|
 |

NECATİ DOĞRU
Rüyası: Takkeyi, tesbihi takunyayı atmak!
Talih rüzgarı işte... Böyle esti... Hayat ona; "Takkeyi... Tesbihi... Takunyayı atmak değilse bile onlara sarılmayı bırakıp Avrupa Birliği'nin Kopenhag Kriterleri'ne kilitlenmek rolü" verdi. Halk çobansız kalmıştı. Çobanını arıyordu. Takkeye, tesbihe, takunyaya sarılarak halka çoban olunmayacağını anladı.
Yeni rolüne soyundu.
Rolünü iyi oynuyor.
Arşivdeki fotoğrafın öyküsünü kendisi şöyle anlatmıştı "Yer Ataköy'deki Mavi Marmara Et Lokantası'ydı. Ramazan iftarıydı. Cemaatle birlikte namaz kılıyorduk. İmam Hatip mezunu olduğum için, yani daha iyi okurum diye namazı ben kıldırıyordum..." Böylece o yıllarda namazda Necmettin Erbakan'ın önüne geçen Tayyip Erdoğan, siyasette de onun önüne geçebilmeyi başardı.
****
Rolünü okudu.
Erbakan'dan koptu.
Milli Görüş'ü bıraktı.
Takkeye, tesbihe, takunyaya, islama sarılarak Türkiye'de iktidara gelinmeyeceğini, gelinse bile iktidarda kalınmayacağını 28 Şubat'ta gördü. Geçmişte prizini o da Erbakan gibi "Siyasal İslam Aküsüne" takmış, enerjisini ondan almıştı.
Prizini eski aküden çekti.
Yeni aküye bağlandı.
Bu yeni enerjiyle parti kurdu, yüzde 36 oyla iktidara geldi, yasaklı olmaktan kurtuldu, seçildi, başbakan oldu. Pazar günkü kurultayında yaptığı konuşmayla, geçmişini de inkar etmeden, prizini İslam Aküsünden çektiğini, "Avrupa Birliği Aküsü'ne, Demokrasi Aküsüne, Hukukun Üstünlüğü Aküsüne, Halkı Kalkındırma Aküsüne, AKP'yi Türkiye Partisi yapma Aküsü'ne, Serbest Piyasa Ekonomi Aküsü'ne" soktuğunu anlattı.
Tayyip Erdoğan'ın Birinci Kurutay'da "Benim bir rüyam var" diye başlayıp ve "Hedefimiz Kopenhag Kriterleri'nin çok ilerisidir" diye bitirdiği konuşması, "din devleti kurma" ya da "laiklikle hesaplaşma" misyonunu geride bıraktığının ilanıdır.
Eski merkezi bırakma...
Yeni merkeze gelme...
Ilımlı İslam...
Dindar demokrat...
Muhafazakar demokrat...
Diye yapılan tarifler 30 yıllık Milli Görüş geleneğinin terk edildiğini, eski İslamcıların "demokratikleşme ipine sarıldıklarını" gösteriyor. Kurultay'da ortaya çıkan fotoğraf, yeni merkez sağ dedikleri, laikliğe karşı çıkmayan, seçimleri esas olan "Avrupacı-Milli Görüş"tür.
Laiklerin elinden...
Laikliği...
Atatürkçülerin elinden...
Atatürkçülüğü...
Demokratların elinden...
Demokratlığı....
Libarallerin elinden...
Liberalliği...
Almaya niyetliler. Böylece bu toplumun siyasetine derin çentiklerle kazınmış; "Sağcı-Solcu... Modern-Gelenekçi... İlerici-Gerici... Batıcı-Millici... Yobaz-Demokrat..." gibi keskin kamplaşmaları da bitirmek niyeti sergilediler.
****
Onlara oy veren ve kendini ezik, yoksul, bitkin, kimsesiz sayanlara da milli gelirden daha fazla pay vermeyi unutmadıklarını, "Ekonomi iyiye gidiyor ama bu iyiye gidişi halkın hayatına yansımadı" diyerek belli ettiler.
Seçilerek geldiler.
Seçimlerin önünü tıkamayacakları sözü de verdiler. Böylece demokrasi işleyecek. Dediklerinde ne kadar samimiler. Göreceğiz. Tayyip Erdoğan, tesbihsiz, takkesiz, takunyasız "mutlak lider" oldu. Mutlak lider, toplumun önünü de açabilir, toplumu belaya da sokabilir.
Mesajlarınız için:
ndogru@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|