|
 |

EMRE AKOZ
'Inancli Sahinler'in oykusu
Aslinda dun aksamki milli maca deginmek gerekiyordu. Ne yazik ki yazilari mac saatinden cok daha once teslim etmemiz gerektigi icin bu mumkun degil. Ama biz yine de futboldan uzaklasmayalim. Gelin Latin Amerika'ya dogru uzanalim...
****
Gecen gun editorlugunu Can Dundar'in yaptigi pop kultur ilavesine (Milliyet) bakiyordum. Son 50 yilda Turkiye'de ve dunyada pop kulture dahil olaylarin dokumunu yapiyorlar. Bu kez sirada 1952 yili vardi. Ve soyle bir not "Besiktas, Brezilya sampiyonu Corinthians takimini Istanbul'da 1-0 yendi." Yapi Kredi'nin yayinladigi Cumhuriyetin 75 Yili ansiklopedisine baktim. Tarih 22 Nisan 1952...
Diyeceksiniz ki "Corinthians'a olan bu merak da nereden cikti?" Aslinda ben onlarla degil de taraftariyla ilgiliyim. Hatta taraftarlarinin bir bolumu olan 'Inancli Sahinler'le...
****
Farkinda misiniz, piyasaya harika bir futbol kitabi cikti. Ingiliz gazeteci, Guardian ve Observer gazetelerinin eski Rio de Janerio temsilcisi Alex Bellos yazmis. Adi "Futebol... Brezilya Tarzi Yasam." (Literatur Yay.) Bellos futbola 'futebol' diyen ve bu oyuna deli gibi bagli olan Brezilyalilar'i anlatiyor.
Kitapta yer alan suruyle ilginc olaydan biri de ultra fanatik Corinthians taraftarlarinin olusturdugu Gaviones de Fielsin, yani Inancli Sahinler.
Inancli Sahinler 56 bin resmi uye ile Brezilya'nin en buyuk taraftar kulubu. 1960'larin sonunda ulke diktatorlukle idare edilirken ve takim kotu gunler gecirirken kuruluyor. Amac hem Corinthians'i desteklemek, hem de insanlarin bir araya gelmesini engelleyen rejime karsi bir paravan olusturmak...
Inancli Sahinler, Brezilya'nin en canli, en heyecanli taraftar grubu. Bayraklari o kadar buyuk ki yuzlerce kisiyle tasinabiliyor. Kulube uye olmadan once kisa bir kurstan gecmek gerekiyor.
****
Sahinler'in en onemli ozelligi ise rakiplerden cok kendi futbolcularini tedirgin etmeleri. Oyuncularin, onlari Sahinler'den korumalari icin 'body guard'lari var! Isler biraz kotuye gitti mi ayaklaniyorlar. Takimi eyalet, ulke ve dunya kupasi kazandiran teknik direktor Oswaldo de Oliveira dahi Sahinler'in baskisiyla isinden olmus! Eger bir futbolcu sinirlerine hakim olamayip formasini yere calarsa dayagi yiyor. Takim yenildiginde bazi Sahinler'in soyunma odasina dalip futbolculari kufur yagmuruna tutmasi siradan bir olay.
'Sahin' olmak bir yasam bicimi. Gururla tasidiklari 'Sahin' tisortunu 'ikinci derileri' sayiyorlar. Mumkun olan her yerde giyiyorlar. Avukatindan oto tamircisine her siniftan uyeleri var. 1976'da bir samba okulu kurmuslar. Festivallere katiliyorlar. Kortej gecerken alkislayan yine kendi taraftarlari.
Sosyologlarin incelemeler yaptigi bir taraftar kulubu Sahinler. Ama sadece bilim adamlarinin degil, savcilarin da gozu onlarin uzerinde. O kadar cok olay cikariyorlar ki kulup her an kapatilma tehlikesiyle karsi karsiya. Ve isin komik tarafi Kitabin yazildigi donemde onlari yakin takibe almis olan Eyalet Savcisi Fernando Capez de bir Corinthians taraftari!
****
Kissadan hisse Taraftarlik guzel bir sey. Taraftarlarin orgutlenerek, statlari bir senlik alani haline getirmeleri... Mac haricinde cesitli sosyal etkinlikler duzenleyerek kaynasmalari daha da hos. Tabii siddette bas vurmamak sartiyla!
'Biz bize benzeriz'
Biliyorsunuz bu yil Cumhuriyet'in 80'inci yasini kutluyoruz. Bu vesileyle Toplumsal Tarih dergisi 'Cumhuriyet, Parti, Rejim' baslikli bir dosya hazirlamis. Doc. Hakki Uyar 1930'lardaki CHP Genel Sekreterligi ile parti orgutu arasindaki yazismalari incelemis. Yazida bir de ek bilgi var Cumhuriyet'in 10'uncu yili (1933) icin kullanilan sloganlar, 1935'teki CHP kurultayinda da devreye sokulmus. Boylece bir devlet-parti isbirligi yaratilmaya calisilmis. Iste o sloganlardan birkac ornek
*Biz bize benzeriz *Turkum, ne mutlu bana *Durmayalim, duseriz *Ne mutlu milletimize, kendi bagrindan bir Mustafa Kemal cikardi *Milli iktisadi Cumhuriyet dogurdu *Devletin yapicilik kuvvetine inan *Imtiyazsiz, sinifsiz kaynasmis bir milletiz *Milli biriktirme 10 yilda dort milyona cikti *Turk inkilabi essizdir. Sevr, olum; Lozan, hayat. Sevr saltanatin, Lozan Cumhuriyetin.
Bazi sloganlari cumle yapilari ne kadar ilginc degil mi? Bugunkunden epey farkli.
'Wings' gerginligi!
Dun burada varoslardan baslayarak buyuk kentlerin merkezine dogru yayilan izgara tavuk kanadindan soz etmistik ya... Aklima geldi. Kalburustu lokantalarda bazen garsonla aramizda 'wings' gerginligi cikiyor. Ornegin garsona 'Bir porsiyon da kanat' diyoruz. Ve iki tur tepkiyle karsilasiyoruz. 1) 'Lise ikiden terk' arkadasimiz soyledigimizi anlamiyor, aval aval suratimiza bakiyor. "Kanat... Yani wings" dedigimizde, yuzune renk geliyor, seviniyor "Wings evet wings!" 2) Bir de 'wings'in kanat anlamina geldigini bilen garsonlar var. Onlar kiziyor. Bize "Ne yani, bu nezih lokantayi Kanatci Haydar mi sandiniz" muamelesi yapiyor. Yer miyiz o zuppeligi! Biz de 'kontr' cekiyoruz. Boylece giderek gerginlesen bir diyalog basliyor aramizda. Garson arkadas 'musteri daima haklidir' ilkesini hatirlayana kadar da suruyor!
KUCUK HARFLI 'BEY'
Bey, hanim ve pasa gibi adlar kullaniyoruz. Ve bunlari genellikle buyuk harfle yaziyoruz. Ornegin genelkurmay baskanimizdan soz ederken 'Ozkok Pasa' diyoruz. Iyi de soyadi 'Bey' ve 'Pasa' olan insanlar var. Ahmet Bey dediginizde bu bir sifat mi, soyadi mi, belli olmuyor. Ancak cumlenin, paragrafin tamamini okuyunca anlasiliyor. Acaba bu tip kelimeleri kucuk harfle yazsak daha dogru olmaz mi? (Hos, ornegin, Ercan Arikli vefat ettiginde benim de icimden 'Ercan bey' diye yazmak gecmemisti; o da ayri bir konu.)
Haberleri gazete sayfasi goruntusunde okumak icin
SABAH e-Medya"ya
tiklayin
|
|
|
|