|
|
FATİH DOĞAN
Kurumsallaşma
Kurumsallaşma... 10 yıldır sporun içinde, özellikle seçimlerde duyduğumuz sihirli kelime... Spor kulüplerinde başkan adaylarının seçim vaadlerinin en başında gelen "Kurumsallaşacağız" kelimesinin ardından yıllardır şu altın ifadeler dökülüyor "Yöneticilerin parasına ihtiyaç duymadan, kendi yağıyla kavrulup, kendi ayakları üzerinde duracak ve profesyonellerin yönetiminde başarıya uluşacak bir kulüp olacağız."
Türk futbolunun lokomotifi kabul ettiğimiz 4 Büyükler kurumsallaşmanın neresinde? UEFA'nın borçsuz ve kurumsal bir kulüp yapısını zorunlu kıldığı bir noktada Beşiktaş, G.Saray, F.Bahçe ve Trabzon bu evrimin neresinde?
Kurumsallaşmanın ilk şartı ekonomik bağımsızlık, ya da güç değil. Spor kulüplerinde kurumsallaşmanın iki önemli önceliği var Profesyonel kadrolaşma ve yönetim anlayışı ile şeffaflık.
G.Saray'da camianın bile anlayamadığı mali bir karmaşa sözkonusu. Sayın Özhan Canaydın 6-0'lık F.Bahçe yenilgisi sırasındaki alkışı yüzünden bile bu kadar yıpratılmamıştı. Net olan tek şey, borcun çok büyük olduğu. F.Bahçe'de Aziz Yıldırım'ın sırtlayıp götürdüğü bir mali anlayış var. Bunun kulüp için yararı, zararı tartışılır. Tartışılmayacak bir gerçek var Bu yapı, kurumsallıkla asla bağdaşmaz.
Büyükler arasında kurumsallaşma yönünde en büyük adımları Beşiktaş attı. Kulüp, profesyonel kadrolaşma ve yönetim anlayışında çok büyük mesafeler katetti. Serdar Bilgili hiçbir kompleks yapmadan yetkileri, sorumlulukları ölçüsünde paylaştırdı. Kulübün yönetimini, kasasını ikinci başkan Hüsnü Güreli'ye, futbolu Yıldırım Demirören'e verdi. Bir genel kordinatör, bir de spor koordinatörünün altında 10'a yakın departman kuruldu; işler profesyonellere bırakıldı.
Küçük bir örnek Ürün geliştirme pazarlama. Sorumlu yönetici İbrahim Altınsay, altında 6 kişilik bir ekip. Sponsor sayısını 17'ye, gelirini 3 milyon dolardan, 12 milyon dolara çıkardılar. Forma ve ürün satışından yıllık 3 milyon $ ciro yaptılar. Tribün gelirini 3 yıl içinde 2 milyon $'dan 8-9 milyon dolara çıkardılar. Bu yıl hedef 15 milyon $ barajını aşmak. Profesyonel departmanların, ekip çalışmasının, yani kurumsallaşmanın Beşiktaş'a yıllık katkısı 20 milyon dolar.
Avrupa'da ürün satısından 30-70 milyon, tribünden 60-100 milyon dolar kazanan kulüpler 19 yönetim kurulu üyesiyle değil, en fazla 7-8 kişi ile yönetiliyor. Beşiktaş, G.Saray, F.Bahçe herkesin yönetici olmak istediği ayrıcalıklı kulüpler. Artık Türk futbolunun önünün açılması için bir an önce kurumsallaşması şart. Bunun içinde reklam ve prestij peşinde koşan ile spora hizmet edecek yönetici ayrımının çok iyi yapılması ve yönetici sayısının yarıya inmesi gerekiyor.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|