|
|
İLKER SARIER
Muhatap: Hükümetler Konu: Tazminat davası Sebep: Manevi tahribat
Nikah memurunun uzattığı kalemi alıp, deftere cafcaflı bir imza koymaktan çok daha zorlu bir iştir yuva kurmak.
"Ev kurmak" başlıbaşına bir cehennem azabıdır, dünyaya yoksul gelmiş bir bahtsız için. "Samanlık seyran olur" uydurmacasına kanmamış olsanız bile bu böyledir.
Hadi diyelim harç borç, derme çatma bir ev kurdunuz, orayı "mutlu" bir yuvaya dönüştürmek de sihirbazlık ister.
Bu öyle bir paradokstur ki, tam yuvayı sağlama bağladığınızı düşünmeye başladığınızda, bu kez çocukların ev kurma telaşı başlar.
Dünyaya getirilen her bebek, size gönderilmiş bir ev kurma tebligatıdır ve herhalde bu sebepledir ki, bir bebek dünyaya gelirken annesi acı acı feryat eder, babası ise doğumhane kapısında 4 paket sigarayı ciğerlerine indirir.
Bugün mütevazı bir ev kurmak bile 10 bin dolara dayanmış, gelde içme!..
İstersen de ev kurma, hiçbir şey alma, serbest!..
Ama alma da göreyim.
Konu-komşuya, akraba-ü taallukata rezil ol, elin diline düş!..
Harcasan borç cehennemi, harcamasan dedikodu...
Hani paranın yokluğunu da bilen bilir... Üç kuruş tedarik etmek, Hitler'i yenmekten beter iştir, gerçekten...
Bendeniz naçizane, evliliğimin ilk yıllarında, eşimle, salondaki külüstür sobanın yanında geceler boyu nasıl oturduğumuzu hiç unutamam. Sobayla bizim aramızdaki uzlaşmaz çelişkiye rağmen... Çelişki uzlaşmazdı çünkü, sobaya gaz koyamıyorduk ama yanından da ayrılamıyorduk. Sonunda, soğuk sobanın bizi psikolojik olarak ısıttığını keşfederek bu zorlu problemi çözdük.
Mutluluk konusuna gelecek olursak, büyük tragedyadır bu...
Yüzbinlerce ailede, sırf ekonomik açmazlar yüzünden sayısız duygu yıkımı, sarsıntı, kavga ve çekişme, ruhsal gelgitler yaşanır, kader, alın yazısı vesaire şeklinde "içselleştirilmesine" rağmen...
Dışardan sıcacık yuva sanılan arenalarda bireyler, birbirlerinin yüreklerini yiyen gladyatörlere dönüşürler. Biçare ömürler kalp kırmak ve kalp tamir etmekle geçer.
Bu noktadan bakınca, gençliğin ruhsal dünyasındaki çözümsüzlükleri de görür, daha da fazla üzülürsünüz.
İşsizlik ve kazançsızlık cangılında çaresiz dolanan gençler, en büyük dramıdır Türkiye'nin...
Ekonomik açmazların aile yaşamlarında ürettiği ruhsal bunalımlar ve manevi yıkımlar romanlara sığmaz.
Ama hadi hepimiz bu ülkeyi yönetmiş olanlardan birer dava dilekçesi ile tazminat talebinde bulunalım desem, alacaklarımızı ödeyebilirler mi ki?
Mütevazı bir ev kaç para ister?
Milyon lira olarak Ev kirası 300, yemek odası 1.500, yatak odası 1.300, koltuk takımı 1.250, halı 900, perde 1.500, televziyon 500, müzik seti 250,
avizeler 200, telefon 40, bulaşık mak 900, mutfak robotu 450, mini fırın 300, set üstü ocak 200, aspiratör 220, buzdobalı 700, çay takımı 30, çatal bıçak 100, yemek takımı 400, bardak takımı 50, ütü 75, elekt. süpürgesi 100, yer paspası 30, çamaşır makinası 800, havlular 20, bornoz 35, yatak 250, nevresim tk 85, pike tk 60, alyanslar 200, gelinlik 300, damatlık 150, gelin saçı 60, damat traşı 40, davetiye 60, nikah şekeri 50 milyon lira... (Not Liste Cumhuriyet gazetesinden Simge Akarsu ile Gökçe Çavuş'un haberinden alınmıştır)
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|