|
 |

MEHMET BARLAS
Neden "Bir başkadır benim memleketim" deriz ki?
Bir adam size ben "Vatanımı çok seviyorum" derse sorun ona.. - Vatanın en çok nelerini seviyorsun?
Veya Ayten Alpman'dan "Bir başkadır benim memleketim"i dinlerken duygulanıyorsanız, kendinizi sorgulayın...
- Neden benim memleketim bir başkadır?
Eğer memleket sevgisi, sadece coğrafi özelliklere dayalı bir sevgi ise, tropik okyanusun mercan adalarındaki deniz, bizim denizlerden daha güzeldir, daha mavidir.
Eğer doğa ile kentin birleşmesi ise olay, Rio de Janeiro veya San Fransisco da, İstanbul kadar güzeldir.
Yeşilin en güzelini İngiliz "countryside"inde, kentleşmenin en süzülmüşünü Paris'te, en eski yerleşik uygarlığı Çin'de, arkeolojik kalıntıları Mısır'da, sonbaharda her ağacın yapraklarının ayrı renge bürünmesini Boston'da görebilirsiniz.
Gazetecilik müthiş bir meslek.
Ben, dünyanın hemen her köşesini ve bütün çok güzel memleketleri gördüm.
New Orleans'da French Quarter'de caz dinleyip, kulağımda Dixie müziğinin ezgileri ile Cafe du Monde'da oturup, Mark Twain'in Missisipi'sine baktım ve "şikore"li kahve de içtim.
İskoçya kentlerinde Mcİntosh'un, Marsilya ve Çandığar'da Corbusier'nin, Stratford on Avon'da Shakespeare'in izini kovaladım.
Ama hep, "Benim Türkiyem bambaşka" dedim içimden.
Yang Çe nehrinin Sarı Deniz'e, Nil'in Akdeniz'e, Tuna'nın Karadeniz'e aktığı ağızlarda, yanımdaki walkmen'den, Dede Efendi'yi, Artaki Candan'ı, Hacı Arif'i, Tanburi İzak'ı dinledim.
Somerset Maugham'ı okurken Refik Halit Karay'ı, Tolstoy'u okurken Kemal Tahir'i, hep hatırladım.
Bir insan "Ben memleketimi çok seviyorum" dediği zaman, bunun içinde sayısız boyut, ölçüsüz derinlikler vardır.
"Memleket Sevgisi", ne bir ırk, ne bir coğrafya, ne de bir siyasal egemenlik olayıdır.
Kuşaklardan önce, tarihle başlamış bir birikimin mirasıdır size memleket!
Memleket, Ayasofya'dır, Bergama Tapınağı'dır, Süleymaniye'dir, Belkıs Harabeleri'dir, Boğaz Köprüleri'dir..
Uşak makamından "Yalnız bırakıp gitme bu akşam beni erken"i söylerken, bestecisinin Yahudi Mısırlı İbrahim (Abraham) Efendi olması neyi değiştirir?
Veya "Gel ey denizin nazlı kızı-nuş-i şarab et", Rum Aleko Bacanos'undur.
Bunlar da, Hacı Arif'in "Bakmıyor çeşmi-siyahe"si veya "Ahteri düşkün garib-i aşık-ı avareyim"i kadar derinden, memleketimin nağmeleri değil midir?
"Memleketini sevmek" ya da "Vatanseverlik" öyle bir şeydir.
Irkçılık, ayrımcılık, yobazlık yoktur içinde memleket sevgisinin.
Başı örtülü de, başı açık da, dindarı da, dinsizi de, benim memleketimin parçalarıdır.
Düşünün bir kez... Hıristiyanlığı ilk kabul eden krallık olan Asuriler de, ilk Hıristiyanlığın kalıntıları olan Nasturiler de, benim memleketimin tarihinin parçaları.
Venedik'in San Marco'sundaki "Bizans Atları" da, benim memleketimden, İstanbul'dan gitmiş oraya 15'inci yüzyılda.
"Memleket Sevgisi", zaman, mekan tanımayan, topraklarındaki bütün kültürleri içeren, insanları da, çevre ve coğrafya gibi içeren bir olgudur.
Bütün bunların bilincindeyseniz, dünyanın en güzel coğrafyalarında ve en gelişmiş kentlerinde bile, "Bir başkadır benim memleketim" dersiniz.
"Memleket", şu ya da bu şekilde yönetimi ele geçirilen ve sizin gibi olanların dışındakilerin bir kenara itildiği bir sevginin kaynağı olamaz.
Olmamalı da!
ÅAKA
İkisinin ortası!
Cem Uzan, AK Parti iktidarını eleştirdiği kadar, kendi ailesinin yönetim ve mülkiyetindeki İmar Bankası'nda neler olduğunu anlatsa, daha doğru yapardı.
AK Parti iktidarı da, İmar Bankası'nda tasarruf mevduatı bulunanlara, Genç Parti seçmenleri gibi değil, "Mağdur vatandaşlar" olarak baksa, daha doğru yapardı.
Çok mu şey istiyoruz yani?
CİNAYETLER
İnsan ömrü bu kadar ucuz mu?
Cumartesi günü Kapalıçarşı'da, tuvaletteki sıra kavgası sonucu, kan gövdeyi götürdü.
Umumi heladaki "sen çık-ben gireyim" tartışması sonunda üç kişi öldü.
Önceki gün Kağıthane'de otomobil park etme kavgası sonucu, bir kadının karnındaki bebek öldürüldü.
Gazetelerdeki, ajans haberlerindeki buna benzer, öldürme, yaralama haberlerini bir toplayın, dehşete düşersiniz.
Hep aklımızda, aynı soruya ilişkin endişe var.
- Ya Irak'a gönderilen birlikteki askerlerimizden, öldürülenler olursa?
Burada, Türkiye'liler, Türkiye'lileri, hela kavgası, kıskançlık, park etme mücadelesi gibi nedenlerle öldürüyor.
Biraz fazlaca olmaya başladı bu.
İnsan öldürmenin, cinayetin kabul edilemez bir insanlık suçu olduğunu, din adamları mı, medya mı, öğretmenler mi hatırlatsa topluma?
Mesajlarınız için:
mbarlas@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|