kapat
31.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Hakimin villa yorumu

Cumhurbaşkanı Sezer'in aldığı lüks villa ile ilgili tartışma sürüyor. Ben, "hakim maaşı ile böylesine bir villayı almanın imkansızlığından yola çıkarak, kaynakların inandırıcı biçimde açıklanmasının gerektiğini" savunmuştum.

Öte tarafta Ertuğrul Özkök, "bu tür soruların sorulmasından daha doğal ne olabilir" dediği için, "dürüstlüğe tapınmakla" siyasi ve ekonomik problemlerin çözümlenebileceğini zannedenlerin hücumuna uğradı, sanki memuriyet maaşıyla lüks villayı kendisi almış gibi...

Bakın oysa, bizim gibi düşünen hakimler de var...

İşte emekli hakim Çetin Aşçıoğlu'nun mektubu:

"Sayın İlker Sarıer,

Sezer'in villası olur mu, başlıklı yazınızı okuyunca bir açıklama yapmak gereğini duydum:

Ben 1995 yılında yaş sınırını beklemeden emekli olan bir yargıcım. Öncelikle ve kesin olarak söylemeliyim ki; bir yargıcın inandırıcı bir yan gelir kaynağı olmadan köşk ,villa vs. sahibi olması olanaksız. Kendimden bir örnek vermek istiyorum:

1962'den, 1976'da Ankara'ya gelinceye kadar küçük yerlerde yargıçlık yaptım. Aylığımızla ancak ay sonunu getirebiliyorduk. 1974'de zar zor taksitli bir Murat 124 alabildim (onu da yirmi sene kullandım). 1981'den, emekli oluncaya kadar kamu konutlarında oturdum. Bu arada hukuk alanında üç kitap çıkardım, onların geliri geçimimize biraz destek oldu.

1980'lerde girdiğim yazlık konut kooperatifine olan borcumun hemen hemen üçte ikisini babadan kalma bir taşınmazdaki yarı hissemi satarak ödedim.

1994'de Murat 124'ü sattım, yerine taksitle Tempra S aldım (bu günkü değeri 3 milyar lira civarında).

Yine 1994'te, Antalya'da, yine babadan kalma bir konutu satarak bununla Ankara İncek'te 1000 m2 bir arsa satın aldım (bugünkü değeri 60 milyar lira civarında). 1995'de emekli olunca emekli ikramiyesine yine babamdan kalma ikinci konutumu da satarak elde ettiğim parayla Ankara Çankaya'da 1 milyar 800 milyon liraya 100 m2 sıradan bir konut aldım (bugünkü değeri 60 milyar lira civarındadır)

Emekli olduktan sonra bir kitap daha çıkardım onun katkısı ve ufak tefek tasarruflarımla bankada 10 milyar liraya yakın bir birikimim var. Eşime (çalışmıyor katkısı ev hizmetlerine) ve çocuklarıma (2) ait kayda alınacak bir malvarlığı da söz konusu değil.

Evimde lüks sayılabilecek hiç bir nesne bulunmamaktadır; her şey sıradan. Ayrıca dışarıda hiç bir zaman lüks sayılabilecek yaşamımız da olmamıştır.

Şimdi sorabilirsiniz:

Sayın Cumhurbaşkanı bu malvarlığına nasıl sahip oldu?

Tanıdığım kadarıyla, yargıda az da olsa bulunan yiyici ya da olanaklar sağlayıcı yargıçlardan biri değil; baba vs.'den miras yoluyla da kaldığını belirtmediğine göre Sayın Sezer' in açıklaması bana yeterli gelmedi.

Ancak iki durum tartışılabilir:

Çok üst düzeyde tutumlu (eli çok sıkı) ve küçük tasarruflarını banka dışında değerlendirmiş olabilir; ancak bunun da yargıç kimliğiyle bağdaşabilirliğı tartışılır.

İkinci durum; hanımı öğretmen, öğrencilerine yüksek ücretle ve yoğun özel ders vererek azımsanmıyacak gelir elde etmiş olabilir mi?

Sayın Sarıer, şimdi siz değerlendirin, iki yargıcın mal beyanı açıklamasından hangisi yeterli?

Son olarak da hiçbir ayırım yapmadan herkes varlığının hesabını vermeli; vermeli ki yiyicilerin, köşe dönücülerinin egemenliği son bulsun...

Saygılarımla

Çetin Aşçıoğlu

Yargıtay Onursal Üyesi"



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır