kapat
08.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Ana-babayı yıkan teşhis

Şile Sahili'nde 17 Ekim'de bulunan cesedin bir aydır kayıp olan tiyatrocu Deniz Binnaz Çalışır'a ait olduğu belirlendi. Derisi soyulan genç kızı, ailesi kolundaki benden teşhis etti

Geride sadece şifreli bir günlük bırakarak yaklaşık bir ay önce kayıplara karışan 22 yaşındaki tiyatro oyuncusu Deniz Binnaz Çalışır'ın cesedi bulundu. Cinayete kurban gittiği tahmin edilen genç kızın izine, defterindeki şifrenin çözülmesiyle değil kolundaki beni sayesinde ulaşıldı

Şile Sahili'ne 17 Ekim günü kafa derisi yüzülmüş, belden yukarı kısmı parçalanmış halde vuran cesedin kimliğini araştıran polis, Adli Tıp Morgu'na kaldırılan cesedi kayıp olarak aranan Deniz'in ailesine de gösterdi. Bir yandan kızlarını bulmak isteyen, bir yandan da soğuk morg masasında yatan kimliksiz bedenin kızları olmaması için dua eden aile, cesedin kolundaki benden talihsiz genç kızı tanıdı. Ön dişteki dolgu, ayaktaki yanık izi ve iç çamaşırları da teşhisi güçlendirdi. Ancak yine de kesin sonuç için baba İsmet Çalışır'dan kan örnekleri alındı. Yapılacak DNA testi ve genç kızın daha önce çekilen diş filmleri ile göğüs röntgeninin karşılaştırması cesedin Çalışır'a ait olup olmadığını gösterecek. Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi Başkanı Gürsel Çetin cesedin Deniz'e ait olup olmadığının bulunmasının 15 gün süreceğini söyledi.

Yetkililer, cesedin şişmemiş ve çürümemiş olduğunu bunun da denizde boğulmadığını gösterdiğini söyledi. Jandarma kriminal elemanları cesedin bulunduğu yerde yaptıkları incelemede birkaç metre ileride kafatasından soyulan saçlı deri buldu. Kumsalda herhangi bir boğuşma izine de rastlanmadığı belirtildi. Yetkiler, genç kızın öldürüldükten sonra cesedinin sahile getirilmiş olabileceğini kaydettiler.

Cesedin teşhisinin ardından Şile Polisi ilçedeki tüm çöp kutularında tek tek arama yaptı. Bu aramalar sırasında bulunan bir hırka da Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

PROVAYA DİYE ÇIKMIŞTI
Tekstil işçisi olarak çalışan ve her Pazar günü Taksim'de Yedibölge Tiyatrosu oyuncuları ile tiyatro provalarına katılan Deniz, 12 Ekim günü saat 08.30'da "provaya gidiyorum" diyerek evden ayrılmış bir daha da kendisinden haber alınamamıştı. Yanında 30 milyon TL parası vardı. Bir de sırt çantası. Geride ise sadece şifreli bir günlük bırakmıştı. Kızlarını her yerde arayan perişan haldeki aile ve polis hiçbir ize ulaşamıyordu.

Genç kızın kaybolmasından 5 gün sonra Şile sahilinde tanınmaz halde bir ceset bulundu. Polis, Deniz'in cep telefonunun da Şile'de sinyal verdiğini tespit etti. Deniz'e ait sırt çantası da cesede bir kilometre uzaklıkta yine sahilde kuru bir şekilde bulununca dikkatler kayıp olarak aranan Deniz üzerinde yoğunlaştı.

Adli Tıp Kurumu morguna dün gelen aileye önce cesedin yanında bulunan spor ayakkabısı ve çanta gösterildi. Aile bunların Deniz'e ait olduğunu doğruladı.

TELEFONU BEKÇİ BULMUŞ
Korkunç teşhisi yaptıktan sonra yıkılan baba İsmet ve annesi Zeynep Çalışır, kızlarının kafa derisinin yüzülmüş, gözlerinin oyulmuş, belden üstünün parçalanmış olduğunu söyledi. Kızlarının yüzülen saçlarının da bulunduğunu anlatan Çalışır ailesi kızlarını sağ kolunun dış kısmındaki et beni, sağ bacağındaki yanık izi ve dişindeki dolgudan tanıdıklarını anlattı. Ablası Ziynet Çalışır ise iç çamaşırlarını gördükten sonra cesedin kardeşine ait olduğunu anladığını belirtti.

Deniz'in cep telefonunun ise kartı alındıktan sonra Şile'de bekçilik yapan Ahmet Çakmak tarafından kullanılmaya başlandığı ve Çakmak'ın polis tarafından sorgulamaya alındığı öğrenildi. Cep telefonunu çöp kutusuna atılmış bir çanta içinde bulduğunu belirten Bekçi, içinden kimlik çıkmayan çantayı atıp telefonu sim kartını çıkartarak kullanmaya başladığını anlattı.

Çalışır ailesi Deniz'in bir cinayete kurban gittiğinden şüphelendiğini belirterek, "Deniz'in intihar etmiş olduğuna inanmıyoruz, kendi başına da Şile'ye gitmiş olamaz. İntihar edenlerin bencil olduğunu düşünürdü ve son günlerinde bunalımlı değil tersine mutluydu. Evleneceği için heyecanlıydı" dedi. Bu arada Deniz'in platonik olarak aşık olduğu iddia edilen tiyatrocu Erol Küçükaksoy ise Deniz'in kendisine karşı bir ilgisinin olmadığını söyledi. Deniz'i 3 yıldır tanıdığını belirten Küçükaksoy, Deniz'in kendisini aramadığını ve kendisine aşıkmış gibi bir görüntü çizmediğini anlattı.

HAYAT DOLUYDU
Deniz'in bir reklam ajansında çalışan ablası Ziynet Çalışır ise Deniz'in kendisine kaybolmadan bir gün önceki akşam, "Tiyatroya herkes geç geliyor bende yarın geç gidebilirim" dediğini belirtti. Ziynet, şöyle devam etti "Ben de karşılık olarak 'herkes seni ilgilendirmez sen kaçta olman gerekiyorsa o saatte orada ol' dedim. Deniz'i ikna ettiğimi düşünüyorum, çünkü sabah erkenden evden tiyatroya gidiyorum diye çıktı."

Genç kızın ağabeyi Ferhat Çalışır da talihsiz kardeşi ile ilgili şöyle dedi "Kızkardeşim hayat doluydu. Yaşama çok bağlıydı. Başına gelebilecek en kötü olay tecavüz olsa bile hayattan bağlarını koparmaz bizimle paylaşırdı. Kesinlikle kendi canına kıymazdı. Kızkardeşim kaçırılmış öldürülmüştür. Yetkililerden faillerin bulunmasını istiyoruz."

Şifresi çözülen günlükte sır yok
Deniz'in son 10 yıldır şifreli olarak yazdığı günlüğün şifresi Deniz'in ağabeyi Ferhat Çalışır'ın doktor arkadaşı Özdağan Arifoğlu tarafından çözüldü. Arifoğlu Deniz'in günlüğüne "Nagihan ve Canısı" diye isim verdiğini belirterek, Deniz'in en son sayfaya Kayahan'ın 'Yemin Ettim" şarkısının 'Seni versinler ellere/ beni vursunlar/ sana sevdanın yolları/ bana kurşunlar' diye not düştüğünü söyledi. Günlükte Deniz'in gitmek istediğine dair bir cümlenin yazılmadığını belirten Arifoğlu, Deniz'in tiyatrocu Küçükaksoy'a ait günlükte herhangi bir not bulunmadığını da vurguladı. Günlükte daha çok gün içindeki olayları anlattığını söyleyen Arifoğlu Deniz'in evlenmeye karar verdiği erkek arkadaşı Ulaş Ateşçi ile ilgili olarak da "Ciddi ciddi evleniyorum" dediğini ifade etti.

Kızlarını öldüren baba yakalandı
Tarsus'ta iki kızını namus uğruna kurşun yağmuruna tutarak öldüren eski sabıkalı baba Halil Yöndem, jandarmanın saklandığı samanlığa düzenlediği operasyonla yakalandı. İşlediği cinayeti soğuk kanlılıkla anlatan Yöndem, büyük kızını öldürmek istemediğini belirterek, "küçük kızıma ateş ettiğimde büyük kızım bağırmaya başladı. Susturmak için ona da ateş ettim. Beni yakalamasaydınız, oğlumu görüp intihar edecektim" dedi.

Şartlı Salıverme Yasası'ndan yararlanarak cezaevinden çıkan 51 yaşındaki Yöndem, 16 ve 17 yaşlarındaki iki kızını "kötü yola düştükleri gerekçesiyle" öldürmüş, sonra da kayıplara karışmıştı.

ARKADAŞI İHBAR ETTİ
Yöndem, cinayeti işledikten sonra otobüsle Tarsus'tan ayrıldı. Otobüsten Şereflikoçhisar Çalören kasabası yol ayrımında inen Yöndem, evi yerine Aliuşağı köyündeki eski çiftçi arkadaşı Sami Özdemir'in evine gitti. Aç olduğunu söyleyen Yöndem, hazırlanan yemeği yedikten sonra biraz uyudu. Bu sırada ev sahibi akşam haberlerini televizyondan izlerken Yöndem'in eski eşinden olan iki kızını öldürdüğü haberi yayınlandı. Ev sahibi Özdemir, birkaç dakikalık şokun ardından muhtara giderek olayı anlattı. Muhtar da Jandarmaya ihbarda bulundu. Çay içerken Jandarma ekiplerinin köye geldiğini gören Yöndem, gizlice kaçarak saklandığı samanlıkta kıskıvrak yakalandı. Yöndem verdiği ilk ifadede işlediği cinayeti şöyle anlatı "Tarsus'a gittiğimde büyük kızım O.Y. ve bir süre önce evden kaçan küçük kızım Ç.Y.'yi görünce önce sevindim. Sonra Ç.Y'nin kötü yola düştüğü akılıma geldi ve çıldırdım. Önce küçük kızıma ateş ettim. Büyük kızım bağırmaya başladı. Susturmak için ona da iki kez ateş ettim ve evden koşarak çıktım. Ailem tamamen dağıldı. Büyük oğlum küçük kızımın yüzünden adam öldürerek cezaevine düştü. İki kızım da öldü. İkinci eşimden olan 6 yaşındaki oğlumu gördükten sonra intihar etmeyi düşünüyordum yakalandım."

Göksel ÇAĞLAV - Ali BALCI - İnci DÖNDAŞ


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler
omer celik

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır