|
 |
|
REFİK DURBAŞ
Korkuları onaylamak..
Hiper güç konumundaki Amerika'nın bugün işbaşında olan hükümeti, kendi ülkesindeki insanların sesini duyuyor mu veya duyduklarını gerektiğince değerlendiriyor mu, yeterince bilemiyoruz ama, uygar dünyanın diğer sakinleri olarak bizler, kendi içimizde ve başka ülkelerde gittikçe yükselen antiamerikan sesleri artık çok iyi duyuyoruz.
Amerika bu sesleri ne kadar hesaba katıyor? Bu seslerin çıkmasına neden olan davranışlarını sürdürmesi, eğer ne yapabileceğini bilmemenin çaresizliğinden değilse bu sesleri önemsememesinden olabilir. Amerika'nın gücü, bir süper güç kavramı olarak kafalara öylesine yer etmiş ki, yapılanlarda çaresizlik veya karmaşa aramaktan çok, hep egemenlik hesabına dayalı gizli niyetler aranıyor. Kısacası süper gücün heybetine çaresizliği yakıştıramıyor insanlar. Herkes, bu gücün haksız davranışlarına göz yummama konusunda, sözleşmişcesine bir "Amerikan karşıtlığı" oluşumunda yerini almaya başlıyor.
Yapılan araştırmalarda Amerikan mallarının alımının pek çok ülkede gerilediğini gösteren bulgulara varılıyor. Bu durum, pek çokları tarafından, söz konusu duygusal "Amerikan karşıtlığı"nın bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Bu iletişim çağında hükümetlere hükmetmek, o hükümetlerin halklarına hükmetmek kadar kolay değil. Hükümetleri yıktırabilen güçler, halkta biriken öfke ve karşı olma duygularını kolay kolay yıkamıyorlar. Olsa olsa bu öfkeleri parçalara ayırıp çeşitli alanlara kaydırabilenler, pek çok örnekte görüldüğü gibi artık neyin neye dönüşeceğini kesin olarak hesaplayabilme durumunda da değiller.
Belki gelecekte; dünya insanları, tek elden yönetilecek "gezegen ahalisi" konumuna döndürüldüğünde böyle bir şey olabilecek. Bugün, Amerika bu işlemi, yani tüm insanları yönetmeyi yapacak tek aday olmak için hepimizin onayını almış gibi görünüyor. Ve bu yolda hızla ilerliyor. Kızdığımız, korktuğumuz süper gücü protestolarımız ve korkularımızla hep birlikte, bu hedefe taşıyoruz. Karşı çıktığımız gücü korkularımızla onaylıyoruz.
SEVGİ ÖZKAN (Sosyolog) İSTANBUL
Spor'un manşeti...
24 Temmuz 2003 tarihli SABAH gazetesinin spor sayfasında "Aslan'da tensikat" şeklinde hatalı bir manşet atılmıştır. Bildiğiniz üzere konu Galatasaray kadrosundaki "eksiltme" olduğuna göre bu kelimenin "tenkisat" olması gerekmektedir. RIFAT YÖRÜK ANKARA
Okurumuzun uyarısına teşekkür ederken bir noktayı hatırlatmak istiyorum. "Eksiltme"nin karşılığı Osmanlıca'da "tenkis"; "tenkisat" ise bu kelimenin çoğulu... Yani "tenkisat"ın Türkçe'deki karşılığı "eksiltmeler, azaltmalar"dır. R.D.
Milletvekilinden yanıt
31 Temmuz 2003 Perşembe günkü gazetenizde, Mustafa Özbeşler imzalı, 2/B olarak tanımlanan arazilerle ilgili olarak, "Af bekleyen ünlüler" başlıklı haberde ismim, yasanın onaylanmasını bekleyen ünlüler arasında yer almıştır. Adı geçen kanunla kazanılacak hakları ilgilendiren arazi, gayrimenkul vs. gibi taşınmaz mülküm yoktur. Haberin sehven yazıldığını düşünerek, tekzip edilmesini rica ederim.
Av. Hasan Kara - Kilis AK Parti Milletvekili
TEMA'ya destek...
TEMA'nın pilot köy uygulamasını yaygınlaştırmalıyız. SABAH bir kampanya başlatabilir. Özel ve tüzel kişiler köylere sponsor olabilir. Yasal düzenlemeyle şirketler sponsorluk yükümlülüğüne de sokulabilir.
GÜN ÇELİKKOL
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
