|
 |

HINCAL ULUÇ
Çirkin İsviçreli'yi kim durduracak?..
Çırağan Kempinski'nin İsviçreli Genel Müdürü, kısa süren bir suskunluktan sonra gemi yeniden azıya aldı ve "Düşman" olduğu Türk Kuruluşunu yok etmek için gene "Çirkin" taktikler uygulamaya başladı.
Gitmişseniz zaten görmüşsünüzdür. Gitmedi iseniz yolunuz düşerse uğrayın bakın..
Çırağan Oteli Oto Parkı'nın fiat listesi kapıda asılı..
"1 saat 10 milyon lira
İlave saat 1 milyon lira
13-24 saat 20 milyon lira
Gece 1.00-5.00 arası 20 milyon lira.."
Åimdi lütfen dikkat buyurun..
Otonuzu orada 24 saat bırakırsanız 20 milyon lira..
Gece saat birden sonra gelip on dakika kalırsanız, gene 24 saat parası 20 milyon lira.
Olacak şey mi?.. Bunun aklı, mantığı, matematiği var mı?.
Dahası.. Dünyanın her yerinde bu tip fiatlar, günün saatine göre değişirse, uygulama yoğun saatlerde en pahalı, tenha saatlerde en ucuz olur..
Peki Çırağan Oto Parkı, yoğunluğun en az olduğu, kuşun uçmayıp kervanın geçmediği saatlerde, gece yarısından bir saat sonradan başlayarak 5'e kadar niye 24 saatlik tam gün ücretine eşit bilet kesiyor?. Gecenin o saatinde otele konuk gelmez. Gecenin o saatinde restoran müşterisi olmaz.. Gecenin o saatinde düğün dernek kalmaz.. Peki niye o zaman bu dehşetengiz kaçırma fiatı..
Yanıt açık ve net..
01.00-05.00 arası buraya sadece ve sadece Q Caz Barın müşterileri gelir. Amaç onları kaçırmak.. 15 milyon liraya içki içilen yere 20 milyon lira oto park parası ödenir mi?.. Ödemeyin.. Gelmeyin..
Adamın gözünü, Türk'ü yok etmek hırsı öyle bürümüş ki, böylesine açık verebiliyor, böylesine çılgınca işler yapabiliyor..
Q Caz Bar, oysa Çırağan Otel'in gururu olan bir işletme. Bu ülkenin en nezih, en kaliteli mekanlarının başında geliyor.. Başkan Clinton'un burada saatler geçirdiği biliniyor. Bu ülkeye gelen her önemli yabancı konuk muhakkak uğruyor. Ama Çirkin İsviçreli burayı yok etmek için elinden geleni yapıyor.
Geçen kış boyu rezaletlerini arka arkaya bu köşeye taşıyınca, pusar gibi olmuÅŸtu. Åimdi "Meydan boÅŸ mu" diye yoklamalara baÅŸladı. Gözcü gazetesinde okudum. Otelin koridorlarına dev kabinler koydurmuÅŸ, 100 bilmem kaç desibel müzik/ gürültü yapıyormuÅŸ ki, Q Bar müşterilerini taciz etsin.. Otel koridorlarında dev kabinin iÅŸi ne?..
Ama adam pervasız. Adam baş üzerinde baş tanımıyor. Adam için Türk ikinci, kendisi birinci sınıf insan. Adam sanıyor ki, Türkiye sömürgesi.. Kendisi sömürge valisi..
İçişleri Bakanı'na soruyorum.. Çalışma Bakanı'na soruyorum.. Hele hele Turizm Bakanı'na özellikle soruyorum. İstanbul Valisi, Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürü'ne soruyorum..
Burası dağ başı mı?.. Dağdan gelmiş bir İsviçreli'nin bağdaki Türk'ü boğma hakkı var mı?.
Buna kim "Dur" diyecek?..
İsviçre Büyükelçisi'ne soruyorum.. Ülkelerimiz arasında dostluk gelenekseldir. Bu "Çirkin" vatandaşınızın, bu dostluğu zedelemesine izin verecek misiniz?.
Kempinski İnternational Genel Yönetimi'ne soruyorum. Türkiye dışa açık bir ülke.. Yığınla yabancı otel gurubu var ve onlarla gül gibi geçinip gidiyoruz. Oysa siz bu Türk düşmanını ısrarla görev başında tutuyorsunuz.. Neden?.
Sivil Toplum Örgütlerine soruyorum..
Kendi ülkemizde bize hükümranlık etmeye, bizi yok etmeye çalışan bu Çirkin İsviçreli'ye uygar tepkiler göstermek için daha ne bekliyorsunuz?.
Bir Türk Genel Müdürün, Lozan'da, bir İsviçreli kurumu boğmasına, böylesine hukuk ve mantık dışı, keyfi yöntemlerde yok etmesine İsviçre toplumu seyirci kalır mıydı?.
****
İstanbul Valisi Muammer Güler,
Adamlarınız Çırağan'a gidip bu oto park levhasına baksınlar lütfen.. Ve de sonra siz, bu kentin valisi olarak, Çırağan Genel Müdürü'ne, İstanbul'un İsviçre'nin müstemlekesi olmadığını tebliğ edin..
Yetti artık!..
Biz mi Avrupalı!..
Dün hafta sonundan örnekler vererek, "Biz nasıl Avrupalı oluruz" demiştim.. Eve geldim, gazetelere daldım..
......
Delikanlı yolda giderken önüne bir boş bira şişesi çıkmış, o da bir şut atmış şişeye.. Ben de sokakta böyle şeylere çok şut attım, çocukluk ve gençliğimde..
Kenarda duran öteki delikanlı sövmüş, "Niye şut atıyorsun" diye.. Sövmekle de kalmamış, bıçağı çekip vurmuş..
Yoldaki şişeye şut attı diye 19 yaşında bir genç şimdi mezarda..
......
Genç kız arkadaşları ile gezintide.. Orada bir kavşak inşaatı var.. Bir de tabela asmışlar
"Katlı kavşak inşaatı" diye.. Tabela kızların kafasına düş. Öle de bilirlerdi. Birinin ayağı kırılmış, öyle atlatmışlar..
......
Urfa'da 75 çocuk kan davası yüzünden ilkokula gidemiyor. Mezrada tüfekler arasında bir lise öğrencisi çocuklara yardımcı olmaya çalışıyor. Devlet seyrediyor.
......
Beyin kanaması geçiren hasta derhal hareketsizleştirilmeli iken tam 8.5 saat altı hastane dolaştırılıyor. Gerekçeler.. Aletimiz bozuk.. Sevk evrakı eksik yazılmış.. Hastanın 15 milyar lirası yok ve saire ve saire..
......
Åimdi bunlar Avrupa'da olur mu?..
Åimdi Avrupalı bizi içine alır mı?..
Siz olsanız alır mısınız?.
Bir Tavsiye
Gurur duyduğum dostlarım..
Erol Kaynar.. Ertekin.. Bunlar benim kardeş kadar yakın dostlarım.. Ve de son zamanlarda beni nasıl keyiflendiren işler yapıyorlar, size iftiharla anlatmam gerek..
****
Erol'un Nişantaşı'nda Balıkçı Sabahattin ile ortak açtığı Hype'e Mustafa Taviloğlu'nu götürdüm..
Mudo yemekten sonra bana, "Bunlar uzman görüşüdür. Ben balığı tutmayı da, pişirmeyi de, yemeyi de en iyi bilenlerdenim. Burası 100 üzerinden 100" dedi..
Anlattı..
"Balık pişirmenin iki önemli süreci vardır. Bir temizleme.. Müthiş bir titizlik, özen ve bilgi ister.. İki.. Sunum.. Bu da sanattır.. Burada ikisi de harika.. Torik dahil çeşitli balıklar geldi masamıza.. Hepsini tattım. Hepsi yüz üzerinden yüz.."
TaviloÄŸlu'na baÅŸka ÅŸey ekleme gereÄŸi duymuyorum..
(0 212 224 97 24)
****
Erol'un Nişantaşı'nda ikinci yeri Salomanje.. Yeni düzenlenen Atiye sokakta.. Oraya kahvaltıya gittik. Kahvaltıyı Defne Koryürek hazırlıyor. Kendi spesiyaliteleri.. Parmaklarımızı yedik.. Ankara'da iken (Defne o zaman çocuktu) annesi Işıl harika kahvaltılar hazırlardı bize. Baba Cüneyt'in klas dokunuşları ile. Defne genlerini onlardan almış.. Cumartesi ya da pazar, bu kahvaltıyı denemelisiniz.
(0 212 327 35 77)
****
Ertekin'e bir haller oldu. Banyoda düşüp kafasını mı vurdu nedir?.. Harikalar yaratıyor.. Ben de uzun zamandır ayağımı kestiğim Ortaköy'ün gene tiryakisi oldum..
Erol'un ertesi, Ertekin'de kahvaltı yaptık.. Olağanüstü, gerçekten olağanüstüydü. Ertekin artık paraya kıyıyor, en iyi kahvaltı malzemesini alıyor.. Doymak bilmedik, bilemedik. İki saat boyu yedik.. "Bu artık son, patladım" diyorum, ahçıbaşı yeni bir şey yolluyor.. Hüseyin Özer usulü yumurta ile sondaki kahve tozlu meyve "Tadamam bile" dediğim anlarda geldi.. Hem de nasıl tattım.. Anlayın artık.
Ertekin'de yemekler de müthiş.. Paris dönüşü, St. Germaine'in geleneksel lokantası Lipp'ten bir fasulye tarifi getirdi. Bu kuru fasulyeyi mutlak tatmanız gerek.. Ahçıbaşı genç Ahmet harikalar yaratıyor. Zeytinyağlıları ayrıca müthiş..
Brüksel usulü midyeleri ise gene Paris Leon tarifi ile.. Hem de nasıl müşterisi oluştu, çoğu da yabancı..
Dahası.. Ali Kestaneci, Ertekin'le anlaştı, kumru büfesine yerleşti.. Meşhur köftelerini yapıyor.. Yanında, hani o anlata anlata bitiremediğim Perde pilavı Siirt'in.. Hala yemedi iseniz, Ertekin'e gidin, benden size tavsiye "Yarım" perde pilavı isteyin. Tamını bitirmek kolay değil. "Ben daha evvel böyle pilav yedim" derseniz, hesap ödemeyin, bana yazdırın geçin gidin.. Öyle iddialıyım bu konuda.. Ve de gene sadece Kestaneci'nin yapabildiği tadı benzersiz irmik helvası.. İsterseniz büfeden paket servisi yapın, sahilde oturun yiyin, o zaman ucuz.. İsterseniz Ertekin'e oturup masaya isteyin. O zaman restoran fiatı.. Ama bu güzelliği deneyin.. Köfte, pilav, helva..
Ali'ye kişisel not.. Kumru'yu ihmal etme sakın..
(0 212 259 39 90)
Gene yanlış yorum!..
Fatih Terim bana "Benim aklımda sadece Olimpiyakos maçı var. Bu maçı kazanırsak birçok sorun çözülecek, kazanamazsak bakacağız" demedi. Ben de böyle bir açıklama yapmadım. Böyle olunca söylenmemiş sözlere dayanıp "Ya Olimpiyakos maçını alırız, ya da gereğini yaparız" diye bir algılanma da asla söz konusu değil. Nazan Erdem imzası ile, bizim spor sayfasında, üstelik benim de adım verilerek yazılan "Haber/Yorum" tamamen yanlış.
Kendilerine bir telefon mesafesinde iken bana sorma gereği duymadan, bu kadar yanlış habercilik yapmalarını gazetecilikle bağdaştırmam mümkün değil. Hele beni böylesine çirkin bir duruma düşürmeleri affedilmez..
DeÄŸerli okurlar,
Fatih Terim bana aynen "Ben kolay havlu atmam.. Benim olduÄŸum yerde bir hedef vardır, ÅŸampiyonluk.. Bu yıl ÅŸampiyonluÄŸu düşünmediÄŸim iddiaları tamamen bir yanlış anlama ve yorumun sonucudur. Ben sonuna kadar ÅŸampiyonluk peÅŸindeyim.. Dahası, herkes bizi ÅŸimdiden Åampiyonlar Ligi'nden eledi. İşte sana söylüyorum. Olimpiyakos maçını alırsak, Åampiyonlar Ligi'ne devam ederiz" dedi.
Söz açık..
"Ligde ÅŸampiyonluÄŸa oynuyoruz. Åampiyonlar Ligi'nde iddiamız sürüyor. Olimpiyakos maçını alırsak, ötesini getirir, ikinci tura geçeriz."
Hepsi bu.. Hepsi açık.. Hepsi net..
SEVDİÄİM LAFLAR
Amerika'da bir saat 40 dakikadır.
Alman deyiÅŸi
TEBESSÜM
Temel kanun Aşk, hayal gücünün aklı yenmesidir.
BİZİM DUVAR
Stadyumda moda Frikik atmak.
Podyumda moda Frikik vermek.
Ünal Turgut
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|