Bu işi uzatıp da, Hülya'nın filmine reklam aleti olmama kararımı bana yönelen televizyon kameralarına açıklamıştım, ama içim razı olmadı. Hülya'nın yazısını bir kez daha okudum.. Bir "Vicdan" edebiyatı tutturmuş.. Bu krizde bunca adam, bunca masraf, bunca emekle bu filmi çekmeye cesaret etmiş. Biraz destek olsam ne çıkarmış..
Vallahi, Hülya eğer, gerçekten böyle düşünüyorsa, daha en başta filme ihanet eden kendisi..
Ne demek, daha yönetmen "Motor" bile demeden "Ben öpüşmem, sevişmem.. Bu işleri benim yerime bir dublör yapar" demek..
Yahu dublörse bile bu gizli yapılır, kafadan açıklanmaz.. Seyirci gerzek mi?.. Hülya'nın öpüşmesi ile, kimsenin adını sanını bilmediği birinin öpüşmesi ayni mi?.. Hülya Şovu, bir dublör yapsın bakalım, reytingler kaça düşüyor..
Çok sıkı bir aşk filmi çekeceksin.. Ama öpüşme sevişme yok.. Ne var?.. Karda koşma..
Seyirci karda koşan Hülya'ya bakıp "Vay anasını sayın seyirciler.. Şu aşkın büyüklüğüne, derinliğine bak.. Kız nasıl karda koşuyor" diyecek.. Hülya'nın karda nasıl koştuğu dillere destan olacak, millet koşa koşa filme gidecek..
Yok yahu..
Benim aşk konusunda konuşacak kadar deneyimim yok.. Hülya öyle diyor.. Ama onun var.. Var olduğu için de, izah ediyor:
"Öpüşmek kolay, sıkıysa aşklarını karda yürüyerek anlatsınlar.."
Breh, breh breh..
Hülyacım, Uludağ'ın tepesine çık ve ilan et "Buraya pijama ile tırmanan.." (Ben pijama da giymem, yanıldın. Çıplak yatarım. Olur mu?.. Koskoca Hıncal Uluç yatağa çıplak girer mi?.. Dublör kullanıyorum merak etme..)
Lafı karıştırdık..
"İlan et, bu karda buraya pijama ile tırmananı öpeceğim" diye, bak kaç yüz kişi tırmanıyor..
Sen masal da mı dinlemedin bebekken.. Aşkta fiziki her sınav geçilir.. Mesele ruhsal sınavdır.. Senin için bin kişi karda çıplak koşabilir.. Bu da hiçbir şey ispat etmez.. Ama bu bin kişi seni öpsün, seveni, gerçek seveni, yürekten seveni, işte bu öpüşte fark edersin.. Deneyimsiz birinin sana ders vermesine kızmazsan eğer..
İşte gerçek bu olduğu için, ben özellikle kadın artistlerin, kanunlu, kurallı, şunu yapmam, bunu etmemli filmlerinden nefret ederim..
Efendim, o tür sahneler, çekmeye meşrebin izin vermiyorsa, saygı duyarım, filmden çekilirsin. Yani, senaryoyu okur ve "Ben yokum" dersin..
"Oynarım ama, öpüşmem, sevinmem, soyunmam" dedin mi, hele yönetmen de bunları kabul etti mi, o zaman ortada film kalmaz.. Eyyamcı bir yönetmenin, güncel starları pazarlayarak gişe yapma hesapları kalır..
Şimdi filme bakın.. Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha, Tahir ile Zühre, Romeo ile Jülyet aşkı.. Bin türlü talihsizlik sıralanmış, kavuşamamışlar.. Nihayet her belanın üstesinden geliyor aşk.. İki aşık buluşuyor.. Böyle sahneler genelde kovboy filmlerinin düello mizanseni ile çekilir.. Sahnenin bir ucunda kız, öbür ucunda oğlan konuşlanır ve birbirlerine koşmaya başlarlar.. Deliler, çılgınlar gibi.. Binlerce yıllık hasret, özlem bitecek.. Kavuşuyorlar ya.. Koşar, koşar, koşarlar.. Sonra kollar açılır, birbirinin sırtında kenetlenir.. Ama dudaklar boşta kalır.. Dudak yasaktır.. Serbest olan yanaktır.. Yanaklarını birbirlerine yaslamakla yetinir o müthiş aşıklar.. Ama bunu da bir garip, bir sahte mizansenle yaparlar ki, seyirci iyice gülsün.. Normali nedir?. Danstaki yanak yanağa dans gibi.. İkisi de sağ, ya da sol yanaklarını birbirlerine yaslarlar.. Bu doğal yanak yanağa duruş sinemaya uymaz.. Çünkü o zaman birinin yüzü arkada kalır, görüntüye girmez.. Bu sebeble biri sağ yanağını, öbürünün sol yanağına yaslar ki, kamera ikisinin de yüzünü cepheden görsün.. Bunu evde yapmayı denemeyin sakın, birinizden biriniz boynunuzdan sakatlanırsınız. O kadar terstir doğaya.. Ama sinemada amaç doğaya, doğala uygun olmak değil, ikisi birden kameraya bakarken filmi bitirmektir.. Öyle de biter, Türkan, ya da Hülya Kanunlu Türk filmleri.. Öylesi de beni deli eder. Bu yüzden gitmem..
Hülya'nın Yeşil Işık'ına, kırmızı kart çıkarmamın sebebi de bu.. Ben, yasalar, kurallarla eli kolu bağlanmış, filmin oyuncusuna teslim olmuş, yönetmenlerin filmlerine gitmem. Mesele bundan ibaret..
Ama vicdanım razı olmadı, bu krizde bunca masrafa.. Bir yazı daha yazdım işte, Hülya'ya kıyak olsun diye.. Reklamın kötüsü olmaz. Bu yazı üç beş kişiyi daha meraklandırır belki..
Hülya, "Hıncal Güle Güle'yi de beğenmemişti, ama senenin en çok seyredilen filmiydi" diye kendi kendisi ile çelişkiye düştüğü halde. Beğenmediğim film, seyirci rekoru kırıyorsa, bunca telaş, bunca "Vicdan" sömürüsü niye..
Hem bu krizde bunca emekçinin ve bunca yatırımcının desteklenmesine sahiden inanıyorsan, bu desteği sen kolayca yapabilirdin, "Öpüşmem, soyunmam, sevişmem" diyeceğine, tam tersine, Berlin in Berlin'de yaptığın gibi yatağa girip, yeni bir mastürbasyon yapsan, biletler karaborsaya düşer, sinema kapıları kırılırdı..
O filmin kapısında oluşan kuyrukların sebebinin Sinan Çetin'in harika beyni değil, senin mucize ellerin olduğunu ikimiz de biliyorduk değil mi?..
Bu aralar herkesin aklını "Cumhuriyetin 100. yılında yani 2023'te Türkiye nasıl olacak?" sorusu aldı. Eh işte size cevabı. Şimdi koltuklarınıza kurulun ve emniyet kemerlerinizi bağlayın. Çünkü sizi zaman tünelinde bir yolculuğa çıkarıyoruz. Tünelin ucunda ışık görmezseniz sakin paniğe kapılmayın ve yazının ayarıyla oynamayın. İşte 2023 Türkiyesi.
* İbrahim Tatlıses 17 sevgilisini birden döverek Guinness Rekorlar Kitabı'na geçti.
* Galatasaray Kainat Ligi'nde Jüpiter'in RYE-789 takımına yenilerek yarı final şansını kaybetti. Çıkan olaylarda Galatasaraylı bazı oyuncular Jüpiterli polislerin ışın kılıcı darbeleriyle yaralandı.
* Tekrar başkanlığa seçilen Aziz Yıldırım 2030 yılına kadar Fenerbahçe'nin kesinkes Avrupa şampiyonu olacağını iddia etti.
* İstanbullular'ın sokakta geçirdikleri gecelerin sayısı, içerdekileri aşınca, kiralar düştü.. Dün gece gene parklarda sabahlayan ahali, depremi 15 saniye önceden bildireceği açıklanan aleti parçaladı. Öfkeye aletin "Deprem olacak kaçın......... deeeeeermişimmmm!!" şeklinde verdiği alarm yol açtı.
* Yıllar evvel Trabzon'un Aksungur köyünde inzivaya çekilen Şenol Güneş "2002 yılında yapılan Dünya Kupasında eğer toplar istediğimiz gibi olsaydı sıfır puan çekmezdik" dedi.
* Ajda Pekkan aylık olağan estetik operasyonlarından birini daha geçirdi. Operasyon sonrası duyulan sesin Ajda'nın yüzüne sinek konması sonucu çıktığı anlaşıldı.
* Süleyman Demirel "Halkım beni isterse dönerim" dedi.
* Beşiktaş M.Ö. 13 yılında da bir kere şampiyon olduğunu ispatladı. Bunun üzerine formaya eklenen son yıldızla Beşiktaş forması Samanyolu haritasına döndü.
* Türkiye AB'ye girdi. Daha sonra bunun Fransız Televizyonu'nun tezgahladığı bir uydu kamera şakası olduğu öğrenilince tüm Türkiye uyduya gülerek el salladı. Dışişleri Fransa'ya nota verdi.
* Best of.. albümü çıkarmak isteyen Banu Alkan son anda engellendi.
* Fatih Terim İtalya'da çalıştırdığı 236'ıncı takımdan da ayrıldı. Böylece Terim'in İtalya'da çalıştırmadığı takım kalmadı. İtalyan Federasyonu Fatih Hoca için yeni takım kurulması ihalesi açtı..
* Murat Demirel Egebank davasında hakimin 25 yıldır hep aynı şeyleri anlatığını söylemesi üzerine sinirlenerek "Burada Televole sunmuyoruz herhalde" dedi.
* Ali Fevzi Bir ve adamlarının kadınları kullanarak hakemleri mundar ettiğinin ortaya çıkması üzerine UEFA 2022 Dünya Kupası sonuçlarının geçersiz olduğunu açıkladı.
* Seda Sayan 41. kocasından da boşandı.
* Partisinde çatlak seslere dayanamayan Tayyip Erdoğan ihraç edecek üye kalmayınca kendini de partisinden attı ve Ak Parti tarihe karıştı.
* Bülent Ecevit kapağını açmadan pet şişeden su içmeyi başardı. Bu başarıyı Rahşan Hanım'ın kavanozun kapağını açmadan pişirdiği konserve bamyayı yiyerek kutlayan çift, DSP'yi emanet edecekleri kişinin paketini açmadan sigara içebilmesinin şart olduğunu açıkladı.
* Kemal Derviş krizin bittiğini 3 bin 897'nci kez müjdeledi.
* Hıncal Abi bizi hâlâ kovmadı. hakanutku@hotmail.com
Tele- Pazar bu hafta, bir Esmeray anısı ile açılıyor.. Müzik eğlence bölümünde, genç kuşağın starlarından Göktan, müziğe harika bir dönüş yapan Sibel Tüzün, anıların içinden çıkıp gelen Asu Maralman var.. Ve de dünyaca ünlü Bursa Kılıç Kalkan ekibi.. Taklitler değil.. Orijinal ekibi Bursa'dan davet ettik..
Müthiş İllüzyonist Kubilay QB Tunçer'le Uğurkan Erez'in top modellerle hazırladığı defileyi kaçırmayın bakın..
Güldürü bölümlerinde, artık şöhreti ülkeyi saran Yavuz ve partneri İsmail, Umut ile Barış ve Tribün Kaçıkları, Hakan ve Utku'nun skeçleri ile güldürecekler sizleri..
Sporda kızışan ligimizi Mehmet Demirkol yorumluyor.. Basketboldaki ilginç gelişmeleri de Hasan Yılmaer ile Ünal Özüak tartışacak. Yerli yabancı dünya sporlarından nefis görüntülerimiz hep var.
Tiyatro, sinema ve galerilerden seçmeler ve tavsiyeler ilginizi çekecek.
Telepazar içinde yer alan "Yetenek Yarışması"na, her türlü şarkı, türlü, taklit, stand up, ve daha aklınıza ne gelirse, yeteneğinizle katılmak isterseniz işte telefonlar:
0 212 236 27 91.
0 532 365 85 65 (Buraya sadece kısa mesaj çekiniz)
..Ve de Telepazar'ı gelip stüdyoda canlı izlemek isterseniz eğer, ücretsiz davetiye için..
0 212 227 52 89'dan yapımcımız Remzi Başlıcan'ı arayın lütfen.
Hadi Hülya'ya bir kıyak..
