kapat
14.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

HINCAL ULUÇ


Ucuz, kolay, anlamsız başlıklar..

Cihat Baban Genel Yayın, M. Ali Kışlalı yazı işleri müdürü olsaydı, spor müdürümüz Altan, pazartesi sabahı hayatının en kötü günlerinden birini yaşardı herhalde..

Manşet değil, tek sütun başlığın hesabını verirdik, öfke ile başımıza dikilen ve "Bu ne" diye bağıran müdürlerimize..

"Bu"nun ne olduğunu anlatmak zorundaydık..

Başlık olayı anlatmalıydı. Başlık ilginç olmalıydı. Başlık yazıyı taşımalı ve okutmalıydı. Başlık konuşulmalı, konuşturmalıydı.

Başlık sıradan değil, "Farklı" olmalıydı.

Ve bu başlık, hurufat kataloğunda yer alan, topu topu iki üç çeşit harften biri ile dizilebilmeli idi. Harika başlık bulurdunuz. Bir harf, kahrolası bir harf fazla gelir, sütuna sığmazdı. Bir harf eksik yeni bir başlık bulmak zorunda idiniz. Bugün bilgisayarla canının istediğini yaz, istediğin formatı ver, bilim kurgu filmi bile değildi, bizler için.

Kışlalı, L'Equipe'i atardı önümüze.. Herald Tribune, The Times, Corriera Della Sera'yı atardı. Dünyanın en büyük gazeteleri.. Spor gazeteleri.. "Bakın da başlık nasıl atılır öğrenin" diye.. Onları dünyanın en usta gazetecileri yönetirdi. Oysa ben, Ahmet, Öcal ağabeyim, daha 20 yaşını bulmamış amatörlerdik..

Dün sabah "Aslan parçası" başlığını görünce, Fener- Galatasaray maçının tepesinde, Baban ve Kışlalı günlerimi hatırladım birden..

Aslan parçası..

Nasıl bir mahalle ağzı.. Nasıl ucuz, nasıl kolay, nasıl baştan savma, şişirme bir başlık..

Aslan parçası.. Niye?.. Fener'i yenmiş.. Hadi ordan.. O zaman bu başlığı klişe yaptırın, her Galatasaray galibiyetinde kullanın.. Futbol.. Kürek.. Yüzme.. Fener yenerse de "Kanarya gagası" mesela..

Gazetecilik böyle kolay değil.. Sabah bulvar gazetesi değil..

Okur diyor ki, "Aranızda tartışın bize ne.."

Bir defa bu gazete sizin.. Para verip alıyorsunuz. Size her şey.. Bu tartışma sizin için..

İkincisi.. Söylemedim mi sanıyorsunuz?.. Haftada en az iki kez.. Altan da kafası ile "Evet"liyor, sonra gene bu bulvar gazetesi ağzı, holigan tablosu..

Hangi Aslan parçası..

Galatasaray diye sahaya çıkan rezil bir takım.. Basketbol oynadığını iddia edenlere gülerim.. Fener biraz daha derli toplu.. Bu "Biraz" farkı, skora 20 fark getirirdi. Ama Fenerliler, maçı hediye etmek için ne lazımsa yaptılar. Önce farkı erittiler. 9 saniye kala da, elleri ile Galatasaray'a asist yapıp yenildiler.

Bunun neresi Aslan Parçası, bu başlığı atan arkadaş odama gelsin anlatsın bakalım..

Burası Sabah.. Galatasaray açık tribünlerinin fanatik, gözü kör ceridesi değil..

Ortada basketbol yok. Maç mahalle maçı kalitesinde.. Galatasaray kazanmıyor, Fener hediye ediyor.. İşte ifade bu.. Başlık bunları anlatmalı..

Ama kim uğraşacak onunla..

"Aslan parçası.." diye sallarsın, mangalda kül bırakmazsın. Maçı izlemeyen Galatasaray'ın harikalar yarattığını sanır, sen de bu ucuz, kolay, mahalle ağzı başlığında Galatasaraylı okurdan prim beklersin..

Sabah spor sayfalarını yöneten beyinlerin Hıncal Uluç okulundan olduklarına inanamıyorum..

Meğer ne berbat hocaymışım ben..

****

Bab-ı Ali'nin geri kalanı Sabah'tan farklı değil.. Perşembe günü, spor köşemde milli maç başlıklarını ele alacağım.. İngiltere maçını Türk medyası nasıl verdi?.. O zaman göreceksiniz ki, bu ucuz, kolay, popülist mahalle başlıkları atmak Sabah spora özgü değil.. Hemen hepsi "Palavra" manşetler atmak için yarışıyor..

Ve de pazartesi sabahları, herhalde hiç kimse onlara "Bu ne" diye sormuyor..

Ah Cihat Bey ah.. Ah. Mali Ağabeyim ah..

Keşke bizi kötü yetiştirseydiniz de, bugün bu başlıklara bakıp kahrolmasaydım!..

İstanbul'a bir Central Park geliyor!..
Önce planlara baktım.. Sonra temsili resimlere.. Ne yazık ki, maket henüz bitmemişti gittiğimde.. O daha canlı bir gösteri olurdu. Sonra projeyi yürütenler açıklamalar yaptılar.. Sonra da birlikte gezdik..

Müthiş.. Harika.. Olağanüstü..

İstanbul, Ortaköy'de bir dünya güzelliği, bir New York'un ünlü Central Parkı'nı adeta, kazanıyor.. İçinden leş bir dere akan, kendisi de atılan çöplerden bir leşti Ortaköy vadisi.. Beşiktaş Belediyesi ile İstanbul Anakent Belediyesi el ele vermişler ve bu insanı hem de nasıl heyecanlandıran projenin altına imza atmışlar.. Ortaköy çarşısının hemen kenarından başlayıp Akmerkez'in altına kadar uzanan o uzun vadi şimdi çok işlevli bir parka dönüşüyor. Önce dere ıslahı.. Dere değil de lağım deseniz olur.. O künkler içinde alta alınıp kapatılmış..

Ortaya çıkan araziye park enfes bir şekilde dizayn edilmiş..

Önce bitki örtüsünden söz edeyim..

250 bin yeni ağaç dikilecek.. Binlerce de çiçek.. Çimler, çimenler..

Sağlık için spor alanları.. Çocuk oyun alanları.. Kafeler, minik lokantalar.. Hobi merkzleri.. Banklar.. Parkın tam Ortaköy ile birleştiği yerde düzlük genişliyor.. Burası tam Central Park göbeği örneği düz bir çim alan olacak.. Binlerce kişi burada çimlere oturarak Central Park'taki o dillere destan konserlerin benzerlerini izleyebilecek..

Ortaköy Vadisi, sadece yörenin değil, İstanbul'un akciğeri olacak..

Bu vadiye bakan sitelerde, apartmanlarda oturanlara gıpta ediyorum. Piyango böyle olur. Bu park bittiğinde evlerinin değeri 10 misli artarsa şaşmam..

"Ortaköy Parkına bakıyor" lafı statü sembolü haline gelecek.

Anakent Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna ve Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu'na bu yürekli, bu harika proje için binlerce tebrik.. Bir fahri Ortaköylü olarak da teşekkür.. İnşaatı sürdüren Uluova firması yetkililerine sordum.. "Ne zaman biter" diye..

"Paralar düzenli ödenirse, öyle kısa zamanda bitiririz ki, şaşar kalırsın Hıncal Ağabey" dediler..

Sanırım ödenir.. İstanbul'un parası hiç bu kadar yararlı, bu kadar güzel bir projeye ödenmemişti bugüne kadar!..

Yürü Gönül!..
16 Ekim Perşembe günü Gazanfer Özcan/ Gönül Ülkü Tiyatrosu'nda olmamız gerek.. Geçen sezon açılırken sahnede hastalanmıştı Gönül Ülkü.. Ve Tiyatro Gönülsüz devam etmişti..

Şimdi Gönül gene sahnede.. "Yürü Ya Kulum" ile açıyor sezonu Gazanferler..

Gönül'e "Geçmiş olsun", Gönül'e "Sahnene hoş geldin" demek için orada olmamız gerek..

Tiyatroya adanmış iki ömür, sahnede geçen yarım asrı düşünün..

Onlara teşekkür borçluyuz..

Ve bu teşekkürün yolu..

(0 212) 212 94 82'yi çevirin ve yerinizi ayırtın.

Gönül, her boş koltuğa gönül koyar, haberiniz olsun.

Helal olsun!..
Otomobil ek vergimi ödedim. Zerre de gocunmadım. Geri vermez, mahsup etmezlerse de gocunmayacağım..

Parayı devletime, ulusuma, yani kendime verdim. Niye gocunayım ki..

Efendim vermeyenler varmış.. Bana ne?..

Verip de üzülenler varsa, onlara söylüyorum.. Bugüne dek kaçırdığınız vergilere sayın..

Ne bu satırları şu anda okuyan siz kardeşim.. Tam da siz.. Tek kuruş kaçırmadınız mı bugüne dek..

İyi düşünün.. Her alışverişte fiş alıyor musunuz?. İstisnasız hepsinde ha..

"Hayır" değil mi?..

O zaman Katma Değer Vergisi olarak devlete gidecekken onun bunun cebinde kalan katrilyonların sorumlusu siz değil misiniz?.

200 milyon ek taşıt vergisi, günah çıkarma bile değildir.

BİZİM DUVAR
Kitle imha silahlarını bulamayan ABD arama çalışmalarına devam ediyor. Arayan Mevlasını da bulur belasını da.

Ünal Turgut

SEVDİĞİM LAFLAR
Bir rount sonra şampiyonsunuz. İşiniz zorlaştığında bir rount daha dövüşün.

James J.Corbett

TEBESSÜM
Paralel kanun; En güzel elbiseler en zor çıkarılanlar olur.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır