kapat
24.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

'Türkiye'ye aslanlar gibi dönüyoruz!'

İsveç eski sefiresi Nil Liljegren ve eşi eşi Henrik Liljegren sürpriz bir şekilde Türkiye'ye dönme kararı aldı. Nil Hanım, yakında Yekta Güngör Özden'in partisine katılmaya hazırlanıyor...Bu konuda en büyük desteği de yine kocasından alıyor...

Henrik Liljegren'e ise bir think tank grubunda çalışma teklif edilmiş. Ayrıca günlük bir gazeteden de köşe yazarlığı teklifi almış. Nil Hanım "Hiçbiri olmazsa çalışmalarımda benim yanımda olsun yeter" diyor!

Onu önce, eski İsveç Büyükelçisi Henrik Liljegren'in Türk eşi yani İsveç Sefiresi olarak tanıdı Türkiye. Ardından ise Türkiye'yi Avrupa'ya "doğru tanıtma" çabalarıyla, dobra dobra konuşmasıyla... Nil Liljegren, geçen Ağustos ayında eşinin görev süresinin sona ermesiyle Ankara'dan ayrılıp İsveç'e yerleşti. Ayrılırken, "Türkiye'yi çok özleyeceğim. Bir ayağım hep burada olur herhalde" diyordu. Sonunda Türkiye özlemine dayanamadı ve kendi deyişiyle "Aslanlar gibi" geri döndü. Hem de sürpriz bir kararla... Nil Hanım, kaldığı Sheraton Oteli'nin lobisinde Yekta Güngör Özden'in kuracağı partiye katılma projesinden, İsveç Büyükelçisi Dismorr'n İzmir'de dağıttığı broşürlerin perde arkasına, Kutan'ı bu sefer nasıl öpeceğinden, eşiyle ilişkisine kadar birçok konuda SABAH ile sohbet etti. Sohbetin kısa bir bölümüne eşi Henrik Liljegren de katıldı.

* Türkiye'de ne kadar süreyle kalacaksınız? Türk vatandaşı bir İsveç Sefiresi olarak geleceğe yönelik planlarınız neler?

Türkiye'ye dönüyorum. Eşim de dönecek. Aslanlar gibi geliyoruz Türkiye'ye. Ben Yekta Güngör Özden'in yeni kuracağı partiye giriyorum. Henrik'e ise İstanbul'dan bazı arkadaşları bir think-tank grubunda çalışma teklifi getirdiler. Bir iki görüşmeleri oldu. Bir gazeteden köşe yazarlığı için teklif de geldi kendisine. Bunlar olmasa bile benim çalışmalarımda yanımda olsa yeter bana.

* Yekta Bey sol bir parti kurmaya hazırlanıyor. Solun birleşmesi yönündeki çabalara nasıl yaklaşıyorsunuz?

Solun mutlaka birleşmesi lazım. Çok yazık oluyor. Bence bir an evvel aklı başında insanların birbirleriyle anlaşması lâ zım. Zaten ne olduysa bu bölünmeden oldu. AKP de bölündü, Saadet Partisi de. Yani onlara da bir faydası olmuyor bu işin, zararı oluyor.

* Türkiye'de eşinizle aranızdaki sevgi bağı ile de konuşuldunuz.

Öyle, bir tanemdir o benim. Birbirimizi nasıl tamamladığımızı size anlatamam. Bu bize Tanrı'nın verdiği bir lütuf. Birbirimizin kusurlarını da kapatıyoruz, kırmıyoruz birbirimizi. En büyük kusur benim tabii. Çok konuşuyorum çok açık yürekliyim. Henrik tabii diplomatikçe daha yumuşak bir şekilde kapatıyor. Böylece dünyanın en güzel sözleri en iyi niyetleri çıkıyor ortaya. İşte en güzel evlilik de bu.

* Kızınız da dönüyor mu?

Şu anda hayatından çok memnun. İsveç'te büyükelçinin sekreteri olarak görev yapıyor. Ama ben artık Türkiye'ye döndüğümden "O kız oralarda ne yapacak" diye endişeleniyorum. Bence Nilden'in de yaTürkiye'ye dönmesi iyi olur.

GEREKİRSE İSVEÇ VATANDAŞLIĞINI BIRAKABİLİRİM!
Nil Hanım, İsveç Büyükelçisi'yle evlenmesine rağmen Türk vatandaşı olduğunun altını çiziyor. "Henrik'le (üstte solda) konuştuk. Gerekirse ikinci vatandaşlığım olan İsveç vatandaşlığını bırakırım. Çünkü ülkeme hizmet için dönüyorum. Henrik de "Ülkene hizmet etmek için ne yapman gerekiyorsa yap" diyor. Bir tanemdir o benim. Birbirimizi nasıl tamamladığımızı anlatamam. Bu bize Tanrı'nın bir lütfu."

Kutan'ı bu sefer öpmem ama...
Saadet Partisi deyince benim aklıma sizin "Kutan'ı şapur şupur öptüm" şeklindeki sözleriniz geldi. O olaydan sonra Kutan'la bir daha görüştünüz mü?

Hayır, kısmet olmadı. Ama arayacağım. Bir sevgilerimi, saygılarımı ileteceğim. O hakikaten çok terbiyeli çok beyefendi bir insan. O olay, tabii etrafında bu işleri hoş görmeyenler nedeniyle bu kadar büyüdü. Onunla da aram hiç kötü değil, ben bundan eminim. Arasam benimle herhalde görüşür, konuşur. Bu sefer onu öpmem ama o benim herhalde elimi öper, hani alafrangada yapılır ya Fransız usulü.

YARIN
* Nil Hanım 2 kadın diplomata verdi veriştirdi...

* "Karen Fogg akılsızca davrandı."

* "Broşür olayında İsveç Büyükelçisi'nin hatası var. "Ben yakacaktım, eşim demirbaş diye izin vermedi."

Zeynep TUĞRUL



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır