|
|
ÖMER LÜTFİ METE
Gül'ünç kumar
ABD şahinliğinin son sapıklığı, şeytana-taparlara özgü bir ayin
"Pentagon, Türkiye dahil bazı bölge ülkelerinin geleceği üzerine, kumar oynanacak bir tür borsa kuruyor!"
Ayinin özü öldürerek, öldürterek eğlenmek!
Bu uygulamayı, Sayın Gül'ün ABD'den gülücüklerle dönüşünün ertesinde öğreniyoruz. Böylece; Rumsfeld'in "bu sefer bir sene bekletmeyin" diye Gül'e yaptığı aşağılayıcı şaka da midemize daha fena oturuyor!
Azılı şahinlerin sapıklığı kesin ama iki yüzlü de değiller. Bizimle ilgili iğrenç emellerini gizlemiyorlar. Biz kendimizi kandırıyoruz
"Yok canım herhalde öyle demek istemedi. Tabii ki onu yapmazlar"
Bu çocuksu duygularla devlet yönettiğimiz için hazırlıklar fiiliyata dökülünce şaşıyor, "bu nasıl dostluk" diyoruz. Oysa şahinler baştan beri, sırıtarak dost kazığı atıyor, biz de acıyı duyuyoruz ama o gülüşe bakarak "yanlış hissediyoruz, bize iyilik yapıyor" diye zoraki hüsnü kuruntu üretiyoruz.
Hikaye budur.
Köleleştirici aşağılama
Buyurun; Gül ABD ile nasıl yararlı görüşmeler yaptığını, ne kadar cici bir "stratejik müttefik" olduğumuzu televizyonlarda anlatırken, "Pentagon kumarı" ile ilgili haber, komedi dizilerinin altına döşenen "sipariş kahkaha"lar gibi patlayıverdi. Sanki Gül'e "anlat anlat, çok heyecanlı oluyor" diye alkış tutuyor ve cadılar korosundan kaydedilmiş kahkahaları dinletiyorlar.
Şeytana-taparların ayini bu.
Böyle bir iklimde Kuzey Irak'a asker göndermenin hikmetini anlamaya çalışıyoruz. Gül'ün görülmemiş bir şakacılıkla "tamamen şeffaf" dediği müzakerelerden hiçbir şey öğrenemeyecek kadar gabi olduğumuzu anlıyoruz. Hükümet ABD ile yeni balayını çırılçıplak yaşadığını ilan ediyor, ama herkes hala sıfır bilgi ile macerayı anlamaya çalışıyor. İliştirilmiş gazetecilere, şahinlerin ve bizimkilerin ödev olarak verdiği yönlendirici bilgiler hariç!
Kuzey Irak'la ilgili olarak Türkiye'nin hiçbir talebini kabul etmeyen, hatta hiçbir kaygısına anlayışla bakmayan ABD'ye neyin "gül hatırı" için tekrar güveneceğiz?
Bu şartlarda, hiçbir gizli, derin ve özel malumat sahibi olmadan bu gelişmeleri, salt özgür düşüncenin iffeti uğruna "okuma denemesi"ne girişeceğim
Çılgınlığın lüzumu var
ABD şahinliği kumar oynamıyor; yazı tura atıyor ve ekliyor
"Yazı gelirse ben kazanırım, tura gelirse siz kaybedersiniz."
Kumarı oynayan bizim hükümetimiz.
"Şu şahin yoğurda bir Mehmetçik mayası çalalım; tutarsa ihya oluruz!"
Sayın Erdoğan ve takımının bu kumarı iyiniyetle oynadıklarından eminim. Herhalde bunu, ABD'nin şerrinden sakınmanın yolu olarak görüyorlar. Kötülüğünden emin olmak için eşkıyaya sığınırken, genellikle yaver giden talihlerine ve Allah'a güveniyorlar
"En iyi ve en yetenekli, en becerikli, en akıllı Müslümanlar biziz, Allah bizi niye korumasın ki?"
Böylece vicdanlarını da rahatlatıyorlardır.
Etkileyici bir mazeretleri; ABD azgınlığına karşı sihirli bir siyaset tarzı öneren kimselerin olmayışı. Hasbelkader bu sütunlarda dile getirdiğim öneri ise pek sihirsiz, hatta özgür ruhlu olamayanlara göre tam çılgınlık
ABD şahinliğinin Türkiye'yi mümkünse savaşsız, olmuyorsa savaşarak işgal etme kararlılığını halkımıza açıkça bildirmek ve yeni bağımsızlık mücadelesini başlatmak.
Öyle görünüyor ki Adalet ve Kalkınma Partisi, tarihimizde yeni bir "Damat Ferit" sayfası açmayı göze almış.
Yoksa kuduz şahinliğin koynunda saadet aranmazdı.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|