kapat
08.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Havacıların şövalyesi gökyüzüne uğurlandı

Türk Hava Kuvvetleri'nin en sevilen isimlerinden Kemal Yada, 92 yaşında hayata gözlerini yumdu. 'Yada Komutan'ın her rütbeden yakınları, silah arkadaşlarının cenazesinde acılarını, anılarını birbirleriyle paylaşarak azalttı

O, Hava Kuvvetleri'nin 'Yada Komutanı', meslek arkadaşları için 'havacıların şövalyesi'ydi. Hava Kuvvetleri'nin sevilen emekli albayı Kemal Yada, 92 yaşında yaşama veda etti. Yada'yı son yolculuğuna uğurlayanlar, Üsküdar Selimiye Camii'nde kılınan cenaze namazında buluştu. Gelenler arasında hava kuvvetlerinde görev yapmış emekli orgeneral, tuğgeneral, tümgeneral ve albaylar vardı. Cami avlusu, birbirlerine anlatılan "Yada komutan" anılarıyla doldu taştı. Gazetelere önceki gün Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nca verilen vefat ilanında "Havacıların Şövalyesi, Emeklilerin Duayeni Kemal Yada vefat etmiştir (sönmüştür)" deniliyordu. Hava Kuvvetleri Komutanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, çok fazla uçuş yapanlara ve uçuş kabiliyeti yüksek olanlara şövalye deniliyor.

GÖKLERDEN BİR YILDIZ KAYDI
"Sönmek" ise "Yıldız kaydı" anlamında kullanılıyordu. Aslında bu tabirleri Yada için kullanan, onun en yakın arkadaşı Emekli Tümgeneral Kazım Kalafat'tı. Kalafat, Yada'yı İzmir'de ilk göreve başladığında komutanı olarak tanıdığını ve daha sonraki yıllarda görev yerleri değişse de çok yakın dost olduklarını söylüyor. "Önemli olan onun rütbesi değil, sevecenliği ve uçuş kabiliyetidir. O, ömrünün sonuna kadar bizim komutanımızdı" diyen Kalafat, herkesin Yada'yı çok sevdiğini, rütbesi ondan daha yüksek olanların bile onun arkasından yürüdüğünü söylüyor. Herkes Yada ile ilgili bir anısını anlatırken, söyledikleri ilk şeylerden biri de "Atatürk ile bile rakı içti" oluyor. Kalafat, Yada ile Atatürk'ün karşılaşmasını şöyle anlatıyor "Atatürk, hava kuvvetlerini çok severmiş. Eskişehir'den geçerken havacıların yanına uğrarmış. Yada, Atatürk ile işte o zaman tanışmış."

O GERÇEK BİR ARİSTOKRATTI
Kalafat, Yada ile yaşadığı bir başka anıyı ise şöyle anlatıyor "Emekli olunca İstanbul'da oturmaya başladı. Beyoğlu'nda sık sık cumbalı bir kafeye giderek nargile içerdi. Biz de onu zaman zaman ziyaret ederdik. Bir keresinde beni hava kuvvetlerinden emekli ettiniz, şimdi siz uçakla ters mi iniyorsunuz dedi. Ben yapamayacağım diye mi beni emekli ettiniz" dedi. Emekli Tuğgeneral Kaya Ergenç ise Yada'yı davranışlarıyla hep İngiliz aristokratlarına benzettiğini söylüyor. Ergenç, "Yada komutan, ilk uçuş grup komutanımdı. 1958 yılıydı. Çok iyi uçardı. Şövalyeliğin hakkını veren, gördüğünüzde saygı uyandıran, davranışlarıyla aristokrat bir insandı" diyor.

TÜM SUBAYLARIN KOMUTANIYDI
"Çok da nüktedandı" diyen Ergenç, Yada ile ilgili bir anısını şöyle anlatıyor "Bir gün gece uçuşunda Yada'yı kaybetmişler. 'Sen neredesin' diye sormuşlar, 'ayın sağ alt köşesindeydim!' demiş. Emekli Orgeneral Halit Toroslu ise "Hepimizin komutanıydı, gerçek bir havacıydı. Gerçekten bir şövalyeydi. Kendisini 1949 yılından beri tanırdım. Ben Yada Albay'dan 10 yıl sonra mezun oldum. 89 yaşına geldiğinde 'Bu 89 yaşı çok kötü bir yaş ya. Şimdi insanlara 89 desem, 90 yaşında demeye korkuyor derler' derdi" diye konuşuyor.

Gönül Yazar Onun maaşıyla okudum
Sanatçı Gönül Yazar ve kardeşi Belkıs Özener ise, Yada'nın manevi kızları olduklarını söylüyorlar. Yazar, "Biz İzmir'de iken annem Fatma Özener ile birlikteydi. Ben 7, kardeşim Belkıs ise 4 yaşındaydık. Biz, Kemal Abi'nin elinde büyüdük. Okullarımızı onun maaşıyla bitirdik. Sonra Merzifon'a gitti. Araya ayrılıklar girdi. Nevi şahsına münhasır, otoriter, işinin delisi, çok cesur, liderlik kişiliği olan bir zattı" diyor. Yazar, Yada'nın kendilerinin şarkı söylemesini istemediğini belirterek, kendisini dinlemeye geldiği ilk günü şöyle anlatıyor "Bir gün yanında otururken radyo çalıyordu. 'A bak ne şarkısı çalıyor' dedim. O da, 'Sizi o kadar okutuyorum, bir gün sizi mendil bükerken sahnede görürsem çok fena olur' dedi. Ablam Belma ev hanımı oldu. Ama kardeşimle onun istemediği sahnelere çıktık. Bir gün sahneye çıkacaktık, perdeden bakınca Kemal Abi'yi gördüm. Patrona sahneye çıkamayacağımı söyledim. Ama sonunda korka korka çıktım. İlk şarkımı söyledim. Baktım eli rakısına uzandı, beni alkışlamaya başladı. O zaman anladım ki onun korktuğu manada bir şarkıcı değilim. Ne mutlu bana."

İnci DÖNDAŞ


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır