kapat
07.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

İLKER SARIER


Ödemeden kaçmak mümkün mü acaba?

Aydın Doğan'ın, Holdinginde mutluluk sürsün diye "istihdam ettiği" malum yazarı, yine SABAH'ı diline doladı.

Adını anmıyorum çünkü, Türk medyasında "saldırganlık" ve "suçlama" denince akla gelen bir tek isim var. Eskiler "ismiyle müsemma" derlerdi ya, bu şahıs da üslubu ile müsemma!..

Adını tekrarlayarak, kelime sarfiyatına gerek yok.

SABAH'ın günlük satışı 400 binlere yükseldi, basın grubu kendi imkanlarıyla ayakta kalır hale geldi ya...

Ne yapılmalı?

Saldırıp, gelişmeleri baltalamalı.

Bir kere, şunu sormuyor kendi kendine

"SABAH, bir borç ödeyecekse eğer, ayakta kalabildiği sürece ödeyecektir. Öyleyse bu yöndeki her türlü çaba, borçları ödemeye hizmet etmektedir."

Düşünme sistemindeki birinci çelişkisi bu saldırgan yazarın...

İkinci çelişkisi ise

Hesaplarında yaklaşık 5-6 milyar doların döndüğü koskoca İmar Bankası'na bile bir gecede "harç bitti yapı paydos" diyebilen BDDK'nın, SABAH grubunun borçları konusunda eli kolu bağlı olabilir mi?

Kendi de inanmıyor BDDK'nın bu kadar çelimsiz olabileceğine ama maksadı, "yapıcı" yaklaşıma fesat karıştırmak. Yıkıcı bir ortam yaratmak!

Üçüncü çelişkisi işe şu

Türkiye'de, devlet ve bürokrasi öylesine bir erktir ki, "istenirse eğer" hiç bir borçlu borcunu ödemekten kaçınamaz.

O halde bir tek seçenek kalıyor BBDK, SABAH'ın borçlarını ödemesini istemiyor. Yani yazarın mantığına göre "BDDK vatan haini!"

Eh, o zaman bize de, bu kadar çok sayıda "vatan hainini" yetiştirebildiği cihetle devletimizi kutlamak düşüyor.

Dördüncü önemli nokta ise, SABAH grubunun aylardır "borçların ödenmesi" için anlaşmak amacıyla ve makul bir ödeme takvimi ile BDDK'nın kapısında bekliyor olmasıdır.

Ve zamanı harcatan tek engel, bürokratizmdir! Düne kadar, eksik üyesi sebebiyle BDDK yönetim kurulu toplantı bile yapmıyordu, demek istediğim bu.

Malum yazar, kargaları bile güldürecek komiklikle diyor ki, "Ben de SABAH'ın yaşamasını istiyorum."

İyi ki yaşamasını istiyor, ya ölmesini isteseydi kimbilir daha neler yapardı?

En komik bulduğum husus, bu şahsın, kendisinde vehmettiği gücün SABAH'a yetebileceğini düşünmesi; en müsterih olduğum konu ise, o gücün SABAH'a yetmeyeceğidir.

Bu arada, naçiz şahsımıza, "satılmışlar" şeklinde "iltifatta" bulunmuş, gazetemizi savunuyoruz diye...

Kendi patronu Aydın Doğan, SABAH'ı temelli ortadan kaldırmak için yıllardır bu grupta çalışmış yüzlerce gazeteciyi bir gecede transfer etti. Gık demedik, işimize sahip çıktık, bu "taraf"ta kalınca da "satılmış" olduk otomatikman...

Bilemiyor ki, o tür komplikasyonlar içinde "yaşamak"tansa, burada "ölmeyi" tercih edenler hep çıkacaktır.

İnanılır gibi değil
Erol Aksoy'un İktisat Bankası'na, "Kendine ait Trade Deposit Bank ile birleş!" uyarısında bulunan ilk BDDK başkanının Zekeriye Temizel olduğunu biliyorsunuz.

Bu sayede, sonradan el konan İktisat Bankası'nın risklerinden 450 milyon dolarlık off-shore hesabı, küt diye Hazine'nin sırtına yükleniyor. Bununla da kalmıyor. Bankanın sahibi Erol Aksoy'a ait şirketlerin birleştirilen bankada bulunan 97 milyon dolarlık offshore mevduatı "korunmuş" oluyor. Yani Aksoy, kendisini de "off-shoreze"de hale getirecekken, Temizel tarafından kurtarılıyor.

Öyleyse, bu 97 milyon doları ikiyle çarpmak lazım. Niye mi?

Siz, 100 kaybedecekken, 100 kazanırsanız, aslında kaç kazanmış olursunuz? 200!..

Anlaşılmadı mı?

Haklısınız, Zekeriye Temizel'in işleri anlaşılır gibi değil!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır