|
|
SAVAŞ AY
En son ne zaman güzel bir çift laf duydunuz?..
Bi düşünün bakalım. En son kimden, kimlerden şöyle yakışıklı, hoş, güzel bir çift laf duydunuz? Yalanmak, yaranmak, yaltaklanmak, tavlanıp, araklanmak için edilen kaplama laflardan söz etmiyorum ama. Karşınızdakinin yüreğinden kopup, şöyle ağzını doldura doldura, gözlerinden ışıltılar saça saça size doğru yaklaşıp, mesela ne bileyim "Ellerine sağlık arkadaş. Çok emek sarf edip hallettin şu işi" dediğini. Ya da yine ne bileyim birilerinin size "İyi ki varsın. Seninle olmak, seninle aynı ortamda bulunmak, hem keyifli, hem güç verici!" sözlerini en son ne zaman duydunuz?
Canlarda orman yargını...
Sırtınızın sıvazlandığını, ruhunuzun okşandığını, emeğinizin, alın terinizin, üretiminizin, aklınızın, duygunuzun, ruhunuzun algılandığını, anlaşıldığını, alkışlandığını en son ne zaman görüp hissettiniz? Canınızın sıkkın, içinizin bıkkın olduğu, kafanızın atık, umudun batık, işlerin yatık olduğu kirli gri günlerinizde, karşınızda, önü başınızda ya da yan tarafınızda bulunan herkesler, her bir kimseler, sankim siz durumdan bihaber ve gafletengiz geziyormuşsunuz gibi, güya dost acı söyler raconu kesmek, güya açık seçik konuşan bi, dobura dobur adam olmak sevdasıyla, küüüt diye laf çarpıyolar yüzümüze; di mi? Ya "bi çuval inciri nasıl berbat ettiğimizi" ya "beceriksizliğimiz ve yeteneksizliğimizi" vuruyolar yüzümüze tokat tokat...
"Bir kuru sözle gönül alana!.."
Kimse kimseye yaptığı bir şey için kuru bi teşekkür bile etmiyor. Bi "sağolasın" demiyor. Hayat böyle itti kaktıyla, böyle hırıltı dırıltıyla yuvarlanıp gidiyo. Acaba kim böyle yaşamayı hak ediyor?
Aslında çoğu kez bizler de karşımızdakiler için, o yukarıda tariflediğim tavra tarza uygun şekilde, yani takdir teşekkür etmekte cimri, tenkit etmekte bonkör davranırkene, kim, kimden, nasıl, ne şekilde "Afferim" bekliyor; "Tebrik" yolu gözlüyor?.. Çok da anlıyamıyorum ha!.. Siz, biz, hepimiz galiba bir yerlerde, bi hatalar yapıyoruz amma, tam da çıkaramıyorum "nerelerde ve nasıl"ı. Sanırsamsa biz de dahil, kimse kimseciklerin kıymetini, kadrini bilemiyo hasılı !..
Ellerin dili!..
Bu yıl onuncusu düzenlenen Koç Allianz Fotoğraf Yarışması'nın konusu; "Ellerin Dili". Yıllardır severek izlediğim ve pek çok fotoğrafçıya motivatör olan bu yarışmanın böyle bir konuyu işlemesi harika. Zaten ne zaman ellerden söz edilse aklıma Nazım Usta'nın "Elleriniz" adlı şiirindeki o muhteşem dizeler gelir "Bütün taşlar gibi vakarlı/ Hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli/ Bütün yük hayvanları gibi battal ağır/ Ve aç çocukların dargın yüzlerine benzeyen elleriniz..."
O zaman haydi!..
30 Eylül'e kadar vakit var madem. Renkli ya da siyah beyaz fotoğraflarınızı kapıp, "hayatın içinde, üzüntülerin, sevinçlerin hepsinde belki çok minik, belki de çok güçlü bir çift el; kelimelerin yetersiz kaldığı her yerde" diyerek sizi bekleyen yarışmaya koşun. Ve bu dünyanın öküzün boynuzunda değil, ellerinizin üzerinde durduğunu kanıtlayın yedi düvele ve bir daha..
Okuyucu mektubu
Sevgili Savaş Abi, Ben Küçükçekmece Cennet mahallesinde oturan bir vatandaşım. Belediyemizin etrafı güzelleştirmek maksadıyla yaptığı kazıdan dolayı mahalle olarak rahatsızız. Etrafı güzelleştirmek ve yolları yapmak amacıyla bir ay önce Cennet mahallesi trafiğe kapatıldı ve her yer delik deşik edildi. Yetkililere ne zaman biteceğini sorduğumuzda 'bir aydan önce bitmez' diyorlar. Kış kapıdayken, çocuklarımızın okula gitmekte ne kadar zorlanacağını düşünüyorum. Etrafın çamur gölüne de dönüşeceği düşünülürse, bunun hiç de iç açıcı bir durum olmadığını göreceksiniz. Bu konudaki sıkıntılarımızı dile getirmenizi istiyoruz. Saygılarımızla.
NERMİN AYDOĞDU
KIYMIK
KASET...
ZORBA'nın sahibine sevgili olmak ne ZORBE!.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|