G.Saray, bu Bursa takımını ilk devrede 4'lük yapamıyorsa, sezonu şampiyonlukla bitirebilir mi, bilemem! Yalnız takımda bir şey açıkça görülüyordu: Kongre rüzgârı. Albayrak'ın futbolcularla birebir diyaloğu, yeni yönetimde futbol şube sorumlusunun zorlanacağını gösteriyor. Tabii hangi sistem doğru, tartışılır.

G.Saray, o eski pres yapan görüntüsünden uzak. Özellikle Ali Sami Yen'de rakip alanda pres yapıp fazla enerji sarfetmeden olayı hücuma döndürüp rakibi bunaltıyorlardı. Şimdi rakiple birlikte yavaş yavaş geriye geliyorlar, kendi yarı alanlarında karşılayıp hücuma kalkıyorlar. Hücuma çıkarken de ağırlar. Özellikle Hasan. Topu alıyor, birkaç artistik hareket yapıyor, kendini tatmin ediyor, sonra kafayı kaldırıp arkadaşlarına pası veriyor. Terim döneminde bunu yapsa 15 dakika sonra kenara gelirdi.

Ama Bursa'da bir Ender vardı, Hasan'dan daha felâket. Ender'in G.Saray tarafına geçmesiyle maç 12'ye 10 oynandı. Kaleci Serdar, penaltıdan önceki 4 hava topunda olduğu gibi Victoria'yla girdiği ikili pozisyona da geç geldi, Victoria ondan önce kafayı vurdu, o da yumruğu Victoria'nın kafasına...

Deplasmanda iş zor
Arif tribünlerden çok tepki çekti. Ama her tehlikeli pozisyonda Arif var. Bence bir futbolcunun pozisyon kaçırması değil, pozisyona girmesi önemli. Bursa, çok iyi ayağa top oynayan bir takım. Ama rakibi ısıramıyorlar. Kendi aralarında oynuyorlar. Golden başka pozisyonları yok. Zaten, oyun şekilleri de "G.Saray takımı benden daha iyi. Denk gelirse 1 puan alırım" havasındaydı.

İki takım da defansta hatalar yaptı. Bouazizi çok çabuk ve süratli bir oyuncu. Ama Biyediç, Bursa defansında balansı henüz sağlayamamış. G.Saray'ın bu oyun şekliyle deplasmanda işi çok zor. Çünkü her takım Bursa gibi, top oynamaya çalışmıyor. Özellikle düşme hattındakiler bozmaya da oynuyorlar.

Lucescu'nun da geleceği belli değil. Bin tane senaryo var. "Popescu gelecek" diyen, "Hagi gelecek" diyen... Ama seçimi kazanan grubun destekçilerini görünce, Lucescu'nun kalma ihtimali yok gibi bir şey. Yani Beşiktaş'ta da, G.Saray'da da kongre bundan sonra sahaya tesir edecek.

Mustafa Çulcu, bir-iki ufak tefek karar dışında oyunu mükemmele yakın yönetti. Zaten Çulcu, idare etti mi tam ediyor. Kötü olduğu zaman da tam yapıyor.