|
|
Belediye seçimlerinden çok kuvvetli çıkacağız
Biz hiç bir zaman küçük düşünmedik. AK Partiyi kurarken çok yükseği hedefledik.
Merkez binamızı bile geleceği düşünerek yaptık, bir apartman katı kiralamadık. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AK Parti'nin kuruluşundan bu yana büyük başarıya imza attığını söylüyor. Abdullah Gül'e göre tezkerenin kabul edilmemesi kesinlikle partinin parçalandığı anlamına gelmiyor
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile çok yoğun programının arasında kısa bir görüşme yaptık. Benim gündemimde AK Parti'nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla önemli kuruculardan biri olan Abdullah Gül ile parti ve geldiği nokta üzerinde konuşmak vardı. Konuğum Dışişleri Bakanı olunca konu tabii ki Irak'a Amerika ilişkilerine ve Azerbaycan'a da geldi.
* Çarşamba Ak Parti'nin kuruluş yıldönümü, geldiğiniz noktadan memnun musunuz?
-İki yıl oldu biz bu partiyi kuralı. Siyasi tarihi incelersek, gerek Türkiye gerek diğer ülkelerdeki yapılanmaları gözönüne alırsak büyük bir başarıdan söz edebiliriz. Demek ki partiyi sağlam temeller üzerine kurmuşuz. Tabii konjonktürün bize katkısı oldu.
BİZE YENİLİKÇİ DEDİLER
* Ak Parti'yi kurarken hedeflenenler buraları mıydı yoksa sizi de şaşırtan gelişmeler oldu mu?
-Ben her zaman Türk halkının değerlerine inandım. Biz partiyi kurmadan önce çok anketler yaptırdık. O zaman Politik Araştırma Merkezi diye bir düşünce kurulumuz vardı. Orada çok çalışmalar yaptık. Parti hangi fikir üzerine oturmalı, neyi nasıl yapmalıyız diye uzun tartışmalarda bulunduk.
* O zamanlar size yenilikçiler deniliyordu...
-Çok doğru. Düşünebiliyor musunuz? Yenilikçi dediler bizim için, ne kadar olumlu bir sıfat. Biz bunu kendimiz koymadık, kamuoyu bizim için koydu. Yani çok büyük bir artıyla başladık. Ve çok önemli bir şey daha var, partiyi kurarken herşeyi üst seviyede tuttuk. Örneğin genel merkezimizi bile gayet büyük düşündük. Bir apartman katı da olabilirdi bir çok partinin başlangıcında olduğu gibi, ama onu hedeflemedik. Herşeyimiz en prestijli en güzel olsun istedik.
SEFERE KAYSERİ'DEN ÇIKTIK
* Tabii bu durum biraz da maddi imkanlara dayanıyor değil mi? Kaynak olmasaydı nasıl yapacaktınız?
-Şüphesiz maddiyat çok önemli ama eğer siz ilgi alanıysanız, arkadaşlarınız size inanmışsa maddiyat sorunu ortadan kalkıyor. Biz bütün bunları yaparken bize inanan insanlar yardımcı oldular. Siz maddiyat diyorsunuz, bakın bütün gelir ve giderlerimizi web sayfamızda 4 ayda bir ilan ediyoruz. Hiçbir partinin bugüne kadar yapmadığı bir şeydir bu.
* Ak Parti'nin ilk mitingi Kayseri'de olmuştu. Şimdi dönüp baktığınızda alınan yollar sizin için yeterli mi?
-O gün hatırlıyorum müthiş heyecanlıydık. Tabir-i caizse sefere oradan çıktık. Zaten daha sonra bütün Anadolu'yu dolaştık. Bizim başarımızın arkasında önemli bir teşkilatçılık yatıyor. Teşkilatları kurarken bizim değerlerimize önem veren arkadaşları seçtik.
* "Bizim değerlerimiz" derken?
-Yani büyük bir çoğulculuk içinde, böyle çok ideolojik saplantılara girmiş arkadaşlardan ziyade vizyonu olan ve geleceğe bakanlarla çalışmayı tercih ettik. Örneğin hanımlara çok önem verdik. Teşkilatlarımızda hiçbir partide olmayan sayıda hanım çalışmaktadır. Yönetim kurullarında da onlar rol aldılar.
ACİL EYLEM PLANI ÖNCEDEN
* Ben bir kadın olarak açıkçası daha çok kadın milletvekili ya da bakan görmeyi isterdim...
-Haklısınız, ben de daha çok görmek isterdim. Diğer partilerle kıyaslarsanız, yine de bir gelişme var ama yeterli değil, aynı kanaatteyim.
* Seçim öncesi çok bilimsel çalıştınız, anketler yaptırdınız. Sizi sonuçlar çok da şaşırtmadı herhalde...
-Hiç şaşırtmadı. Biz seçimden alacağımız oyu biliyorduk. İktidar olacağımızı bildiğimiz için ona göre hazırlandık. Seçim bildirgesinde sözünü tutamayacağımız hiçbir vaatte bulunmadık, diğer partilerin yaptığı gibi. Hükümet olacağımıza o kadar emindik ki ben Acil Eylem Planı'nı seçimlerden önce hazırlamıştım.
AB İLE MÜZAKERE 2004'DE
* 5 yıl içinde Ak Parti'yi nerede görüyorsunuz?
-Türkiye'ye büyük katkılar sağlayacağımıza inanıyorum. 8 ay içerisinde gördünüz. 2 yıl önce size deseydim ki "İktidara geleceğiz, ayrıca Türkiye'de eksi enflasyonlar çıkmaya başlayacak" Bana ne derdiniz? Sadece gülümserdiniz. İşte şimdi de söylüyorum özelleştirmede çok başarılı işler yapacağız, 2004 yılında kesinlikle AB ile müzakerelere başlayacağız.
* Ya AK parti?
-Dolayısıyla bütün bunları parti yapacak. Tek parti iktidarı yaşayacağız. Başarılar ve başarısızlıklar bize ait olacak.
* Siz genel seçimlerde sonucu önceden biliyordunuz, önümüzde yerel seçimler var, tahminiz nedir?
-Çok başarılı olacağımızı düşünüyorum. Zaten belediye başkanlarımız başarılılar. Düşünülenin çok üzerinde bir başarıyla yerel seçimlerden güçlü çıkacağımızı düşünüyorum.
AK Parti diktatörlerin partisi değil
Partimin dağılacağındanhiç korkmadım, korkmam da. Tezkereyi son derece demokratik bir şekilde tartıştık. Kimseyi tehdit etmedik, körü körüne aklınızı cebimize koyacaksınız demedik.
* Partinin geldiği noktanın çok başarılı olduğunu söylüyorsunuz. Tezkere krizi esnasında partide muhalif ses çoktu. Hatta bir ara partinin parçalanacağı söylentileri bile çıktı. Bir sarsılma geçirdiniz mi gerçekten?
-Biz bu muhalif sesleri son derece normal karşıladık. Partimin hiçbir zaman parçalanmasından kormadım, korkmuyorum da. Ben o dönemde yaşananları başarısızlık olarak nitelendirmiyorum. Tam tersine Türkiye tezkere döneminde önemli bir tarih yaşamıştır. Önümüze gelen belki de ancak 50 yılda bir yaşanacak bir gelişmede parti açıkça konuştus. Demokratik ve medeni bir şekilde parti tartıştı. Kimse kimseyle kavga etmedi, kimse kimseyle küsmedi. Kimse partiden istifa da etmedi.
* Hükümet olarak istediğinizi partiniz kabul etmedi, başarı da denemez ama...
-Bence biz partimizin otoriter ve diktatör bir parti olmadığını gösterdik. Kimseyi tehdit etmedik, körü körüne düşüncenizi, aklınızı bizim cebimize koyacaksınız da demedik. Artık o tarz siyaset bitti.
* Peki sizce partinin başında olanın otoritesi sarsılmadı mı?
-Netice çıktıktan sonra saygıyla karşıladık. Ne partimiz zayıfladı, ne bölündü ne partimizden ayrılanlar oldu. Diyorlar ki işte "Tayyip Bey'in karizması bozuldu" "Vay Abdullah Bey'in başbakanlığı şöyle oldu" Bunlar hep eski siyaset alışkanlıklarının görüntüleridir. Hiç de öyle olmadı.
* Türkiye dışından da böyle mi gözüktü sizce?
-Tabii ki demokratik tartışma diye gözüktü. Bakın Blair'in durumuna. 149 kişi, 2 bakan partisinden gitti. Yurtdışında "Türkiye demokratik olgunluğa ulaştı" diye düşünüldü.
* Yani o zaman hükümet adına alınan başarısızlık uzun vadede partinin devamı açısından bir başarı haline dönüştü, öyle mi?
-İyi mi oldu, kötü mü buna girmiyorum. Kazandık mı kaybettik mi bu ayrı bir tartışma konusu bu konuyu kapatıyorum. Ben sadece olayın cereyanı açısından partimin bunu son derece demokratik bir şekilde tartıştığını söylüyorum.
* Gündemimizdeki "Irak'a asker gönderme" konusunu da bir önceki gibi tartışacak mısınız?
-Bunu niye sadece askere bağlıyorsunuz ki. Başka bir kanun için de tartışabiliriz, fikir alışverişlerinde bulunabiliriz. Farklı görüşler her zaman ortaya çıkabilir. Demokrasinin bir uzantısıdır bunlar.
* Azerbaycan Başkanı Aliyev'in öldüğü yolunda söylentiler hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Böyle bir şey olsa mutlaka duyulurdu, saklanabilir mi? Ama çok hasta bunu biliyorum. Buradaki tedavisinde başarılı sağlanamadı o da ABD'ye gitti.
Irak'a askeri tartışıyoruz
* Irak'a asker gönderecek miyiz? Ne koşullarda olacak?
-Irak'ta kendi çıkarlarımız ne gerektirirse onu yapacağız ,tartışıyoruz Irak'ın huzura kavuşması ve kendi kaynaklarını kullanabilir bir ülke haline gelmesi en çok Türkiye'nin işine yarar. Ticaret çok artar, ekonomi canlanır, insanlar gidip gelir. Irak halkı kürdüyle türküyle akrabamızdır. Onları sıkıntıda görmek bizi üzüyor. Ama bütün bunları yaparken onlara faydamız olursa gideceğiz. Irak halkı bizi istemeyecekse ve gidişimizi yanlış görecekse o zaman orada işimiz ne?
Hayatımda hiç bir zaman ihtiraslı bir kişi olmadım
* Tayyip Erdoğan Başbakan olamayıp siz olduğunuzda ne hissettiğinizi gerçekten de merak etmiştim. Bir taraftan bir başkasının yerine oturmak bir taraftan Başbakanlık...
-Doğrusu biz bu olgunluğa erişmiş insanlarız.Yani Tayyip Bey ve önde gelen bütün arkadaşlar kader birliği yaptık. Hayatımda hiçbir zaman çok fazla ihtiraslı bir kişi olmadım, arkadaşlarımın da olduğunu zannetmiyorum. Biz öyle değiliz, öyle ihtiraslara yer yok hayatımızda. Her zaman bana verilen görevi en iyi şekilde yapmaya dikkat ettim, o zaman da aynısını yaptım. O dönem şartlar müsaade etmediği için maalesef Tayyip Bey Başbakan olamadı.
* Peki siz ne hissettiniz?
-Nasıl anlatayım bilemiyorum bir taraftan Başbakan olmanın gururu bir taraftan yasaklar yüzünden vekil olamayan ve kazanan bir partinin genel başkanı olarak seçilemeyen bir başkan. Burukluğumu düşünebiliyor musunuz? Neyse ki o dönem atlatıldı. O zamanlar Türkiye'de bir çok şey yasaktı, şimdi serbest. Hükümet olduktan sonra sunni sıkıntıları ortadan kaldırdık. Hafızası zayıf bir milletiz 38 bakan sayısını bile 23'e indirdik. Eskiden tek bir bakan sandalyesi için bile uğraşılırdı biz bir gecede reform yaptık. Başbakan'a bağlı kurumların sayısını azalttık sadece MGK ve MİT'i bıraktık.
Balçiçek PAMİR
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|