Almanya'da "çok ilginç bir siyasi olay" yaşanıyor... Bugüne kadar "eşi, benzeri" hiç görülmemiş bir olay.

Olayın "Türkiye'yi ilgilendiren boyutu" da var.

Konu "göç."

Almanya "yeni bir göç yasası" çıkardı.

Ama "öylesine tartışmalı bir şekilde" çıkardı ki...

Yasayı, Almanya Cumhurbaşkanı'nın "onaylayıp, onaylamayacağı" belli değil.

Onaylasa bile...

Yasanın "akıbeti" şüpheli.

Zira muhalefet "Anayasa Mahkemesi'ne gitmekte" kararlı.

BÜYÜK GÖÇ
Almanya'da nüfus "artmıyor."

Hatta...

"Eksiye" gidiyor.

Bu durumda Almanya'nın "göç alması" gerekiyor.

Yılda "en az üç yüz bin..."

En fazla "sekiz yüz bin" kişilik göç.

İŞSİZ TÜRKLER
Meclis'te bu konu görüşülürken...

"Muhalefet" dedi ki:

- Önce Almanya'daki işsizliği sona erdirelim... Sonra göç almaya başlayalım.

"Bu söylem" bizi yakından ilgilendiriyor.

Zira...

Almanya'daki "Almanlar'da işsizlik" yüzde on.

Almanya'daki "Yunanlılar'da işsizlik" yüzde on bir.

Almanya'daki "Portekizliler'de işsizlik" yüzde on iki.

Ama...

"Almanya'daki Türkler'de işsizlik oranı yüzde 25."

Eğer "önce Almanya'daki işsizlerin sorunu çözülsün" ilkesi benimsenirse...

"İşsiz Türkler" işe yerleşecekler.

BAĞLAYICI KARAR
Aslında Almanya Parlamentosu "yeni göç yasasını" görüşürken, bizim "kıyameti koparmamız" lazımdı.

Nedenine gelince...

Avrupa ile Türkiye arasındaki "1/180 sayılı kararın, 8. maddesine" göre:

"Avrupa yeniden göç almaya başlarsa, Türkler'e öncelik verilecektir."

Ortada bu "bağlayıcı karar" dururken...

Almanya "Hindistan'dan... Filipinler'den göç almanın hazırlığını yapıyor."

Bizim ise...

Kılımız kıpırdamıyor.

BİR K AZIK DAHA
"Yeni yasa" bir başka yönden daha, bizi çok yakından ilgilendiriyor...

Şöyle ki...

"Mevcut yasaya göre" 16 yaşına kadar olan Türk çocukları, Almanya'ya, ana babalarının yanına gidebiliyorlar.

Yerleşebiliyorlar.

"Yeni yasa" ise...

Bu yaşı "geriye" çekiyor.

"12'ye" indiriyor.

Değişiklik "aleyhimize."

Ama aleyhimize böyle bir gelişme olduğundan, bir kazık daha yediğimizden "kimsenin haberi yok."

OLAY
Gelelim şimdi "Alman siyasi tarihinde örneği görülmemiş olaya..."

Almanya'da bir yasanın, yürürlüğe girebilmesi için "Eyaletler Meclisi'nde de" görüşülmesi gerekir.

Eyaletler Meclisi'nde her eyalet "iki kişiyle" temsil edilir.

Bu iki kişiden biri "başkandır."

Diğeri "başkan yardımcısı."

Ve "her eyaletin bir oyu" vardır. Eyaletler Meclisi'nde yasa görüşülüp de, sıra oylamaya gelince...

Brandenburg Eyaleti adına mecliste bulunan başkan "kabul" dedi.

Ama "yardımcısı" aynı anda sesini yükseltti:

- Ret.

HANGİ SEPET?
Her eyaletin "bir oyu" olduğuna göre...

Brandenburg Eyaleti'nin oyu "hangi sepete" konulacak?

"Kabul" sepetine mi?

"Ret" sepetine mi?

Sorun bu...

Ayrıca "böyle bir şey" bugüne kadar, hiç görülmemiş.

Bir eyaletin "iki temsilcisi" hiç "farklı görüş" sergilememiş.

Ve bir "ayrıntı" daha...

Oylama öylesine "başabaş" ki... Brandenburg'un oyu "yasanın kaderini belirleyecek."

Yani...

Brandenburg'un oyu "kabul sepetine" dahil edilirse, yasa geçecek.

"Ret sepetine" konursa... Veya "çekimser" diye değerlendirilirse...

Yasa, "kabul edilmemiş sayılacak."

İKİNCİ OYLAMA
Eyaletler Meclisi Başkanı:

- Durum karışık... Oylamayı yeniden yapıyorum... Brandenburg Eyaleti'nin oyu nedir?

Brandenburg Başkanı:

- Kabul.

Meclis Başkanı:

- Siz ne diyorsunuz Brandenburg Eyaleti'nin Sayın Başkan Yardımcısı.

- Sayın Başkan... Benim oyumun rengini biliyorsunuz.

Meclis Başkanı:

- Bu durumda ben, Brandenburg Eyaleti'nin oyunu "kabul" olarak sayıyorum... Yasa Meclis'ten geçmiştir.

KARGAŞA
Başkan'ın "yasa Meclis'ten geçmiştir" demesi ile birlikte...

Eyaletler Meclis'i karıştı.

Muhalefet "Meclis'i terketti."

Cumhurbaşkanı'na "başvurular" başladı.

- Bu yasayı onaylamayınız... Onaylarsanız, Anayasa Mahkemesi'ne gideriz... İptal ettiririz.

LÜTFEN...
Evet, Almanya'da "ilginç mi ilginç bir siyasi olay" yaşanıyor. Yasa Cumhurbaşkanı tarafından imzalansa da bizi ilgilendiriyor.

İmzalanmasa da.

Anayasa Mahkemesi'ne gitse de bizi ilgilendiriyor.

Gitmese de.

Ama bizde, bu konuyla ilgilenen kim var, lütfen söyler misiniz?