|
|
UMUR TALU
Daha çok para isteyelim... Onlarda var!
Erkence uyandım, gözlerim mahmur. Eskiden göz ovuşturulurdu, şimdi ister iş, ister işsizlik icabı, TV kumandası ovuşturuluyor.
Mıncıklaya mıncıklaya haberlere uzandım. Zaten yatıyorum hafiften de, sanırım yatırımcılar ayakta.
Amerika'nın gece yarısından Türkiye'nin sabahına doğru, yarı uykulu Washington muhabiri, 8.5 milyar dolarlık ABD kıyağını bir kez daha müjdeliyor.
Tabii, işini büyük ciddiyetle yapan muhabirin görüntüsü kesmiyor.
Altta geçen yazılardan Walt Disney'in hisselerinin düştüğünü öğreniyorum; çocuklara söylememeye karar veriyorum. Miki ve avanesi, özellikle Varyemez Amca için tasalanmalarını istemem. Artık pek ilgilenmeseler de.
Neyse, muhabir bir köşede küçülürken, ekranda büyüyen görüntüden gözümü alamıyorum.
Haber, 8.5 milyar dolar kredi ve...
****
O da ne!
Ekranda dolarlar su gibi akıp gidiyor.
Gözlerimi açıyorum.
Vallahi paranın paketlenmesine başlanmış bile.
Banknot makinesi tıkır tıkır dönüyor, kalıp halinde henüz kesilmemiş dolar plakalar dökülüyor ve el değmeden kesildikten sonra desteler halinde naylon poşetlere konuyor.
"8.5 milyar dolar kredi" haberinin münasip filmi bu.
O kadar canlı ki, kredinin sıcaklığını, naylon poşetlerin soğukluğuna rağmen, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak şimdiden cebimde hissediyorum.
Güne bundan iyi başlanmaz.
Şükrediyorum.
Her yeni gün yeni bir başlangıçtır ama, böyle poşet poşet taze dolarlarla başlamak bambaşka.
Piyasaların bu naylonları çoktan satın aldığından eminim.
Alsınlar, haklarıdır.
Naylon paralarla kağıttan yatırımların yükselmesi hoştur.
Ekonomik mutluluk ve o mes'ut, mütebessim, milletçe birlik ve beraberlik... yıldızların altında.
Mehtap da var şu sıra. Hilal de olabilir. Yakışır.
****
Gün istiflenen poşetlerle iyi başladı mı, arkası geliyor zaten.
Hayır, kastettiğim, bir başka haber bülteninde de tavernacı kasetlerinden birinin karşısına kurulmak umudu değil.
O özel hayat.
Ayıplarım. Yayımlanırsa tabii seyrederim, ama tek göz ucuyla. Daha ahlaklı olan diğer gözümü kapatmak ve bir sonraki yayına kadar dinlendirmek suretiyle.
"Arkası geliyor" dediğim, kutsal kamusal hayatımıza ilişkin.
Poşetlenen paraların "asker gönderme şartına bağlı olmadığını" öğreniyorum.
Sorunsuz ekonomiden sorumlu bakanın babacan müjdesi de bu.
Paraları alabileceğiz, onlarla borçlarımızın bir kısmını ödeyebileceğiz ama asker göndermemiz şart değil.
Çok iyi, keşke herkeş böyle yapsa. Göndermeyelim o zaman.
Çünkü, "para karşılığı asker göndermek" onursuz geliyordu ama, "para karşılığı olmadan, bedavaya asker göndermek" de biraz enayilik gibi sanki. Eminim, piyasalar, borsalar, yani onlara sorsalar, öyle diyecektir.
Asker göndermek için de ayrı para isteriz.
Poşetleyip yollarlar.
Yollasınlar, "İslam dünyasına örnek model demokrasimizi" kollasınlar.
****
O 8.5 milyar doları yiyelim de, pek abartmayalım.
Bush'un Kongre'den, Irak ziyaretlerine harcırah olarak istediği ek askeri bütçe 87 milyar dolar. Beni sabah sabah mutluluk sarhoşu ve Türkiye'nin çıkarlarını gözeten Amerikan muhibbi yapan paranın on katı kadar. Tabii helal.
Lakin, söyleyenlerin yalancısıyım, o para, Irak halkının savaş öncesindeki yıllık gelirinin bir buçuk katı kadarmış. Bir buçuk, tabii biraz acılı.
Hayat böyle bir şey işte
25 milyon Iraklının bir buçuk yıllık gelirleri kadar bir para, 130 bin Amerikalı askerin onları demokrasiye geçirmek için kullanacağı silahların, yapacağı alışverişin, çip para ve bonuslar hariç, ek tutarı kadar.
Açlık, yoksulluk, ölüm, diktatörlük, iç çatışma, aşağılanma o kadar ucuz....
Demokrasi ve özgürlük ise bu kadar pahalı işte.
8.5 milyarlık poşetleri yutalım, kıymetini bilelim.
Asker gönderirsek daha çok isteyelim!
Mesajlarınız için:
utalu@turk.net
Fax: 212 280 05 51 Tel: 0 537 660 71 21
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|