kapat
31.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Dövize selam faize devam

Bu yılın ilk üç ayında geçen yılki eğilim tersine döndü ve faize yatırım yapanlar kazandı. Eğilimin ikinci üç aylık dönemde de sürmesi bekleniyor

Tasarruf cephesinde devalüasyonun yaşandığı geçen yılki eğilimler tersine döndü. Yılın ilk çeyreğinde Türk Lirası'na ve faize yatırım yapanlar kazandı. Hisse senetleri, döviz ve altın kaybettirdi. Gerçi hangi yatırım aracının ne kadar kazandırıp ne kadar kaybettirdiğini net olarak 3 Nisan'da açıklanacak enflasyon verileri belirleyecek. Ancak iki aylık gerçekleşmeler ve mart ayı beklenen enflasyon rakamları, yandaki grafikte verilen üç aylık nominal getirilerin ne olacağını aşağı yukarı ortaya koyuyor.

Ters dolarİzasyon
Mali piyasalarda böyle bir eğilimin ortaya çıkmasında en büyük rolü, devalüasyon sürecinin bitmesi ve TL'nin değer kazanması oynuyor.

Dolar yüzde 145 değer artışı yaptıktan sonra düşmeye başladı. 5 Ekim'de 1 milyon 678 bin liraya kadar çıkan dolar yılı 1 milyon 456 bin liradan, geçen haftayı da 1 milyon 341 bin liradan tamamladı. Enflasyon karşısındaki reel kaybı hariç son altı aylık düşüşü yüzde 20'yi buldu. Doların yılbaşından bu yana kaybı da yüzde 7.8'e ulaştı. Euro'nun durumu ise dolardan daha iyi. Neredeyse başa baş durumunu sürdürüyor.

Bu dönemde döviz tevdiat hesaplarından yaklaşık 1 milyar dolar çözüldü. Bunun yanında banka sistemine Avrupa paralarının euro'ya dönüşümünden dolayı giren 4.5 milyar marktan 2.8 milyar markı (1.3 milyar doları) TL'ye döndü. Yani dövizden TL'ye geçen para yaklaşık 2.3 milyar doları buldu.

Durgunluğun etkisi
Kurun değer kaybetmesinde rol oynayan bir başka etken, ekonomideki durgunluktan dolayı dövize reel talebin azalması. İthalattaki ciddi düşüşe karşı ihracatımızda göreli bir artış var. Bu durum döviz giderlerimizde önemli bir tasarruf sağlıyor. Bankaların yeniden pozisyon açması ve IMF'den sağlanan krediler de üzerine konulduğu zaman, döviz arzı döviz talebini geçiyor. Bu nedenle de kur, altı aydır düşüşünü sürdürüyor.

Dövizdeki bu nominal kaybın yanında döviz tevdiat hesaplarına uygulanan faizlerin dünyadaki gelişmelerin etkisiyle yaklaşık üçte bir düzeyine inmesi, yabancı para yatırımcılarının kaybını artırdı.

Bİr terslİk olmazsa
Normal koşullarda yılın ikinci üç aylık diliminde ters dolarizasyonun devam etmesi beklenir. Merkez Bankası'nın alıcı olarak piyasa girmesi belki kuru düşüşten kurtarabilir. Ancak eğilimi tümüyle geri çevirmez. Çünkü müdehale şeffaf, miktarı sınırlı, tarihi belli. Etkisinin de sınırlı olması beklenebilir. Ekonomi canlansa bile bunun hemen dövizde fiyat değişikliği yaratacak boyutta olması beklenmiyor.

Irak olayının gündemden düşmesinin etkisiyle herhangi bir dış şok meydana gelmeyeceği, siyasi iktidarın 2001 Şubat'ına benzer bir hataya düşmeyeceği, AB nedeniyle Ankara'da bir siyasi istikrarsızlık yaşanmayacağı varsayımıyla ters dolarizasyonun devamı beklenebilir.

Devalüasyon yaşayan 80 ülkede yapılan bir araştırma, yerli paranın değer kaybetme süresinin ortalama 9.5 ay olduğunu, ardından yerli paranın değerlenme sürecine girildiğini, bunun da ortalama 20.5 aya vardığını ortaya koyuyor.

Biz de bunun bir benzer örneği 1994 krizinde yaşandı.

Sonuç- "Korkuyorsanız korkun, ama yine de yapın" Susan Jeffers

Özerklik yoksa program da yok
Başbakan Bülent Ecevit'in geçen hafta özerklik konusundaki açıklaması, "Düz yolda da sürçer insan" gerçeğini bir kez daha gösterdi. Üstelik bunu, bankalar ile BDDK arasında bankaların sermayelerinin güçlendirilmesi pazarlığının had safhaya çıktığı bir dönemde yapması, açıklamanın etkisini daha büyüttü. Belki krizin tam eşiğinden dönüldü. IMF'nin kararlı tutumu ile BDDK'nın özerkliği yok edilemese bile, yapılan bu açıklamalar Kurumu olumsuz etkiliyor.

2000 yılındaki istikrar programının sağlam bir bankacılık sektörünün olmamasından çöktüğü ifade edilir. Gerçekten de kriz bankacılıktan çıktı ve tüm ekonomiyi yayıldı.

Şimdi sağlam bankacılık sektörü için son ve en önemli aşamaya geldik. Bu konuda da Meclis bir kanun çıkardı, BDDK gerekli adımları attı. Özerklikten geri adım, hükümetten bağımsız bir şekilde yapılması gereken bankacılık gözetleme ve denetlemesinin yeniden siyasi otoritenin etki alanına girmesi anlamına geliyor. Bu da kriz öncesi durum demek. Bu yol denendi ve duvara tosladık. Eğer yeniden eskiye dönmeye kalkarsak ne IMF kalır, ne sektör, ne de program. Böyle bir aşamada BDDK'nın özerkliğiyle oynamak programın temeline dinamit koymak gibi bir şey.

Hem tasarruf sahiplerinin hem de reel sektördekilerin hükümetin bu tür hatalara düşme ve yeni bir kriz yaratma olasılığına karşı tetikte olmasında büyük yarar var.

Açık pozisyonlar yeniden büyüyor
Krİzde bir yandan devalüasyondan bir yandan yüksek faizden darbe yiyen ve batık kredileri artan bazı bankaların yeniden dövizde açık pozisyona yöneldikleri söyleniyor. Kurda ters dolarizasyon eğilmine ve ekonomideki durgunluğa güvenen bazı büyük bankalarda bu açığın milyar dolar düzeyine yaklaştığı belirtiliyor. Özellikle sermaye açığıyla karşı karşıya kalan bankaların bu yolla kârlarını artırma yolunu seçtikleri iddia ediliyor. Bu iddiayı ortaya atanlar, yerli bankaların açık pozisyona gitmeleri karşısında yabancı bankaların ne yaptığına ise net bir yanıt veremiyor.

Döviz piyasasının iyice daralması ve arz fazlasının oluşmasının etkisiyle kurdan darbe yemeyeceklerine güvenen bankaların pozisyonlarını yeniden açmaları, yine arzı artıcı bir gelişme. Bu da kura aşağı yönde baskı oluşturuyor.

Kurun aşırı düşüşünden dolayı sonunda ihracatçıların rekabette zorlanmaları ve dış satımda şubat ayındaki gerileme, Merkez Bankası'nın alım yaparak dövize müdahele etmesine yol açtı.

Bu alımlarla kurun daha da düşmesini önlemek isteyen Merkez Bankası, aynı zamanda rezervlerini güçlendirmiş olacak ve iki hedefi birden vuracak.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır