kapat
26.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

ŞELALE KADAK


Erdoğan Gönül'den mutlu evlilik sırları

Verilen koordinatlara uyarak, Kurtköy'de Ford Otosan'a ait bir depoya doğru yola koyuldum. Bir hafta önce son yolculuğuna uğurlanan Vehbi Koç'un damadı, Otosan'ın kurucusu Erdoğan Gönül'ün yönlendirmesiyle gözü gibi koruduğu otomobil koleksiyonuna bakmaya, en büyük tutkusunu yakından görmeye gidiyordum.

İçeride birbirinden değerli, artık klasikleşmiş şahane otomobiller vardı. Kimisi büyük çabalar sonunda yurtdışından getirilmiş, kimisi bir köy evinin bahçesinde hurda olarak dururken satın alınıp, toplatılmış, tutkunları için paha biçilemez otomobillerdi bunlar.

Koleksiyon müzeye
Sonrasında da Erdoğan Gönül'le sohbet etmiştik. Gönül, bir gün bu dünyadan herkes gibi gideceğini, bu yüzden de otomobilleri Rahmi Koç'a armağan etmeyi düşündüğünü söylemişti. Ne de olsa Koç, Sütlüce'de bir müze kurmuştu ve içinde otomobil müzesi yapmak için devasa bir alan bulunuyordu. Her biri özenli bakım isteyen bu otomobilleri sonunda Koç'un müzesine bağışlayan Gönül, hayattayken bakmaya kıyamadığı koleksiyonunun emin ellerde olduğunu görme şansına sahip olmuştu...

Rahmi Koç, Gönül'le karşılaşmasını anlatırken, "Otosan'ın kuruluşunda gördüm onu. Üzerinde iş tulumu vardı. O zaman nerden bilecektim ki eniştem olacağını, Sevgi'ciğimi mesud ve bahtiyar edeceğini" demiş. Sevgi Gönül de eşini son yolculuğuna uğurladıktan sonra, "Tam 41 senedir evliydik. Çok kavga ettik, çok şahsiyet çekişmesi yaşadık, birbirimizle boğuştuk ama bence en mühimi hep aynı şeylere güldük ve hep aynı şeylere şaşırdık" diye yazmıştı. Ben de bugün, Gönül'le yaptığımız sohbetlerden bir demet sunmak, Türk otomotiv sanayisinin değerli üyesini anmak istedim.

İki TV, iki banyo!
İş dünyasının ince ruhlu, esprili, ve alçakgönüllü üyesi Gönül, Koç Holding'deki odasını eşi Sevgi Gönül'le paylaşırdı ve çocukları da olmadığı için ikili birbirine çok ama çok bağlıydı. Bir defasında, 'Nazar değmesin halinize, maşallah' dediğimde, "Şelale, unutma, bir evlilikte kavganın az olması iki şeye bağlıdır Banyo ve televizyon. Bunları paylaşmadığın zaman kavga da çıkmaz" demişti. O gün öğrenmiştim ki, Gönül çiftinin salonunda yanyana iki televizyon duruyor. Kimi zaman Sevgi Gönül, kimi zaman da Erdoğan gönül tv'yi kulaklıkla izliyor, böylece evde kumanda çekişmesi yaşanmıyordu.

Bodrum trenini kaçırdık demişti ama...
Birkaç yıl önceydi. O zamanlar Bodrum Türkbükü yeni yeni moda olmaya başlamıştı. Turizmci Atilla Uras'ın Türkbükü'ndeki oteli Palmira'yı Gönül çiftinin satın aldığını öğrenmiştim. Çılgınca eğlenmek isteyenler deli gibi koşturduğu Bodrum'da, Sevgi ve Erdoğan Gönül nasıl bir otel işleteceklerdi acaba? Doğrusu merak etmiştim. Tanıdığım en esprili ve doğal insanlardan biriydi Erdoğan Gönül. Bodrum'u konuşmaya başladığımızda, esprili bir ifadeyle, "Sevgi de ben de yaşımız itibariyle Bodrum trenini kaçırdığımızı düşünüyoruz. Daha doğrusu eşim inanıyor. Ben de zannediyorum" diyordu.

Gürültü patırtı olsun
Peki o güne kadar tatil için hep sessiz yerleri, örneğin Göcek'in koylarını tercih eden Gönül çitfi, Bodrum'a gitmeye nasıl ikna olmuştu? Dahası gitmekle kalmayıp bir de otel satın alacak kadar ileri nasıl gitmişlerdi? Tahmin edeceğiniz gibi aslında en istekli kişi Erdoğan Gönül'dü. Onun içi hep kıpır kıpırdı. Gönül, bir öğlen yemeğinde yaptığmız sohbette, "Ben şahsen yapım itibariyle bütün yazımı Bodrum'da geçirebilirim. Sevgi daha ziyade kültür ve arkeolojik yerleri gezmekten hoşlanıyor. Sonuç olarak ben onunla müze dolaşıyorum, o da benimle benim sevdiğim mekanları dolaşıyor" demişti. Karakter olarak çok insan seven bir yaratılışa sahip olduğunu söylüyordu. "İnsanlardan, gürültüden, patırtıdan, gelen gidenden çok zevk alırım. Huzuru ve sukûneti hayatım sona erince yaşayacağımı düşünürüm" diyordu. Eee, hal böyle olunca Palmira Oteli, Gönül için biçilmiş kaftan değil de neydi? Her ne kadar işletmesini Divan Oteli'ne vermiş olsalar da Gönül, söylediği gibi Divancılar'ı üzmemek şartıyla otelin detaylarıyla ilgilenip, Palmira'yı halktan ve bölgeden kopartan duvarın yıkılmasını da sağlamıştı. "Divan'ın bütün otellerinde huzur bulan müşterilerin Palmira'da sessiz ve sukûnet içinde uyuyabileceklerini zannetmiyorum" diyecek kadar iddialı konuşmuştu, ama söylediği de olmuştu. Bugün Palmira gerçekten de Türkbükü'nün en sevilen, dikkat çeken otellerinden biri haline geldi. Erdoğan Gönül de, yaşarken, gürültü ve patırtıyı hiç sorun etmedi ve şimdi dediği gibi huzuru ve sukûneti yaşamaya başladı.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Sarı Sayfalar


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır