı Afgan asıllı bir öğretmen, Karlsruhe eyaletinde iş başvurusu yaptığı okulu, başvurusunu türbanlı olduğu için reddettikleri gerekçesiyle mahkemeye verdi. Okulda da türbanını takabilmesi gerektiğini söyleyen Ludin'in başvurusu, Federal Anayasa Mahkemesi, kişinin din özgürlüğü anayasa tarafından korunduğu belirtilerek kabul edildi. Türbanlı öğretmen, mahkemeye ifade vermeye da başında türbanıyla gitmeyi tercih etmişti. Mahkemenin kararı ülke genelinde tartışma yaratsa da Federal Anayasa Mahkemesi, anayasayla bu hakkı tanıdıklarını, türbanın yasaklanması için yasal düzenleme yapılması gerektiğini açıklamıştı. Stuttgart kentindeki okulun, Feriştah Ludin'in iş başvurusu kabul etmemekte haksız olduğu da mahkeme kararında belirtilmişti.

'Kamusal alan' nedir?

Prof. Dr. Süheyl Batum (Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı)
Kamusal alan, devletin egemenlik yetkisini kullandığı yerlerdir. Bu görev ve koşullarda türban kullanılamaz. Ancak, Anayasa'da devlet, kamu alanları dışında, kamu hizmetinden yararlananlar için de laiklik ve baskı aracı oluşmaması amacıyla türbanı yasaklamıştır. Bunlar da üniversite ve okullardır.
Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı (Anayasa Hukukçusu)
Devletİn faaliyetlerini yürüttüğü yerlerdir. Hastaneler, üniversiteler, kamu hizmetlerini ilgilendiren yerler gibi. Okullarda, mahkemelerde, hükümet faaliyet alanları içine giren bütün alanlarda türban yasaktır. Devletin temeli laikliktir. Anayasa Mahkemesi kararı vermiştir. Bu ancak Anayasa Mahkemesi'nin yeni kararı ile bozulabilir.

Özlem YURTÇU - Zeynep İŞMAN


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler
omer celik

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır