kapat
02.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

ALİ KIRCA


Kendi salâ'nızda saf tutmak

Bir vakitten sonra cami avlularını ziyaretler sıklaşır, yaşlandığınızı öyle anlarsınız.. Bu satırları sıkça okurduk bizim devrimizin gözde köşe yazarlarından..

İkide bir göçüp giden arkadaşlarını uğurlamak için avluların serinliğinde buluşurdu eski dostlar..

Ve eski günlerle anılara uzayıp giden dost sohbetlerini, minarelerden yükselen 'salâ sesi tamamlardı.. Ya da.. Hüzünlendirirdi..

Salâ Türk-İslam geleneğinde, cenaze namazı öncesinde okunan duanın adı..

Küçük yerlerde, ahaliyi cenaze namazına çağırmak için ezan yerine de ses verir ölümler sonrasında..

O kederli çığlık duyulduğunda anlaşılır ki, biri daha şehrin sokaklarından son kez yolculuğa çıkacaktır..

Salâ bitişin, bir "son"un ilahi şarkısıdır..

****

Salâ'nın okunması için nedense hep "nihai son beklenir..

İnsanın bir kere öldüğü sanılır çünkü..

Oysa.. Kaç kez ölür insanoğlu yaşarken. Kaç kez, bitirir bir "zaman"ı ve başlar yeni "zaman"ların yolculuklarına..

Bir türlü kabullenemez, geride kalmış yaşanmışlıkların aslında ara bir durakta,bir "küçük" ölümle "nokta"landığını..

Noktaları "virgül" zanneder hep..

Zanneder ki "mazi"nin parke taşları üzerinde sürüp gidecektir yolculuk..

Dönüşü olmayan kavşaklarda, keskin virajlar alındığını görmezden gelir..

Oysa, eski fotoğraflara bakıldığında "ayan beyan" bellidir herşey..

Resimlerdeki o siz, "siz" değildir ki.. Başka birinin hayat fotoromanından ne farkı vardır o resimlerin; solmuş albümlere dikkatli bakılınca..

Biraz "diyalektik" tuzu katılsa "çözümleme"lere; zıtların birliğinden ve geçmişin inkârından başladığı anlaşılacaktır geleceğe yolculukların..

Ve bir tek 'salâ'sı eksik kalacaktır, unutkan hafızaların dehlizlerinde terkedilen "başkalaşmış" mazilerin.. Başkalaşmış, artık bizimle ilgisi kalmamış ve "başkalarına aitmiş görünen" geçmiş zaman "mimozaları"nın..

Salâ'sınıda okutun da bitsin gitsin..

Yaşarken tanığı ve sahibi olun kendi 'salâ'nızın..

****

Bir vakitler sinemacı bir arkadaşım yapmıştı da bunu, biraz "delilik" olarak görülmüştü..

Müezzinin eline bir miktar "bahşiş" sıkıştırmış ve evinde oturup mahalle mescidinden okunan kendi 'salâ'sını dinlemişti.. O gün,kendi geçmişiyle bütün bağlarını "resmen" kopardığını 'cümle-âlem'e ilan etmişti.. Artık, istese de mazisine dönemezdi.. Mazisi ölmüştü..

Yaşarken kendi cenaze törenini görmüştü.. Adı, Yusuf Niş'ti..

Dergilere de kapak olmuştu o günlerde bu tuhaf "veda" ritüeli..

Geçen Cuma akşamı İstanbul Açık Hava Tiyatrosu'nda, bu ülkenin en ünlü bestecilerinden birinin de kendi 'salâ'sını dinlemekle kalmayıp, kendi 'salâ'sını bestelediğini duyunca, farz oldu bu yazıyı yazmak..

Mehveş Emeç, hayat ve müzik yolculuğunda tıkandığını ve bunaldığını anladığı bir gün, piyanosunun başına oturup tuşlara dokunmuştu.. "Son Mektup" adını verdiği bestesini yapmıştı.. Bütün bir geçmişe yazılmış bir son mektuptu o..

Ancak,daha da önemlisi, annesi Bilge Emeç'in, melodiyi ilk dinlediğinde içindeki 'salâ'yı farketmiş olmasıydı..

Üzerinde söz filan yazılı olmayan, sadece notalardan ibaret bir şarkı için şöyle demişti Mehveş Emeç'e "Kızım, sen kendi cenaze marşını yazmışsın!" Kızının, kendi cenaze marşını söylediğini, kendi 'salâ'sını bestelediğini, bir "anne"den başka kim farkedebilirdi ki!

****

Mehveş Emeç'in albümlerinde bu "veda şarkısı" yok sanıyorum..

Ama olmalı..

Herkes bir müezzin bulup, tuhaf "rica"larda bulunamayabilir..

Ama, kendi geçmişiyle vedalaşma vakti geldiğinde, bir "son mektup" eşlik edebilir kendi cenaze törenine..

Ve oradan başlayabilir yeni "zaman"lara yolculuklar..

Yeni 'salâ'lara kadar!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır