|
 |

YAVUZ SEMERCİ
İstenirse, otomobil uçar
Türk otomotiv sektörü bu yıl 6.5 milyar dolarlık ihracat ile rekor kıracak.
Büyük bir başarı değil mi?
1998 yılında 1.5 milyar dolar ile Türkiye'nin sektörlere göre ihracat sıralamasında 7'nci olan (8 milyar dolar ile hazırgiyim birinciydi) otomotiv sektörü, 2002 yılında 4.7 milyar dolarlık ihracat ile ikinci sıraya çıktı. Birinci 9.1 milyar dolar ile hazırgiyim oldu.
Peki otomobil sektörünün yatırım yapmadan ihracatını katlama imkanı var mı?
Dün SABAH Grubu'nun üst düzey yöneticileri ve yazarları olarak Tofaş Fabrikası'nı ziyaret ettik. İzlenimlerimizi daha sonra aktaracağım.
Edindiğim bilgilere göre sektörde "patlama" yaşanacak potansiyel var. 10 milyar dolar, 20 milyar dolar, 30 milyar dolar ihracat hayal değil. Yeter ki istensin. Yeter ki sektörün önündeki mayınlar temizlensin.
Türkiye'de kurulu otomobil fabrikalarının yıllık toplam kapasitesi 650 bin adet. Sizce bu kapasitenin ne kadarı kullanıyor.
Ben öğrendim ve şaşırdım. Sadece yüzde 28'i kullanılıyor. Yani tüm yıl çalışıp, didiniyorlar, 200 bine yakın araç üretiyorlar.
Üretilen 200 bin adet otomobilin yüzde 80'ini ise ihraç ediyorlar.
Yani ihracat olmasa, kapılarına kilit vuracaklar..
Ama iç piyasa canlanmadan, bu firmaların ölçek ekonomisinden faydalanarak ihracatlarını artırmaları ve rekabetçi yapılarını kullanmaları çok zor.
Her biri, uluslararası dev firmalar ile ortaklık kurdu. Teknolojik altyapıları müthiş. Türk işçisinin yetenekleri ve verimliliği de düşünüldüğünde, Türkiye'nin bir otomobil üssü olması lazım. Ama olmuyor. Çünkü, Ankara inat ediyor.
Doblo, Megane, Toyota, Hyundai, Ford Transit...
Otomobil firmalarının gurur markaları olarak dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor. Yan sanayisi Mercedes, Ford, GM gibi devlere parça satıyor.
Sadece Tofaş'ın 2003 yılı ihracat hedefi 800 milyon dolar. 700 yan sanayi firması, doğrudan ve dolaylı çalıştırdığı 120 bin işçi ile fabrikalara mal yetiştiriyor. Bu firmaların 190'ı yabancı sermaye ile ortaklık kurmuş ya da onların lisansı ile üretim yapıyor.
Bu sektörün üretim merkezi pozisyonunu koruyabilmesi için iç pazara ihtiyaç var. Devlet bir master planı ile bu sektöre yönelik stratejik bir çalışmanın içinde olmalı. (Dünyanın en yüksek alım vergileri mutlaka düşürülmeli, dünya ortalaması yüzde 25'lerde iken, Türkiye'de otomobil üzerinden 50 vergi alınıyor.)
Kamu kurum ve kuruluşları ile bağlı kuruluşlarda yerli araç kullanımı bile özendirilmiyor. Dün kalitesiz otomobil diye eleştirebilirdiniz.
Ama bugün öyle mi?
Öyle ise Türk mallarını Avrupalı neden alıyor?
Üstüne üstlük on binlerce insana da iş kapısı açılacak olması önemli değil mi?
İşte bu nedenle, bu sektörün arkasında durmak, sorunlarını dile getirmek ama aynı zamanda tüketicilerin isteklerini de yansıtabilmek için SABAH olarak "Otomobil'in Gazetesi"ni çıkarıyoruz. İşte o nedenle belki de Türkiye'nin ilk otomobil servisini kuruyoruz. İşte o nedenle sektörün önündeki mayınları temizlemek için ortak akıl arayanların sesine kulak veriyoruz.
Teknolojik altyapısını oluşturmuş, teknik insan sorunu olmayan sektörün canlanması, Türkiye'nin de büyümesi anlamına geliyor.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|