kapat
20.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ABDURRAHMAN YILDIRIM


Piyasada 8.5 milyar dolarlık çift taraflı açık korkusu

Irak'a asker yollamayla ABD'nin 8.5 milyar dolarlık kredisi de yatarsa bunun ekonomiye ve piyasalara etkisi ne olur?

Bunun yanıtını önceki hafta yayımladığımız bitişik tablodaki rakamlardan verelim. Kredinin 2004 yılında kullanılacak bölümü 6.4 milyar dolardı. Kredi işi suya düşerse bu kadar para nereden bulunacak? Hazine'den sorumlu bakan, "hesaplamalarda bu paranın yok sayıldığını" söylüyor. Ama piyasalar bu para gelecekmiş ve kamu finansmanında kullanılacakmış gibi hesap yaptı, döviz ve faizin fiyatlarına bunu yansıttı. Gözden geçirmenin tamamlanmasıyla Türkiye kredinin 2.1 milyar dolarlık ilk taksidini ihtiyacı olduğu zaman çekebilecekti. Bu da iç borç ödemelerinin çok yoğun olduğu ocak-mart dönemine denk getirilecekti. Piyasa buna göre hesaplar yapıp bono almış, hatta geçen haftaki takas ihalesine katılmıştı. Şimdi bu para gelmeyecekse ne yapacak?

* Faize baskısı- Kredi gelmeyecekse bunun ilk karşılanma yolu iç borçlanma. Hazine gelecek yıl piyasaya yapacağı iç borç geri ödemeleri kadar bir parayı yeniden piyasadan borçlanmak durumunda kalacak. Bunun da faizler üzerinde belli bir baskı yaratması gayet normal.

* Dövize baskısı- 8.5 milyar dolarlık kredinin gelmemesinin ikinci etkisi ise döviz ve kur üzerine. Bu paranın Türkiye'ye girmemesi halinde ödemeler dengesinde bu kadar finansman açığı oluşacak ve bunun da kurlar üzerinde baskı yaratması beklenmeli.

Kredinin iki şartından biri tamam, diğerinin yerine getirilmesinde Türkiye tarafı olarak yapılabilecek fazla bir şey yok. Kredinin tamamının kullanılması için ABD ile geriye Irak şartı yerine başka bir şartın pazarlığı kalıyor.

* Sonuç "İş başa düşünce karatavuk dört yumurtlar" Ayaş-Ankara sözü

Merkez Bankası dolara nerede müdahale eder?
Denilebilir ki, zaten yılın sonuna geliyoruz. Yabancı yatırımcılar genelde kârlarını realize edip yılsonu bilançolarını kapatmak isterler. Yerli finansal kuruluşlar da açık pozisyonlarını kapamış olarak yılı bitirirler. Yeni yılda ise dövizde pozisyon açmayı yeniden değerlendirirler. Üstelik kış ayları turizm gelirlerinin azaldığı, buna karşılık başta akaryakıt ithalatı olmak üzere ithalatın arttığı, yani döviz talebinin yükseldiği aylar. Bunların etkisiyle döviz bir süre talepli ve hareketli gidebilir. Eğer yerli ve yabancı yatırımcıların kararları yeni yıldan itibaren pozisyon açmak yönünde olursa, diğer koşullar aynı kalmak kaydıyla kurların önce artması sonra yeniden gerilemesi, yani dalgalanması söz konusu olabilir.

Ancak yılbaşına kadar olan dönemde kurun ne kadar yükselebileceğini asıl Merkez Bankası'nın tavrı belirleyecek. Olumlu döngü ortamında doların düşüşüne müdahale eden ve altı ayda 9.3 milyar dolarlık alım yapan Merkez Bankası'nın kur yükselirken nerede müdahale edeceği merak konusu. Bankanın düşerken bir süre izlediği ve müdahale etmediğinden hareketle kur yükselirken de bir süre müdahale etmemesi beklenebilir. Ancak günlük alımların azaltılması hatta durdurulması elbette ilk günden itibaren mümkün. Bir de volatilite cuma günkü gibi yüksek olmaya devam ederse doğrudan müdahale erken gelebilir. Bunun tersi erken kriz getirir. Böyle bir sonucu da kimse istemez. En başta yeni faiz indirimine giden ve işler yolunda diyen Merkez Bankası.

Krediyle kurun kaderi de döndü
Ekim ayı ile birlikte mali piyasalarda kırılma yaratacak olaylar gündeme gelmişti. Bunlardan ilki olan DEHAP davası sonucu seçimlerin iptal edilmesi atlatılmış, ardından Irak'a asker yollanmasına izin veren Tezkere, Meclis'ten sorun yaratılmadan geçmişti. Böylece piyasalarda yön değişikliğine yol açacak iki önemli eşik başarıyla aşılmıştı.

Hükümetin 2004'te programa devam etme kararının sonucu olarak IMF ile 6. Gözden Geçirme geçen hafta tamamlandı. Böylece üçüncü eşik de başarıyla aşıldı. Merkez Bankası yeni bir faiz indirimine daha gitti. Bu olumlu gelişmeleri perşembe günü Türkiye'nin notundaki artış izledi.

Mali piyasalarda perşembe gününe kadar hemen hemen her şey iyi giderken 17 Ekim Cuma günü doların fırlaması ile hava birden dönmeye başladı. Merkez Bankası'nın döviz alım ihalesine perşembe günü 248 milyon dolar teklif gelirken bu rakam cuma günü 79 milyon dolara düştü. Dolar kuru 1.465 bin liraya kadar yükseldi. Bu yükseliş sonucu dolar mart ayından bu yana ilk kez haftalık yüzde 4.3 artış kaydetti.

Peki ne oldu da mali piyasalardaki hava bir günde değişti?

Perşembe günü BM Güvenlik Konseyi Irak'a asker gönderme karar tasarısını kabul etti. Aynı gün ABD'li yetkililerin açıklamaları, Irak'a Türk askerinin gönderilmesi isteğinden çark ettikleri yönündeydi. Bunun Türkiye mali piyasaları ile 8.5 milyar dolar kadar bir ilişkisi var. Anlaşması 22 Eylül'de imzalanan kredinin taksitler halinde kullanımı Irak'ta iki ülkenin tam işbirliğine ve IMF gözden geçirmelerine bağlanmıştı.

Irak'a asker gönderme işinin sekteye uğramasıyla 8.5 milyar doların kullanımı tehlikeye girebilir. En azından şartlardan biri yerine getirilmemiş olacak. Bu konudaki spekülasyon da, mevsimlik arz döneminin sonuna gelinmesi ve talep dönemine girilmesiyle dövizden başladı. Mali piyasalarda bir günde değişen işte buydu.

Mesajlarınız için: ayildirim@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard


TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır