|
 |
|
ALİ POYRAZOĞLU
Teşekkürler TURKCELL
Ben yazları Bodrum'da oturuyorum. Umarım kimsenin buna bir itirazı yoktur. 20 yıl önce aldığım evin özelliği 100 metre ilerisinde dünyanın en güzel tiyatrolarından birinin olması. Bodrum antik tiyatrosu... Evi de o yüzden almıştım zaten. "Akşamları gider otururum tiyatroda... Günbatımını izlerim.." diye. İzledim de. Buradayken aşağı yukarı hergün gittim oturdum. Bodrum'u tiyatronun olduğu Göktepe'den izlemenin tadına doyum olmaz. O tiyatroda günbatımında yaşadığım keyifli yalnızlıkları, "ÖDÜNÇ YAŞAMLAR" adlı kitabımda ve o kitaptan yola çıkarak yazdığım aynı adlı oyunda da anlattım. Geçen gün haber aldım TURKCELL'in restorasyonu bitmiş, tiyatro bir gösteriyle açılacakmış... "Eh artık zamanıdır..." diye aldım kitabımı gittim tiyatroya. Yazdığım öyküyü tiyatronun arka sıralarına oturup bir okuyayım diye... Ahdım vardı... "Şu tiyatro bir kurtarılsın, bu öyküyü orada oynayacağım" diye... "Yasaklı Tiyatroda Günbatımı" adlı öykümün bir kısmını sizler için buraya aktarıyorum...
...Tiyatro Göktepe'nin eteklerine kurulmuş, büyük bir yalnızlığa kilitlenmiş, etrafı tel örgülerle sarılı, önünde gözcü kulübesi... Dünyanın etrafı tel örgüyle çevrili, cezaya konulmuş tek tiyatrosu... Kentin en yüksek noktasından aşağıya, deniz kenarına kurulmuş kaleye ve çevresindeki yeni kente bakıyor. Ege uygarlığının en eski, yeri en iyi seçilmiş, en iyi inşa edilmiş tiyatrosu.
Baktım tiyatronun basamaklarından bir kısmı artık yalnızca toprak olarak duruyor; iyi bir restorasyon kurtarır, ama ne zaman sıra gelir ya da büyük bir kuruluş sponsor olup el atar mı, bilinmez... Önünden de anayol geçiyor; bütün gün yoğun kamyon otobüs trafiğinin olduğu bir yol...
Titreşimden giderek kayıyor tiyatro; koskoca antik tiyatro şehrin üstüne kayacak; belki de yolu tıkamak istiyor; kalan taşlarını yığıp yolun ortasına bütün yarımadayı yağmalayıp, betonlaştırıp yaşanmaz hale getiren yapsatçıların kamyonlarının, grayderlerinin yolunu kesip, "Yeter artık, Allah aşkına yeter, durun..." diyecek...
Aşağıya doğru kayan, mermerleri yok olup giden, topraktan basamaklara dönüşen tiyatronun hali TURKCELL'cileri öyle rahatsız etmiş ki bunu bir sosyal sorumluluk olarak almışlar ve tiyatroyu restore ettirdiler. Bodrum'daki tiyatro unutulmuş bir tiyatroydu. Hani oyuncular vardır sahnedeyken pırıl pırıl parlarlar. Büyük bir sevgiyle, hayranlıkla izlenir yaptıkları. Sonra yavaş yavaş yıldızları parlamaz olur, unutulur giderler. Herkesin büyük bir hayranlıkla izlediği, başarılarını alkışladığı o oyuncular unutulmuşluğun minik evlerinde, odalarında yalnızlıktan üşürler. Hatırlanmamaktan, vefasızlıktan buz keserler yazın sıcağında bile... Sadece oyuncular unutulmaz; tiyatrolar da unutulur. Bodrum'daki tiyatro da unutulmuş bir tiyatroydu. Oysa ki o tiyatro Ege'nin yıldız tiyatrolarından biriyken yaz şenliklerinde, güz şenliklerinde bahar dönümlerinde Anadolu'nun dört bir tarafından, Ege adalarından insanlar akın akın Bodrum'a akardı... Yaşamı, doğayı, insan aklının varabileceği en uç nokta olan sanatsal yaratımları kutsamak, saygı göstermek için...
Sanatla iç içe bir yaşam sürmenin insanın yaşamını aydınlatacağının bilincindeydi eski Anadolulular... İnsanlar tiyatroda eğlenirken düşünerek yaşamı sorgular, insanoğlunun içine düştüğü açmazların cevapları peşinde keyifli yolculuklara çıkardı... O tiyatroda... TURKCELL herkesin unutmak için elinden geleni yaptığı, yanından geçerken başka yere baktığı tiyatroyu yalnızlığından, unutulmuşluğundan kurtarmak istedi... Unutulmuşluk bir hapishanedir... Tiyatroyu kapatıldığı unutulmuşluk hapishanesinden çıkarıp özgürlüğüne kavuşturmaya karar verdi. Restorasyon bitti. Yakında tiyatroda gösteriler başlayacak. Unutulmuş tiyatro unutulmuşluğun hapishanesinden çıkacak, özgürleşecek... Seyirciyle kucaklaşacak... Belki de orada yapılacak gösteriler Bodrum'daki eğlence anlayışına yepyeni bir anlayış, bakış da getirecek.
Bir de sahneden kamyonların, otobüslerin geçmesini engelleyecek bir çare üretilirse...
Gel keyfim gel
Teşekkürler TURKCELL.
Bu büyük kültür mirasına sahip çıktığın için.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
