kapat
29.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

AHMET HAKAN


Koftiden siyaset yazısı nasıl anlaşılır?

Emre Aköz'ün Sabah Ekstra'da yayımlanan "Koftiden lokanta yazısı nasıl anlaşılır?" başlıklı yazısı, kendini lokanta yazarlarına emanet etmiş biri olarak beni çok etkiledi. Bu zamana kadar çeşitli numaralarla nasıl kandırıldığımın farkına vardım. Lokanta yazıları konusunda beni bir 'kül yutmaz' haline getiren Emre Aköz'e teşekkürü bir borç bilirim. İzni olursa eğer, ben de aynı yöntemle siyaset yazıları okuyan sabırlı okura yol göstermek isterim... Yöntem Emre Aköz'den, gayret bizden, tevfik Allah'tan.

****

1) "Ankara'da kapalı kapılar ardında konuşulanlara bakılırsa yakında büyük olaylar olacak"... Bir siyaset yazısında böyle bir cümle varsa, yazının bundan sonrasını okumanıza gerek yok. Yazarın sizi dolduruşa getirmek için harekete geçtiğini, amacının bir elektrik yaratmak olduğunu fark etmelisiniz. Akıl sağlığınız için bu tür yazılardan hemen vazgeçin...

2) "Ortalık toz duman, irtica almış başını gitmiş. Dün gece evden çıktım, o binanın önüne kadar gittim. Baktım ışıkları yanmıyordu. Belki yarın gece yanar, kimbilir?"... Bu tür cümleler, Ankara'da yaşayan yazarların kaleme aldıkları yazılarda geçer. Bu yazıların hedefi aslında siz değilsiniz. Yazar sizi etkilemek ya da bilgilendirmek yerine başka bir görevi ifa ediyor! Bu tür yazılardan kaçınmakta yarar var. İlle de okuyacağım diyorsanız ve Ankara'da yaşıyorsanız, gece çıkıp bir kontrol de siz yapın!

3) "Bugün yazı yazmak içimden gelmiyor. Memlekette o kadar çok sorun var ki, hangi birini yazayım?.." Bu tür cümleler, eskiden daha çok yer alırdı köşe yazılarında. Neyse ki 'yaşam tarzı' furyası çıktı da, yazarların mazeretleri ortadan kalktı. Ama arada sırada böyle cümlelerle karşılaştığınızda bilin ki, yazarımız konu bolluğundan değil, yazacak konu bulamadığından olaya böyle bir giriş yapmaktadır.

4) "Bu sabah Başbakan aradı... "... Rahmetli Özal'ın Türk basınına armağan ettiği bir yazı türüdür. Özal'dan beri gelip giden Başbakanlar, geleneğin sürmesi için ellerinden geleni yaptılar, yapıyorlar. Bu tür yazılara yatkınlıkları bilinen ya da Başbakanlar tarafından aranma şerefine nail olan yazarlarımız, her ne kadar yazılarında heyecanlı bir üslup kullansalar ve çok önemli bir bilgi veriyormuş edası takınsalar da, içlerinden şunu geçiriyorlardır "Başbakan iyi ki aradı! Bugünkü yazıyı da kurtardık! Oh be!". İşin bu kısmını bilmekte yarar var.

5) "Aydınlanma Devrimi, Fransız İhtilali'yle başlar..." Bir yıl içinde en az iki yüz elli yazıya bu cümleyle başlayan yazarlarımız, "tekrar yöntemiyle işi öğretme" ülküsüne kendilerini adamış kahramanlardır. Bu kahramanlığa gıpta edebilirsiniz ama sakın kendinizi kaptırmayın!

6) "Uzlaşma! En önemli sorun uzlaşma!"... Dünyanın en klişe önerilerini, "anne sözü söyler gibi" yazma hastalığı bazı yazarlarımızın iliklerine işlemiştir. Anne sevgisinden mahrum kalmış okuru avlamak için iyi bir yöntemdir bu... Bu tür yazarlarımız zaman zaman "iktidar da haklı, muhalefet de" diyerek, hiçbir şey dememeyi de tercih ederler...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır