Türkiye liglerinde düşme çizgisindeki takımlar kafa tutarak puan alırken, futbol kalitesini sürdürme sorumluluğunda olan büyüklerin yaratıcı futbola ters düşen mantıksızca çöküşlerine maalesef şahit olmaya başladık. Bu durumda, "Futbolumuz ileriye gidiyor" diyebilir miyiz?
G.Saray, o alıştığımız 'yaratıcı futbolunu' rafa kaldırmış. Bugün uyguladıkları pasif oyun taktiğine, Avrupa kupalarında berabere kaldıkları ve para kazandırdıkları için tahammül ettik. Ama şimdi Türkiye Ligi'ne döndüler, haftada bir maç dönemi geldi. Eğer şampiyonluk iddiaları varsa, önce forvete atılan topları yere indirecekler. Eğer ilerde eski Hakan gibi bir santrfor olsa, o zaman topu havalandırmanın bir yararı ve mantığı olur. Ama Ümit ile Arif'e 90 dakika istisnasız bütün topları 30 metre uzaktan yollarsanız, onlar da bu topları kapamazlarsa, açıkça, "Biz beraberliğe oynuyoruz" demelisiniz.
Eski G.Saray ölmüş...
Ayrıca bu futbolda bir de 'tembellik' ve daha kötüsü 'korku' saklı. Topu yere indirip paslaşarak oyun kurunca, "Ya yanlış pas verirsek" tereddütü var. G.Saray'ın bugünkü futbolcu kadrosu maalesef bu sorumluluğu üstlenmemek için, iki yan pas sonrası 30-35 metre adeta topu defederek sorumluluğu ilerideki Ümit ve Arif'e bırakıyorlar. Orta alana taşınıp, oradan da bitirici yere yüklenmeyi düşünen yok.
Oysa ki bir yıl önce iki beki de hücuma katılan bu takımda, Hasan Şaş'ın top kapacağını ve "Orta alanda açık vermeyelim" diye canının çıkacağını kim düşünebilirdi? Hasan, Ergün ve Hakan ile 3 kişi olarak rakibin sol kanadını çökerten G.Saray, artık sadece hayâllerimizde yaşıyor. Ve bu takım 'rüya takımı' çağrıştırıyor.
Dün, "G.Saray'ın oyunu ikinci yarıda düzelir" diye düşünenler de romantikti. Ne ikinci bir taktiğe geçmeye niyeti vardı, ne de buna dayanarak maçı kazanma isteği G.Saray'da.
90 dakika boyunca G.Saray 2, Diyarbakır da 1 gol fırsatı yakaladı. Hücum futbolu bu mu? Diyarbakırspor da G.Saray'ın isminin etkisinde kalarak gol atmayı düşünmedi; "Gol yemeyelim" fikrini mutluluk olarak gördüler.
Ligimizde küçük takım-büyük takım farkı kalmadı diye sevinirken, yaratıcı futbolun öldüğünü görmek, Dünya Kupası öncesinde korkulu rüyalar üretiyor. Türk futbolcuları bu duruma isyan etmezlerse, Türkiye futbol alanında büyük kayıplara gebedir.