kapat
26.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

HINCAL ULUÇ


Benim de iki lüksüm oldu..

Size bir soru..

"Rahmi Koç, Ayten Gökçer, Tarkan Tevetoğlu, Şenol Güneş, Rafi Portakal, Ali Talip Özdemir, Emre Kurttepeli ve Hıncal Uluç'un ortak yanı nedir?.."

El cevap..

Hepimiz ayni yatakta yatıyoruz..

Yok canım.. Öylesi değil.. Yani ayni tür yatak..

Neredeyse yarım asırlık bir meslek hayatının sonucu, iki lüksüm oldu son zamanlarda.. Lüks demek ne derece doğru ise.. Çünkü ikisi de aslında zorunluluk..

Ötekini haftaya yazarım. Bu hafta ilki..

Yatak..

Tempur yatak!.

Efendim bu tempur denen madde, astronotlar için icat edilmiş.. Uzayda rahat etsinler diye.. Sonra pek çok uzay icadı gibi insanların hizmetine verilmiş..

Özeti şu.. Yatağa nasıl uzanırsanız uzanın, sırtüstü, yüzü koyun, yanlamasına, yatak vücudunuzla kendi arasında kalan bütün boşlukları dolduruyor. Böylece ağırlığınızdan doğan basınç, vücudun hemen tümüne eşit dağıldığı için tam bir dinlenme sağlanıyor..

Son zamanlarda yataktan iyice yorgun kalkmaya başlamıştım. 35 yıllık bir disk kaymam olduğu için de her yatakta yatamıyordum. Yataktan kalktıktan sonra oram buramın ağrılarının geçmesi yarım saati falan alıyordu ve tüm günü yorgun uykulu geçiriyordum..

Şeker de var ya bende.. "İşte" diye düşünüyordum, için için, "Bunlar hastalığın iyice bastırdığının işareti.." Özellikle yataktan yorgun kalkmak..

Değilmiş..

Meğer hiç değilmiş..

Tempur yataklarını bir tesadüf öğrendim.. Bugün, yarın derken, tam bir yıl sonra nihayet adrese gittim..

Gördüm.. Broşürleri okudum, CD'leri seyrettim..

Beni en çok etkileyen ne oldu bilir misiniz?..

Yumurtayı bütün gücünüzle yatağa fırlatıyorsunuz, kırılmıyor.. Yani basıncı nasıl özümlüyor, nasıl sıfırlıyor, anlayın..

Yatak, üzerine uzandığınızda size, yer çekimsiz, yani ağırlıksız olduğunuz hissini veriyor. Zaten Uzay yatağı olması da bundan değil mi?.. Ağırlıksız alanda yatak..

"Alıyorum" dedim..

Yatağı, yastıkları, otomobilde popo ve sırt minderini, bilgisayar önünde otururken gene popo ve sırt minderlerini, yaslanmış, veya uzanmış okurken, boynu koruyan özel minderi de aldım..

Ve hayatım değişti..

Artık yataktan yorgun kalkmıyorum. Artık sabahları kalkınca ağrıyan yerim yok.. Artık belim öylesine rahat ki..

Bir önemli gözlemim daha..

Gece sabaha kadar yatakta kimbilir kaç kez dönerdim. Dönerken de uyanırdım çoğu zaman..

Şimdi bakıyorum, neredeyse nasıl yatmışsam, o pozisyonda kalkmışım. Araştırma yapılmış yüzlerce denekle.. İnsan ortalama 80-100 kez dönermiş uykuda.. Bu yatakla ortalama 17'ye düşmüş.. Yüzde 83 azalma.. Hele yatakta iki kişi yatıyorsanız, bu dönmeler sırasında ötekine çarpıp uyandırmayı da katın.. Sabah hatırlamazsınız ama kaç kez bölünür uyku..

Uykuyu bölen ve enerji harcamasına sebeb olan dönmeler kalkınca, daha iyi dinlenmeniz mümkün oluyor.

Bilimsel denemeler göstermiş ki yatak, derin uyku sağlayarak, derin dinlenmeyi gerçekleştiriyor.

Başka..

Bu yatak astım ve alerji hastalarının baş belası mikro organizmaların yaşamalarına imkan vermiyor. Bu yatak dolaşım sorunları olanlara da, basınç çözücü özelliği ile yardım ediyor..

Başka.. Terlemeyi azaltıyor..

Yatağı yapan eden uzmanlar "Vücudunuzun bu yepyeni sisteme uyum sağlaması için üç hafta gerek" diyorlar.. Yani "Bazı şikayetleriniz olabilir, üç hafta bizi aramayın. Ondan sonra şikayetleriniz devam ediyorsa, geri alırız.."

Geri de alıyorlar. O koşulla satıyorlar. Çünkü piyasadaki yataklara göre pahalı.

Ben daha ilk gecenin sabahında mucizeyi yaşayarak uyandım.. Ama bu yazıyı yazmak için tam iki ay bekledim.. Her şeye tam inanmak için.

Sonuç harika..

Bakın tonla dolar ödedim, ama bugün ödediğim her centi helal ediyorum..

Uzun vadede, ödediğim her centi geri alacağımı, hatta şimdiden aldığımı düşünüyorum..

Aslında sistem, tereddüdü önlüyor..

Alın.. 3 hafta kullanın. Mutlu olmazsanız, aynen geri alıyorlar.

İşte size ulaşım yolları

NSM şirketi. Bağdat caddesi 97/4Kızıltoprak.

Tel 216 345 70 11- 345 10 42

Faks 216 346 39 26

Site http://www.nsm.com.tr

e-mail: tempurpedic@nsm.com.tr

Ulrich beklemedi!..
Ayni koşuyu iki sayfa ara ile farklı yorumlamışız Sabah Spor'la.. Onlar Ulrich'in beklediğini yazdılar.. Ben tam tersini anlattım. Okurlardan da mektuplar geldi. "Ulrich bekledi" diyenler var..

Hayır beklemedi..

Bu Fransa turu denen sporu bu ülkede en iyi bilen ve en iyi izleyenlerden biriyim. Tevazuya gerek yok.. Sporu da iyi bilirim.. Lance düşünce Ulrich yavaşlamadı.. O kadar gidiyordu zaten.. Temposu iyice düşmüştü. Atak yapacak hali kalmamıştı. Lance kalktı, bisikletine bindi. Baştakilere yetişti. Temposunu düşürmeden devam etti, öne geçti ve Ulrich arkasından baktı. Lance'a yanıt veremedi.. Hali yoktu. Lance etap sonunda Ulrich ile arasındaki 7 saniyeye düşmüş farkı, bir dakikanın üzerine çıkarıp turu kazanma yolunda en büyük adımı atarken, Ulrich hiçbir şey yapamadı.

Yani Ulrich beklemedi. Atak yapacak hali yoktu. Gidebildiği kadar gidiyordu zaten. Beklese Lance yetişip atak yapınca peşinden giderdi. Gidemedi. Pili o kadardı.

Yarışı yıllardan beri seyretmenin deneyimi ve bilgisi ile izleyenler, benim anladığımı anladılar, zaten.

Peki yarıştan sonra Lance niye Ulrich'e teşekkür etti..

Kibarlığından.. Ya da daha da utandırmak için..

Siz asıl yarış sonunda, birinci etapta düşerek kırdığı köprücük kemiğine rağmen turu kahramanca sürdüren ve üstelik perşembe günü bir de etap kazanan Taylor Hamilton'un kameralara söylediklerine de dikkat edin..

"Lance düşünce, öteki çocuklar basmağa devam ettiler. Ama Turun yazılmamış bir kuralı vardır. Sarı Mayo düşerse, ona yarışa geri dönmesi için bir şans verilir. Ötekilerin bekleme yarışı yapmadıklarını hissettim.. Bunun üzerine basıp öne geçmek ve oradakilere yavaşlamalarını söylemek sorumluluğunun bana düştüğünü düşündüm. Öyle de yaptım.."

Uyanıklığın sonu yok!..
Zincirlikuyu'dan gelip Balmumcu'ya giderken, sıkışan trafikte sıraya girip bekleyenleri hiçe sayarak Köprü çıkış şeridine dalan ve son noktada sola hamle ederek, sıradaki arabaları sıkıştıran uyanıklara savaş açmıştık ya.. Genç ve titiz ekiplerin görev alması ile oranın muma döndüğünü yazmıştık ya..

Okur Kıvanç K., diyor ki..

"Siz öyle sanın.. Eğer İstanbul trafiğinde bir önlem alırken, işi en başından, en sonuna tutmazsanız, başarılı olamazsınız.."

Şimdi trafik polisleri, Köprü şeridine girenlerin tekrar sola kaçmalarını önleyip "Haydi köprüye" işareti yapıyorlardı ya.. Hani ben "Beylerbeyi'nden dönüp gelsinler de uyanıklığı görsünler" diye zil takıp oynuyordum ya..

Hikayeymiş meğer..

Bu uyanıklar Köprü çıkışını alıp, aşağı inince, arabayı geri vitese takıyor, geri geri giderek, bu defa E-5 Beşiktaş çıkışını alarak yollarına devam ediyorlarmış..

Otoyolda geriye gitme, ölümcül kazadır, ama bizde adettir. Çıkışı kaçıran geri vitese takar, TEM'de Anadolu'dan gelenler, Maslak kavşağında, Maslak yönüne çıkış olmadığı için, geri basar ve akıllara seza bir kestirme icat ederler, ölümcül kaza pahasına..

Şimdi de bu.. Polis onlara "Hadi Köprü'ye" diyor. İniyor aşağı yola.. Orada polis yok. Geri basıp, kurtarıyor..

Böylelerini arabadan indirip, ibret-i alem için orada falakaya yatırmak mı gerek?.. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?.

Dün sabah baktım. Köprü çıkışından ekipler kaldırılmış. Çıkışın son noktasından sola kaçmayı önlemek üzere konan bariyerler de kaldırılmış. Eski tas, eski hamama dönülmüş ama, çıkış şeridi pırıl.. Tek uyanık yok. Bir haftalık kontrol uyanıkları yola getirmiş gibi..

Acaba getirdi mi?..

Polisin olmadığını görünce ufak ufak denemeye başlarlar, pazartesi salı her şey eskiye döner mi?.

Bence döner..

Ben milletimi bilirim.. Bir hafta yetmez..

Ya Cim Bom Günü..
Fenerliler kuruluş tarihleri 1907'yi ortadan bölüp kutlanacak bir gün icat etmişler ya..

1907..

19. 07.. Yani 19 Temmuz..

Kutladılar da..

Bizim Hakan ile Utku'nun Utkusu diyor ki..

"Bu Fenerliler attıkları adımın nereye gittiğinin farkında değiller.. Bu yeni icat Fener gününü bazı Fenerliler kutlar. Ama Galatasaray ayni şeyi yaparsa, o günü bütün dünyaya yayılmış tüm Türkler yaşarlar.."

1905!..

19. 05!..

Yani..

19 Mayıs!..

Gençlik, Spor, Atatürk'ü Anma ve Galatasaray Bayramı!..

SEVDİĞİM LAFLAR
Başkalarının yanlışlarından öğrenmeliyiz. Hepsini kendimiz yapacak kadar bol zamanımız yok.

Grucho Marx/ Arşak Palabıyıkyan

(Teşekkürler Halil Kemal)

TEBESSÜM
Küçük Benny, okula başladığının ilk günü eve dönünce, "Anne" demiş, "Öğretmen 'İleride benim sınıfıma gelecek kız veya erkek kardeşin var mı' diye sordu!"

"Bir tanem, ailenle ilgilenilmesi çok olumlu bir şey.." diye cevaplamış annesi, "Peki.. Sen tek çocuk olduğunu söyleyince ne dedi?"

"Ellerini yukarı doğru açtı, "Oh Allahım!" dedi "Çok şükür!"


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Sarı Sayfalar


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır