kapat
26.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

MEHMET BARLAS


"Yabancılaşma"yı bazen hatırlamak yararlıdır!

Bir dönemde, Marksizm ağırlıklı ideoloji halindeyken, "Yabancılaşma" kavramı (Alienation), aydınlar tarafından çok kullanılırdı.

Daha sonra Max Weber de, "Bürokrasi"nin içeriğini irdelerken, bir temel öğe olarak "Yabancılaşma" olgusuna değinmişti.

Botanikte yabancılaşma, bir çiçeğin, yabancı bir çiçeğin tozu ile döllenmesi sonucunda meydana gelen tohumun kimliğini belirlemekte kullanılan kavramdır. Bu tohumdaki besi dokusu, babaya ait özellikler taşır.

Felsefede ise, yabancılaşma, niteliği kaybetmek, bir temel haktan yoksun olmak anlamındadır.

Karl Marx, 1844 tarihli "Ekonomik ve Felsefi Yazılar"ında, Hegel ve Feuerbach'ı eleştirirken, "Yabancılaşma"yı, Marksist terminolojiye yerleştirmiştir.

Bu bağlamda yabancılaşma, "Ekonomik, siyasal, dinsel koşulların etkilemesi ile, kendi benliğini yitiren ve insanlığın elde ettiği başarılardan yararlanmak yerine, bunlarla köleleştirilen" bireyleri ve toplum kesimlerini tanımlar.

Yabancılaşmak, aslında her toplumda, her sınıfta, her zaman görülen bir olgudur.

Orhan Kemal'in "Bekçi Murtaza"sının, üstlendiği görevle, kendi sınıfına nasıl yabancılaştığını hatırlamaz mısınız?

"Siyasi iktidar" da, insanları hem insanlıklarına, hem de varlık sebepleri olan "Demokrasi"ye yabancılaştırır genellikle.

Oturduğu koltuğa bir şey katamayan, ama oturduğu koltuktan ötürü kendisini bir şey sanan iktidar sahiplerini, hiç görmediniz mi?

Sonunda bu tür kişiler, rüşvet almayı ve siyasetin rantı olarak gördükleri haraçları toplamayı, kendileri için bir doğal hak kabul ederler.

Onlar artık, insanlığa da, demokrasiye de, hukuka da yabancılaşmışlardır.

Kendileri işbaşında olmadığı takdirde, ülkenin felakete sürükleneceğine inanırlar..

Kendilerini eleştirenleri, ülkenin ve rejimin düşmanı olarak görürler.

Çıkar bağları ile oluşturdukları dar çevreleri de, sürekli onların egolarını pompalar... En yanlış kararları bile, "Harika.. Siz dahisiniz" çığlıkları ile alkışlanır.

Hatırlayın Türkiye'yi ekonomik krize sokan ve toplumu yoksullaştıran dönemde, bir bölüm medyanın ve bir kısım işadamlarının, krizin sorumlularını nasıl alkışlayıp, pohpohladıklarını.

Şimdi aynı çevre, "Soruşturma"ya aday eski iktidar sahiplerini nasıl teşhir ediyor!

Aslında, bu "Çevre"nin durumu da, "Yabancılaşma"ya örnektir.

Bazı yazıişleri, gazetecilik mesleğinden uzaklaşıp, medya sermayesi ile kendilerini özdeş sanarak, gazeteciliğe yabancılaşmışlardır.

Bir de Marks'tan 150 yıl sonra, Marks'ın hayal bile etmediği "Medyatik Toplum"un getirdiği yabancılaşmalar var.

Kendilerini hergün gazetelerin ve televizyonların magazin bölümlerinde görüp, kendilerine yabancılaşanlar, çok var günümüzde.

Gerçek sanatla ve kültürle hiç ilgileri ve bilgileri olmayan nice isimler, sanatın da, kültürün de temel öğeleri olarak, kendilerini görmüyorlar mı?

Aslında baktığınız zaman, Saddam'ın oğulları Uday ve Kusay da, dramatik bir "Yabancılaşma" vakasıydılar.

Kendilerini Irak halkının üzerinde görüyorlardı ve refah kaynağı olabilecek Irak petrolünün işlevini, "Baas Despotizmi"nin fonlanma aracı olarak kabul ediyorlardı.

Aslında her ülkede rastlanan, her çeşit "Cumhuriyet Muhafızları" da, toplumlarına karşı yabancılaşmışlardır.

Özetle, Karl Marks'ın bazı söylemlerini arada bir hatırlamalıyız.

ŞAKA

Jetler uçarken!
Herhalde MGK Toplantısı var diye, askeri jetler İstanbul üzerinde uçuşlar yaptı.

Uyum Paketi ile MGK sivilleşirse, acaba THY'nin sivil jetleri mi uçar, toplantılardan önce?

GERÇEKLER

Liberya'nın jeopolitik değeri yok!
Sovyet-Amerikan dehşet dengesinin var olduğu dönemler, bazı coğrafyalar için, şimdikinden daha fazla imkanlar yaratıyordu.

Örneğin Afrika'da, Sovyetler de Amerika da, nüfuz bölgelerini genişletmek için, yoksul ülkelere yardım yarışı yaparlardı.

Kongo, Sudan, Somali, Liberya gibi ülkeler, ya Moskova'dan ya da Washington'dan, hem askeri, hem de ekonomik destek alırlardı.

Şimdi bu ülkeler kaderlerine, yoksulluklarına ve iç savaşların getirdiği katliam ve soykırımlarına terk edildi.

Bakın Liberya'ya..

Başkent Monrovia'nın bir savaş alanı haline döndüğünü, bir haftadır izliyoruz.

Irak'ta demokrasiyi getireceğini ve Iraklılar'ı Saddam zulmünden kurtarmayı amaçladığını söyleyen Amerika, Liberya'daki trajedi karşısında, parmağını bile oynatmıyor.

Jeopolitik böyle bir şey.

Afrika'nın jeopolitik değeri, artık yok.

Siz siz olun.. Kendi jeopolitik değerinizi, kendiniz artırın.

mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Sarı Sayfalar


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır