kapat
04.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL


ŞELALE KADAK


"İhracat yok! İthalat yok! Gümrük var!"

Türkiye'nin ilk gümrük kapısı Gürbulak, en yoksul il sıralamasında Muş'tan sonra ikinci sırada yer alan Ağrı'nın hemen yakınında. 13 ay önce bölgeyi ziyaret ettiğimizde Ağrı gibi Gürbulak da çamur deryasının içinde yüzüyordu. Tırlar kilometrelerce uzunlukta kuyruklar oluşturmuş, şoförleri ne tuvalet ne banyo ihtiyaçlarını doğru dürüst giderebiliyor ne de bir şeyler yiyip içeçek bir kantinde oturabiliyorlardı. Üstüne üstlük gümrük çok eski olduğu için işlemler uzun sürüyor, gümrük memurlarının yolsuzluklara karışmadığına kimse garanti vermiyordu.

Ağrı'nın kaderi
Peki tüm bu anlattıklarım bugün değişti mi? Ne de olsa olaya özel sektör el attı ve Uluslararası Nakliyecileri Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu'nun girişimiyle, yap-işlet-devret modeliyle gümrük baştan sona yenilendi.

İşte biz de bu değişime tanıklık etmek için geçen hafta zorlu bir yolculuktan sonra Gürbulak'a ulaştık. Açılış töreni bildiklerimizdendi. Başta Başbakan olmak üzere yetkili bütün isimler konuştu da konuştu. Ne de olsa hep birlikte 'Ağrı'nın kaderini değiştirmeye' gelmiştik! Tıpkı 13 ay önce yuhamalarla konuşmasını doğru dürüst yapamayan dönemin başbakanı Mesut Yılmaz'la birlikte geldiğimiz gibi

Ağrı yoksulluktan kurtulacak mı? Çetin Nuhoğlu'na göre, en azından şimdi Ağrılılar'ın bir umudu var. Ne de olsa modern bir gümrükleri oldu. İyi ama benim gözüme Gürbulak'ta bir pankart takılıyor "İhracat yok! İthalat yok! Gümrük var!" Sıkı ironi yapan pankartı Doğu Beyazıt İşadamları Derneği hazırlamış. Herkesin şikayeti aynı. Sınır ticaretinin önü kapalı olduğu sürece bölge halkına gün yüzü haram. Yetkililer ısrarlı, modern görüntüsüyle Gürbulak, Doğu'yla ticareti artıracak. Ağrılılar'ın kaderi de değişecek!

Rakamlar zıplar mı?
Müsteşar Nevzat Saygılıoğlu'na göre, rüşvet ve hırsızlığın önü tamamen kesilecek. Bilgisayarlar henüz yetişmemiş ama ihalesi yapılmış. Bilgisayar sistemi 357 milyar liraya mal olacakmış ve hangi memurun hangi tırla ilgileneceğine bile bilgisayarlar karar verecekmiş. Gürbulak'tan yılda 600 bine yakın tır girişi oluyor. Sınırdan yapılan ticaret 1999'da 850 milyon dolar iken, şimde1 milyar 250 milyon doları bulmuş. Bakalım bu rakamlar kapının modernleşmesiyle zıplayacak mı?

Kelebek gibi konmuş
Tören devam ederken, yakındaki bazı binaların içini dolaştım. Girdiğim bina otel olacakmış. İçi henüz boştu. Yetişmemişti. Ama en azından bir otel, restoran ve en önemlisi de her bina da birden fazla üstelik modern ve hijyen tuvaletler yapılmıştı. Doğrusu bir anda Türkiye'nin İpsala'dan sonra en modern gümrük kapısı haline geliveren Gürbulak'ın yeni halini görünce, Ağrı'ya kelebek konmuş diye düşündüm. Ne de olsa Ağrı'nın fukaralığıyla gümrüğün modernliği garip bir çelişki yaratıyordu.

UND 7 milyon dolara malettiği bu modern tesisleri 15 yıllığına işletip, sonra devlete verecek. Gürbulak'ta yakında ticaret merkezleri de oluşturulacak. Kimbilir belki o zaman, Doğubeyazıtlı işadamları, "ihracat var! İthalat var. Ne güzel modern bir gümrük de var!" diyebilecek.

'Arkadaşlar rahat edemiyor galiba'
Dün gazetelerin ekonomi sayfalarını okuyanlar şöyle bir durumla karşılaştı. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, faiz indirimine zorlanan Merkez Bankası Başkanı'na "Başkan doğru iş yapıyor" diyerek tam destek veriyordu. Aynı sayfada Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı ise, "Merkez Bankası bu durağan tavrıyla üreteni ve ihracatı yapanı değil, üretmeyenleri teşvik ediyor" diyerek Serdengeçti'yi eleştiri yağmuruna tutuyordu. Satıcı'ya telefon açtım ve TÜSİAD'la giderek daha ayrı düşünmeye başlamalarının sebeplerini sordum. İşte Satıcı'nın ilginç cevabından bir özet "Rantiyecinin yanında duran bir işadamı grubu var, IMF güdümlü. Bizim taban diye gördüğümüz ise küçükler, orta boy işletmeler. Onların da sıkıntılarının gündemde olması lazım. Bugün, TL'nin aşırı değerlenmesi son derece tehlikeli bir politika. TÜSİAD kendi çıkarları çerçevesinde böyle bir tavır sergileyecek. Ama gerçeklerden kaçamayız. Sadece öteleyebiliriz. Onlar kendi gerçekleriyle ülke gerçeklerini birbirine karıştırıyorlar." Başbakanın seyahatlerine mutlaka katılan Satıcı'ya "Sanki Başbakan'ın yanında duran, birlikte seyahat eden bir işadamı gurubu var. Bir de bu seyahatlare hiç katılmayanlar var" diyorum, Satıcı, "Ben Başbakan'ın yanında yer almıyorum. TİM'i temsil ediyorum. Ayrıca bizim öyle ayrı uçaklarımız yok! Mevcut kafileyle birlikte gidiyoruz. Bazı arkadaşlarımız bizim gittiğimiz yerlere özel uçaklarıyla gelip sonra heyetle birleşiyor" diyerek TÜSİAD üyelerine gönderme yapıyor. Satıcı üstelik, heyetle seyahat etmenin zorluklarını da dile getirerek, uzun uçuşlar olmasına rağmen first class uçamadıklarını, uçağın önünün de arkasının da aynı olduğunu söylüyor ve "Arkadaşlar rahat edemiyor herhalde, o yüzden katılmıyorlar" diyor.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
sempozyum
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır