kapat
31.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Paris'te Fransız kalmayın

Romantizmin kenti Paris'te sokak gezintilerine cafe'lerde soluklanarak bir mola vermek adetten. Gelip geçeni izlerken kahve ya da şarap iyi gider, ama fırfırlı, püsküllü moda rüzgarına kapılmamanızı öneririm, o da geçici. Fransız kadınlarının inceliğine ise aldırmayın

Bazen seyahatlere sadece güneş için gidiyorum, bazı seyahatlerde planda hiç yokken güneş karşıma çıkıyor. Aramız iyi anlayacağınız. Hafta sonu Paris'te böyle bir sürpriz vardı. Kış vakti az rastlanır güneşli bir haftasonu geçirdim Paris'te. Sokaklarda yürümek ve yoruldukça cafe'lerde oturmak üzere bir program yaptım.

St. Germain bölgesinde Hotel Bel Ami'de kaldım. Champ Elysees Caddesi'nin kalabalığını ya da Lafayette / Printemps gibi mağazaların etrafındaki trafiği düşününce St. Germain bir cennet. Burası da kalabalık ama bunaltıcı değil, Champ Elysees'de dolaşırken hissettiğiniz turistik hava burada daha az.

Hotel Bel Ami, Paris'te az rastlanan minimalist otellerden. Her detay çok şık ve Paris'te az rastlanan iki özelliği var; odaları geniş ve kahvaltısı çok güzel.

Otelden çıkıp sola yürüyünce hemen sağda 'Restautant L'entrecote". Rezervasyon kabul etmeyen bu restoranda beş-on dakika bekleyince yer bulabiliyorsunuz. İlk akşam yemeği mekanım burası oldu. Bol salata, özel sosla servis edilen et, patates, yanında güzel bir kırmızı şarap ve profiterolden oluşan lezzetli bir mönü var burada. Restoranın havası tipik Paris ve fiyatlar makul. Kişi başına 40 Euro civarında. Artık Fransız Frangı yok buralarda, Euro devri malum.

Restorandan çıkıp sağa doğru yürüyünce köşede Paris'in en eski kafelerinden bir tanesi olan 'Cafe de Flore' var. Akşam serinliğinin çaresi olan bir ısıtıcının altında açıkhavada kahvemi içiyorum. Gelen geçeni seyretmek için de çok ideal bir köşede kafe. Fransız kadınları sinir bozucu ince.

Paris'e gidip alışverişi atlamak olmaz tabii. Hep duyduğum ama gitme fırsatı bulamadığım bir bölge ile başlayayım dedim. 'Sentier', merkezde toptancıların olduğu bir bölge. Buradaki birçok mağazada münferit satışlar yapıldığını duymuştum. Özellikle 'Rue de Claire' (Claire Caddesi) de 'Polo Saraco' mağazasının ikinci katı methediliyordu. Gittim ama göremedim, günlerden cumartesi olduğu için her yer kapalıydı. Açık olan tek mağazadan anladığım; gerçekten ucuz hoş şeyler var ama sabırla bakmak gerekli, her şey üstüste.

İkinci durak birinciden sonra insana şok etkisi yapan 'Colette'. İlk durağın tersine her şeyin rahat rahat sergilendiği bu mağazada ev eşyasından ayakkabıya birçok şey var. Her bir parçanın tasarım harikası olduğu mağaza sağlı sollu ünlü butiklere evsahipliği yapan Fabourgh St. Honore caddesinde. Burada da her şey çok pahalı ama insanı mutlu eden bir mağaza.

Üçüncü durak öğle yemeği ve Champ Elysees 55'te bulunan 'Restaurant Leon de Brussels'. Brüksel'in ünlü midyecisinin Paris'te 12 şubesi var. Peynir, sarmısak ve fesleğenli midye olan 'Moules a escargot'u tercih ettim, çok lezzetliydi. Yanında beyaz şarap; "Bourgogne sauvignon de SaintĞBris". Fiyatlar yine makul, kişi başına 30 Euro.

Yemekten çıkınca Champ Elysees kalabalığı bunaltıcı olduğu için hemen otelimin olduğu St.Germain'e döndüm. St. Germain kesinlikle çok daha rahat bir alışveriş bölgesi. Alışveriş merkezi isteyenler için özellikle ayakkabı, çanta için Bonmarche tercih edilmeli.

KEMERSİZ OLMAZ
Biraz modaya geçecek olursak, her yer püsküllü, çiçekli, fırfırlı, süslü giysilerle çantalarla dolu. Ana aksesuvar kemer. Ama maksimum iki ay içinde bu püsküllerden ve fırfırlardan bıkılacak gözüyle bakıyorum. Baskı deri bir Kenzo çanta (tercihen püskülsüz), duble paça renkli çizgili pantolonla modanın önüne geçebilirsiniz. Benden söylemesi.

Koca cumartesi günü yalnız alışverişle geçmez tabii, bol bol cafe ilave edildi. Yolumun üzerinde güneş alan tüm cafe'lerde oturdum. Günün en keyifli saatleri oldu. En son cafe molası otele dönüş yolu üzerinde yine Paris'in ünlü cafe'lerinden 'Les deux Magots'da ve artık kahve içecek halim kalmadığı için bu başarılı günümde (az alışveriş yaptığım için) kendimi şampanya ile ödüllendirdim.

Cumartesi gecesi yemeği için DoğuĞBatı mutfağı sentezinin ustalarından Şef Jean-Georges Vongerichten'e ait Restoran Market programdaydı. Aynı şefe ait dünyanın çeşitli yerlerinde 12 adet restoran var. New York'un ünlü restoranı 'Mercer Kitchen'da aynı şefin kontrolünde. Minimalist bir dekor, şık bar, şık insanlar, yumuşak, insanı rahatlatan renkleri ile ilk andan itibaren iyi bir yerde olduğunuz izlenimini veriyor. Yemek 20:00 ya da 22:00 olarak rezerve ediliyor, rezervasyonumuz 22:00 olmasına rağmen 22:45'te masaya oturduk. Böyle şeylere sinirlenenler için uygun bir yer değil yani. Barda beklemenin sıkıcı olacağını düşünmek ise pek doğru olmaz. Yemekler için ne söylesem az. Yemekleri, gerek görsel gerekse lezzet bakımından ancak mükemmel olarak anlatabilirim. Ben antre tuna tartar, ana yemek olarak ballı soslu ördek yedim; lezzetleri hâlâ damağımda.

Paris'te restoranlar ve kafelerde vakit geçirmek, alışveriş yapmak çok güzel de buralara kadar gelmişken bir klasiği atlamamak gerekir. Louvre Müzesi'nde sergilenen, müzenin sembolü, gülümsemesindeki gizemi yıllardır çözülemeyen 'Mona Lisa'yı seyretmek çok güzel bir Paris finali olur.

Mona Lisa'ya ait gerçekler
* 1963'te Amerika'da, 1974'te Japonya'da sergilenen Mona Lisa tablosunun

bir daha Louvre dışına çıkartılmayacağı kararlaştırıldı.

* Tablodaki ana görüntünün altında üç farklı görüntü daha olduğu biliniyor.

* Leonardo da Vinci tarafından 1503-1506 yılları arasında yapıldığı bilinen tabloda imza ya da tarih yok.

* Çok hassas bir malzeme üzerine çalışılan tablo 38.6 mm. kalınlığında bir camın arkasında, 20 derece ve yüzde 55 nem oranı ile muhafaza ediliyor.

* Mona Lisa'nın her yıl 200.000 kartpostalı, 17.000 takvimi satılıyor.

* Mona Lisa tablosu 2001 yılında 5.2 milyon kişi tarafından ziyaret edildi.

Ayşe YAĞCI



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır