|
 |

REFİK DURBAÅ
YeÅŸil pasaport sorunu..
27 Eylül 2003'te "SABAH Posta Kutusu"nda yayımlanan "yeşil pasaport" ile ilgili yazıyı okuduktan sonra bazı düşüncelerimi ve yaşadıklarımı nakletmek istiyorum. "Hususi pasaport" denilen "yeşil pasaport" uygulaması, Türkiye dışında hiçbir ülkede yok. Yani tüm ülkelerde ya normal pasaport (mavi) ya da diplomatik pasaport (kırmızı) olmak üzere iki tip pasaport mevcut... Ülkemizde 1., 2. ve 3. derece devlet memuru ve emeklilerine verilen bu hak, bir kısım ülkelerde vize almama avantajı dışında hiçbir faydası olmayan, üstelik bu pasaporta vize istemeyen ülkelerde de ciddi sıkıntılara yol açan bir pasaport türü... Örneğin yeşil pasaporta vize istemeyen bir ülkeye sadece uçak biletinizi alıp istediğiniz an gidiyorsunuz. O ülkenin polisi siz ülkeye girerken, hatta girmişseniz bile o ülkeden çıkarken eğer bu tür pasaportu tanımıyor veya bilmiyorsa saatlerce polis kontrolü önünde eziyet çekiyor, ulaşım aracınızı kaçırma stresine giriyorsunuz.
02.01.2003'te eşimle Helsinki'ye uçakla gittik, oradan da Tallin'e geçeceğiz. Pasaport kontrol kuyruğunda yeşil pasaportlarımız polis tarafından incelendikten sonra sıradan çıkarıldık. Hiçbir açıklama yapılmadan başka bir bölüme polis nezaretinde götürüldük. Geminin kalkmasına çok az bir zaman kalmıştı ve çeşitli yerlere telefonlar, birtakım evrakları incelemeler, pasaportlarımızı mor ışıklara tutmalar derken geminin hareket saati geldi. Artık gidemeyeceğimize kanaat getirmiş iken nasıl olduysa serbest bırakıldık.
Bir hafta sonra Helsinki'ye tekrar döndüğümüzde, oradaki Türk Konsolosu ile görüştüm. Ne yazık ki tablo hazindi. Yeşil pasaport bazı ülkelerin bazı polisleri tarafından bilinmiyordu. Hele pasaportun üzerinde ay-yıldız varsa işler daha da zorlaşıyordu.
Türkler artık Avrupa'da vize almamalı düşüncesine gönülden katılıyorum, ama ne var ki ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan AB üyeliği olmadan bu mümkün değil. Hiç olmazsa ya "yeşil pasaport"un ne olduğu tüm ülkelere çok iyi tanıtılmalı ya da "yeşil pasaport" kaldırılmalı...
Hiç olmazsa vizesi olan bir pasaport ile seyahatlerde sıkıntı çekilmemiş olur.
DiÅŸ Dr. ERKAN AKSU
Üniversite affı ne oldu?
Yüzlerce öğrenci gibi kişisel ya da toplumsal nedenlerden dolayı üniversiteyi zamanında bitiremeyerek okulundan atılmış "pişman" biriyim. Yıllardır alışagelmiş üniversite afları var olan bu duruma karşı kayıtsız kalmamıza neden olmuştur. Ta ki, ülkemizin mağdur vatandaşları olarak siyasi hesaplaşmaların (YÖK ile hükümet) arasında, un gibi ufalanmakta olduğunu anlayana kadar...
Üniversitelerin içlerinin boşaltıldığı günümüzün su götürmez bir gerçeğidir. Bilimsel çalışmalardan yoksun, demokratik yönetim anlayışı oturmamış, öğretim üyeleri aç bırakılmış, ülke sorunlarına karşı etkisiz ve pasif bırakılmış, birer yüksek lise prototipi haline getirilmiştir.
Kamuoyunun, siyasi çevrelerin, devlet yetkililerinin asıl eğilmeleri gereken konuların aşikar olmasına rağmen, tamamıyla sorunların merkezinde "türban" varmış gibi davranılması, bazı çıkar çevrelerinin politik amaçlarına hizmet ettiği anlaşıyor.
Artık bu yaşanan kısır tartışmaların bugün itibarıyla bitmesini, bütün af bekleyen öğrenciler adına, üniversite affını beklediğimizi yetkililere duyurmak isterim. MURAT ÇETİN (Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencisi)
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|