|
 |

HINCAL ULUÇ
Polis açıkladı: Daum Kaçak İşçi!..
İçişleri Bakanlığı'ndan bir faks aldım..
Aldım mı?..
Bilmiyorum. Çünkü gelen faksın İçişleri Bakanlığı'na ait olduğunu sadece kullanılan kağıttan tahmin ediyorum. Yani bu kağıttan bir tane bulan herhangi biri yollamış da olabilir.
Ne numarası var, ne de imzası..
Böyle şey İçişleri Bakanlığı'na yakışır mı?..
Şimdi ben bu yazıya dayanarak, İçişleri Bakanlığı'na cevap veremeyecekleri sorular sorsam- ki soracağım- inkar etmeleri o kadar kolay ki..
Tarih yok, numara yok, mühür yok, imza yok..
Böyle bir paçavrayı İçişleri Bakanı adına göndermenin sebebi bu mu?.. Gerekince inkar etmek. Belge olarak kullanılmasını önlemek..
Vay benim akıllı, vay benim uyanık bürokratlarım vay..
Mülkiye mezunu, kırk yıllık gazeteci, kulağının arkası kalmış Hıncal bunu şimdi yutar sanıyorsunuz öyle mi?.
Faksta özetle deniyor ki..
"Bugün, yani 10 haziran tarihine kadar ile, Christoph Daum adlı Alman vatandaşının ikamet izni talebiyle ilgili bakanlığımıza her hangi bir müracaatta bulunulmamıştır."
Bu ne demektir bilir misiniz?.
Daum'un Türkiye'de çalışma izni yoktur. Böyle bir izin için müracaat dahi edilmemiştir.
Peki Daum'un Fenerbahçe ile sözleşme imzaladığı televizyonlarda canlı yayınlanmadı mı?.. Adamın Fener'de işe başladığı iki haftadır her gazetenin manşetinde yok mu?..
Yani Daum Fener'de alenen, resmen, fiilen çalışıyor günlerdir.
Emniyet diyor ki..
"İzni yok.."
Yani çalışma izni yok. Yani izni olmadan çalışıyor. Yani..
Yani kaçak işçi yahu!..
Peşine düşsene o zaman, peki.. Görevini yapsana..
Kaçak işçi olmak ve çalıştırmak polis takibini gerektiren suçtur. Almanya'da televizyonlara çıkarak kaçak işçilik yapın da görün Alman polisi sizi nasıl doğduğunuza pişman eder..
Alman Türk'ü pişman eder.. Biz hem de kokainci Alman'ın önünde el pençe divan dururuz.
Bu ülkede de kaçak işçi çalıştırmak da, kaçak çalışmak da suçtur.
Daum kaçak işçi, Aziz Yıldırım kaçak işçi çalıştıran işveren..
Polisin gücü sokakta dilenen fakir Bengladeşliye, ya da Rus kızlarına geçiyor da, Daum'a mı geçmiyor?.
Bu nasıl ülke.. Bu nasıl anayasa.. Bu nasıl hukuk.. Bu nasıl hak!..
Aaa..
Bakın benim Emniyetim masum..
Nasıl Daum'un kokain içicisi olduğundan haberleri yok.. Gidip Alman polisine soruyorlar "İçiyor mu" diye..
Bunu da Berlin'e yazarlar..
"Yahu Hıncal diye bir adam Daum'un kaçak işçi olduğunu yazıyor. Bakın bakalım kayıtlarınıza.. Daum kaçak mı?.. Öyleyse gerekeni yaparız" derler, Alman polisinden talimat beklerler..
Biz onların sömürgesiyiz ya..
Yapmayın beyler, etmeyin ağalar..
Abdülkadir Aksu.. Benimle ayni okulda okuyan İçişleri Bakanı kardeşim, yapma..
Başbakan Fenerli diye, Türk polisini bu kadar zillet altına sokmaya kimsenin hakkı yok..
Her geçen gün yeni bir ayıp, yeni bir utanç..
Emniyet Genel Müdürü mü?.. O tam siper.. Sanki bütün bu yazılarda sözü geçen teşkilatın başında o yok da, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa var..
Sevgili Aksu Kardeşim..
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı'nda, Daum konusunda, bağımsız, hükümran ve egemen Türkiye Cumhuriyeti adına açıkça, mertçe, erkekçe, konuşacak bir tek, tek bir yetkili, sorumlu adam yok mu?..
Bu ne korkaklıktır.. Bu ne sinmektir.. Bu mu benim canımı, malımı, hukukumu emanet ettiğim polis..
"Hukuksal durum şudur.. Şu, şu şu yapılacaktır.."
Susmak, kaybolmak.. Gayri resmi yazılarla mırın kırın etmek.. Unutturup, hasır altı, sümenaltı etmek..
Yakışıyor mu Aksu?..
Bakanlığına, polisine yakışıyor mu?..
"Yakışıyor" de, susayım!..
Lahmacun!..
Önce Hürriyet en iyileri seçti.. Sonra Mehmet Barlas itiraz edip kendi adaylarını sundu.. Dün baktım, hemşerim Barlas, bu defa dört köşe bir lahmacunu sunuyor..
Artık benim itiraz günüm geldi..
Bu ülkede lahmacun önce iki yerde yenir.. Bu iki yerden birinde lahmacun yemedi iseniz, "Lahmacun yedim" diyemezsiniz.. Şunu bunu, birinci "En" ilan edemezsiniz..
Birincisi..
Sirkeci'de, Doğu Bank yolunda, minik, mütevazi Atadan Kebabçı..
Ben çocukken Kilis Orta Okulunun müdürü, babamın en yakın arkadaşı idi, Korkmaz Bey..
İşte onun ve oğullarının eseridir, Atadan Kebabçı.. Önce Sirkeci'de, bir merdiven altında dükkanlara sadece Kilis lahmacunu satan bir minik yer açtılar ve sadece öğle servisi verdiler. Lahmacun öyle ünlendi ki, dükkan açmak zorunda kaldılar.. Yıllar yıllar önce.. Hep ayni yerde kaldılar. Hiç büyümediler..
Ama lezzetten zerre ödün vermediler..
Gene sadece öğlenleri varlar.. Atadan Kebabçı.. Sirkeci.. Doğu Bank'a giderken..
Ötekini bu kadar uzun tarife gerek yok..
Beylikdüzü.. Kilisli..
Akıllara seza lahmacunlar yapıyor Mehmet Şahiner..
İlk iki bunlar, dünyada.. Hangisi birinci karar veremiyorum ama, ilk iki bunlar..
Yarış varsa eğer, üçüncülük için yapılır..
Halep orda, lahmacun burda.. Gidin, tadın, farkı göreceksiniz..
Gregory Peck!..
Gençlik ilahlarımdandı.. Tüm kız arkadaşlarım aşıktı onun için değil.. Kafamdaki bütün "Erkek" tariflerine uyuyordu da ondan..
Yakışıklı, kibar, mert, romantik, karizmatik, esprili.. Düşmanlığı bile anlamlı..
Yani aklınıza ne gelirse..
Her filmine giderdim. Her filmine sevgilimle giderdim.. Her filmini ele ele seyrederdik..
Roma Tatili'ni, o dünyalar tatlısı Audrey Hepburn ile oynadığı Roma Tatili'ni 20 kere mi seyrettim acaba..
Roma'yı canının çektiği gibi gezmek için protokoldan, saraydan kaçan konuk prensesi tespit eder gazeteci Gregory sokakta. Tanışır. İki sevgili gibi Roma'yı gezmeye başlarlar. Tam sefilleri oynarken, ülkesi Amerika'ya dönecek parayı dahi bulamazken röportaj ona servet ve şöhret getirecektir..
Üç gün geçirir prensesle.. Foto muhabiri arkadaşı gizlice her anı tespit ederek.
Sonunda kader anı gelir..
Ya röportaj gazetede çıkacak, prenses nasıl kullanıldığını anlayıp, yıkılacaktır.. Ya da prensesle sefil gazeteci arasındaki üç günlük aşk, aynen tarih olacak, kimse bilmeyecektir.
Gazeteci Gregory Peck olunca, tercih ne olabilir ki?..
Keşke bugün oynasa.. Keşke bütün gazeteci arkadaşlarım benim gibi 20 defa izleseler.. Keşke, önce insan olmanın, gazeteci olmanın çok önünde geldiğini hepimiz öğrensek..
Gregory Peck ölmüş.. Sabah yazılarımı yazarken, karşımda duran NTV'den öğrendim..
Sevdiklerim birer birer gidiyor..
Ama sevilesiler bitmiyor dünyamızda.. Bitmiyor Allahtan..
Seni seviyorum, dünya!..
Mukayese
Lucescu ile Fatih Terim'i ille de mukayese eden medyamızdan, Slovak maçı sonrası bir yorum bekledim..
Milli takımda Fatih Terim'in şampiyon yaptığı Galatasaray'dan tam 7 futbolcu vardı..
Lucescu'nun şampiyon yaptığı Beşiktaş'tan kaç?..
Sıfır..
Fark işte bu..
7-0!..
SEVDİĞİM LAFLAR
Zamanı öldürerek azar azar ölüyoruz.
Anonim
BİZİM DUVAR
Bu Sümbül Hanım da pek cilveli. Asmalı değil Haspalı Konak
(Ünal Turgut)
TEBESSÜM
Bir film yönetmeni olsaydınız "Güven"i nasıl anlatırdınız?
-Yamyamların birbirleriyle oral seks yapmasını görüntülerdim!
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|