kapat
14.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL


MANSUR FORUTAN


Euro'nun gençlik hali

Hani bazı filmler vardır, "Ya bunda bi'şey yok ama çok güzel bir film" dersiniz. Çıktığınızda tatlı bir tebessüm belirir. Sonra, uzun zamandır seyrettiğim en iyi filmlerdendi dersiniz.

İşte öyle bir film "İspanyol Pansiyonu".

Üniversite öğrencisi Fransız Xavier, İspanyolca öğrenmek için Barcelona'ya kapağı atar. İspanyolca öğrenmesi gelecekteki iş olanaklarını daha güçlendirecektir.

İngiliz, İspanyol, İtalyan, Alman ve Danimarkalı öğrencilerin paylaştığı bir eve Fransız kontenjanından çöker ve belki de hayatı boyunca unutamayacağı bir yıl yaşamaya başlar. Seksenlerde çok modaydı gençlik filmleri. Özellikle Hollywood, şehre yeni gelen güzel kız temasını milyonlarca kez işlemişti.

"İspanyol Pansiyonu", Barcelona'ya gelen gencin hikayesi. AB patentli bir yapıt ve Hollywood üretimleri gibi külüstür değil.

Euro-Dolar çekişmesi, gençlik filmleri kategorisinde de kendini gösteriyor.

Hatta filmde Amerikalı başka bir öğrencinin ne kadar hödük olduğuna dair ciddi geçirmeler var.

Biz ve onlar ayrımı yapmaktan pek hoşlanmam ama filmi izlerken sürekli aklıma geldi.

Bizde hiçbir zaman İtalyan veya Fransız bir öğrenciyle aynı evi paylaşma şansınız olmaz.

Yereldir her şey.

Oysa bir nevi AB'de hayat ne güzeldir, bakın pek de iyi anlaşıyoruz temalı bu filmde farklı ülkelerden, kültürlerden insanların bir arada nasıl uyumlu yaşadıklarını görüyoruz.

Alman, disiplinli ve çalışkan.

İtalyan, dağınık ve umursamaz.

Fransız, arada kalmış...

Herkes birbirine, arada bir bel altı vuruyor ki, bu da filmin espri üretim dinamiğini oluşturuyor.

Gerçekten çok zekice ve yarılmanıza neden olacak espriler var. Boşuna çekilmiş tek bir sahne yok. Tek solukta izliyor, gülümseyerek çıkıyorsunuz.

İngiltere'den ablasını ziyaret etmeye gelip eve dadanan hain kardeş Ökkeş rolündeki Kevin Bishop bir harika. Tek başına bir film. Veya film içerisinde tek başına bir stand-up üstadı sanki. Peki bu eve bir Türk olarak bendeniz de dadanmış olsaydım ne olurdu diye düşündüm. Eve kabul edilmem için önce ciddi bir sınavdan geçirirlerdi herhalde.

Tüpçüden tüpü beş dakikanın altında getirebiliyor muyum?..

Duş kabinine düşen saç teli sayım AB normlarında mı?..

Perdeleri kornişe iskemle kullanmadan takabiliyor muyum?..

Bütün bu sınavlardan geçsem de, her halde bir oda yerine evin kilerini verip yeni sınavlara tabi tutarlardı beni.

Ama yine de olsun "İspanyol Pansiyonu" gibi bir ortamda olmayı gerçekten çok isterdim.

İstanbul Festivali'nde en çok ilgi gören filmlerin başında gelen "İspanyol Pansiyonu"nu fena halde tavsiye ediyorum.

Ayrıca üniversitedeyken Antepli, Bursalı ve Diyarbakırlı ev arkadaşlarımı da saygıyla selamlıyorum..


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır