kapat
07.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Spor medyasınının haysiyeti nerede?..

Türkiye tarihinin en büyük şike skandalı ile çalkanıyor.. Türk spor medyasının üzerine ölü toprağı serpilmiş, üç maymunları oynuyor ısrarla:

"Görmem, duymam, söylemem!.."

Skandalı ortaya atan, gazeteci yazar, Kanal D Haber Müdürü Tuncay Özkan'ın Radikal'de pazartesi günü Neşe Düzel ile yaptığı konuşmayı okudum.. "Şimdi kıyamet kopar" dedim, hala ve saf saf.. Gene kimsenin kılı kıpırdamadı..

"Futboldaki büyük ranttan spor basını da mı yararlanıyor" diye soruyor, Neşe.. Tuncay'ın yanıtına bakın.. Türk spor medyasının, Türk medya kuruluşlarının "Gık" demeden kabullendiği yanıta:

"Tabii yararlanırlar. Üleşmeseler böyle bir yanlışın içinde neden yer alsınlar ki.."

Tuncay Özkan "Bu bir milyar dolarlık bir ranttır ve üleşenler içinde spor medyası da vardır" diyor.. Ses yok..

Ve daha acısı, skandalın ilk gününden beri spor medyasının, olayı yok farzeder havası, Tuncay'ın haklı olduğu düşüncesini veriyor insana.. Bakın, Tuncay Özkan'ın gazeteci kimliğini yazdık.. Bu ülkenin en saygın gazetelerinden biri ve televizyonlarından birinin, tepe noktalarında..

Tempo Dergisi'ni söylemeye gerek yok. Bu ülkenin en ağırlıklı iki dergisinden biri..

Ayni Tuncay Özkan 28 Şubat tarihli Tempo'da da, Tutkun Akbaş'la konuşurken bas bas bağırmıştı da, gene üzerine alınan çıkmamıştı: "Polis kötü, yargı kötü, basın temiz mi?. Mafyanın kalemşörleri yok mu?.. Mafya babalarını aklamaya çalışanlar yok mu?. Var."

Bunlar görmezden gelinecek ithamlar mı?..

Tempo Dergisi Deniz Akkaya'nın Erdal Acar'la ilgili sözlerini yazdığı zaman, "Haberdir" diye hemen alıntı yapan gazeteler, 28 Şubat tarihli ayni dergide, ayni Özkan'ın şu sözlerini nasıl haber değerinde görmediler, açıklayabilirler mi?,

"Futbol federasyonu seçimleri için mafya babaları birbirlerinin gırtlağına basmadılar mı?. Beşiktaş Kulübü'nün başkanlığı için mafya babaları, MİT'çiler, polisler birbirlerine girmediler mi?. Galatasaray kulübünün seçimlerinde MİT'çiler, polisler, mafyanın posta taşıyıcıları birbirlerine girmediler mi?. Fenerbahçe spor kulübünün alt yapısı kimin elinde, Fenerbahçe spor kulübünü kim yönlendiriyor.. Sedat Peker yönlendiriyor. Alaattin Çakıcı Beşiktaş Kulübünün başkanlık seçiminde MİT elemanları ile salonda kol kola silahları ile güvenlik sağladı.."

Şimdi elinizi vicdanınıza koyun..

Sedat Peker ve Alaattin Çakıcı'nın Fenerbahçe ve Beşiktaş ile bu kadar içli dışlı olduğu, hem de Tempo'da Tuncay Özkan adıyla yayınlanırsa, bu haber değil midir, bu ülkenin en büyük gazetelerinin spor müdürleri?..

Nasıl göz yumar, nasıl görmezden gelir, göz yumarsınız?..

Tuncay'ın "Üleşiyorlar" dedikleri arasında mısınız?..

Kulüpçülüğünüz yüzünden konuyu büyütmek işinize mi gelmiyor?..

Yoksa Tuncay'daki yüreğin yüzde biri sizde yok da, korkuyor musunuz?.

Siz nasıl haberci, siz nasıl spor medyası yöneticisiniz, söyler misiniz?.

Peki ya kulüpler, anlı şanlı Galatasaray, Beşiktaş, Fener yönetimleri niye susup kabulleniyorlar?..

Tuncay'ın sözlerini ilkbahar yağmuru mu sanıyorlar?.. Mahmut ve Murat Beyler her lafa maydanoz olursunuz da, burda nerdesiniz?. Konuşmak için Sedat Peker'den izin mi almanız gerekiyor yoksa?. Dilinizi mi yuttunuz?.

Bu işin çivisi çıkmış..

Gazeteciler Cemiyetleri, Spor Yazarları Dernekleri, bu ağır ithamlara "Sen ne diyorsun arkadaş" diye gürleme yerine susup oturuyorlarsa, çıkan çivinin, yeniden çakılması umudu da yok!..

***
Not: Yazımı bitirip eve döndükten sonra, dün akşam Milliyet'te Atilla Gökçe'nin benimle üstelik başlığı da hemen hemen ayni olarak ayni konuyu işlediğini gördüm. Ancak ben TSYD Başkanı Atilla Gökçe'nin yazar Atilla Gökçe'den daha önce ve daha sert tepkisini beklerdim. Hâlâ da bekliyorum ya.

Bir Bizans Tuzağı!..
"Kahpe Bizans" yazıyordu, Göztepe tribünlerinde, Galatasaray maçında..

..Ve Göztepe'nin sahibi Yeni Asır Gazetesi beni okurlarına sunuyordu:

"Bizans'ın Kalemi!.."

Yeni Asır, bizim gurubun gazetesi.. Bizim gurubun ilk adımı.. 150 yılı aşan bir tarihle, bugünkü konuma gelişin çıkış noktası..

Gazetenin İstanbul Temsilcisi Turgay Noyan hafta başında odama geldi.. "Hıncal Ağabey, bu hafta Göztepe- Galatasaray maçı var. Yeni Asır spor servisi senden de bir yazı istiyor" dedi.. "Yazı olmaz. Ama bana soru hazırlasınlar, hepsine yanıt veririm" dedim..

Cuma günü aradılar, sordular.. Söyledim..

..Ve ertesi gün, birinci sayfanın manşetinden sundular:

"Bizans'ın kalemi.."

Bu espri mi, bu şaka mı?.. Bu hoşgörülüp geçilecek şey mi?..

Kahpelik benim İstanbul'da yaşamam ve Galatasaraylı olmam mı, yoksa, bana daha hafta başında böyle yaklaşıp, rica, minnet, bin teşekkür görüş aldıktan sonra "İşte Bizanslı" diye sunmak mı?..

Maça gitsem, Göztepe holiganları beni görse ve "İşte Bizanslı" diye linç etmeye kalksa ne olacak?.

Böyle bölücülük, böyle hedef gösterme, gazetecilikte var mı?.

Bu gurubun yazar ve yönetimlerinin kendi takımdaşlarını aşağılamaları, hakaret etmeleri, küçük düşürmeleri yetti artık..

Biz nasıl bir takımız ki, kendi kendimizi akrepler gibi sokuyoruz?.

Yeni Asır, ya da başka birinin bizi onore etmesine ihtiyacımız yok.. Ama kendimize de sövdürmeyiz.. Bu gazete, benim adımı, yazılarımdan alıntılarla dahi bir daha sayfalarına taşıyamaz.. Yasaklıyorum.

Bu rezalete kim el koyacaksa koysun artık.. Koysun ki, koskoca bir cephe ile savaşırken bir de her Allah'ın günü sırtımızdan vurulma endişesi duymayalım..

Fikir mücadelesinde sonuna kadar varım. Hiçbir sansür tanımam..

Ama bana hakaret, beni aşağılama özgürlüğü kimseye verilmemiştir. Hele benim kendi yuvamda..

Yoksa yuvam değil mi?.

İkinci Brütüs!..
İki yakın dostumun, hatta kardeşimin beni nasıl sırtımdan vurduğunu yazmış, birini anlatmıştım.

"İkincisini haftaya yazarım" demiştim. Haftaya konular arttı. Bir kenara bıraktık. Ertesi hafta unuttuk.. Unutmayanlar varmış.. Öcal Ağabeyim telefon etti.. "Hala ikinci Brütüs'ü merak ediyoruz" diye..

İkinci Brütüs, Yalçın İpbüken..

Tofaş'ın güreş takımını kurduğu, başına Muharrem Atik'i geçirdiği, Türk güreşinde devrim yapmaya teşebbüs ettiği günlerde, omuz omuzaydık. Onun ileri fikirleri ile güreşin sağlam temellere oturacağına inanıyorduk. O kadar çok bir araya geliyorduk ki, kardeş gibi olduk.

Yalçın, bu inanmadığım federasyonun as başkanlığına getirilince, beni aradı.. "Hiç değilse sen varsın. Yoksa benim güreş, hele bu son hali hakkındaki fikirlerimi bilirsin" dedim..

Güreşimiz diye bir dergi geçti elime.. Kuşe karton kapak.. En ağır kuşe kağıt.. Yani masrafı kimbilir ne?.. Ücretsiz dağıtıyorlarmış.. Milletin kesesinden hovardalık kolay ya..

Sahibi Osman Şansal.. Güreş Federasyonu Başkanı..

Genel Koordinatörü.. Yalçın İpbüken.. Baş yazarı, gene Yalçın..

Dünya şampiyonalarında tel tel dökülmüş milli takımlar önümüzde dururken yazısına "Osman Şansal federasyonu için 2001 yılı başarılı geçmiştir" diyebilen bir Yalçın..

Olur a.. Demek oto eleştiri yapabilme gücünü kaybetmiş..

En arka sayfada, Biz Bize diye, okur mektuplarına ayrılmış bir sayfa var..

5 mektup var..

Üç tanesi Hıncal Uluç'a sövgü..

İstanbul'dan Y. Uygun, Çorlu'dan Atakan Ümit, Söke'den Mustafa Sağlam.. Bundan gerçekten var mı?.. Yoksa, Osman Şansal Federasyonu, güreş yazan üç beş kişiden birine sövmek için bu yolu mu seçti, bilmem..

Ama Yalçın'ın yönettiği ve baş yazarı olduğu dergide, Hıncal'a "Güreşten anlamaz" diye sövülmesine çok üzülürüm..

Benim bu spordan ne kadar anladığımı en iyi bilecek durumdaki adamın dergisinde..

Demek bu ülkede, dostluklar, düşmanlıklar, hep menfaat üzerine..

Türk güreşine birlikte bilimi getirme savaşı verirken, en anlayan ben.. Ama Yalçın güreşimizi irtica ocağına çevirenlerin sözcüsü olunca "Kahrolsun Hıncal!.."

Atillalaların, Yalçınların Brütüsleştiği günümüzde, Sezar olmasa da, yazar kalmaya direnmek, acaba ne kadar anlamlı, gerçekten çok düşünüyorum..

Polisin ikinci sınavı..

İstanbul polisi ilk derbi sınavında sınıfta kalmıştı. Kalabalık bir şov yapma ve vatandaşa eziyet etme dışında varlıkları belli olmadı. Maç öncesi almaları gereken önlemleri madde madde yazmış ve maç sonrası hemen hiçbirini gerçekleştiremediklerini göstermiştik..

Galatasaray- Beşiktaş Derbisi ikinci sınavları..

Bakalım geçen süre içinde gereken eğitimi almışlar mı?.. Gereken planlar anında uygulanmak üzere hazırlanmış mı, göreceğiz..

Bakın, Liverpool maçında, Ali Sami Yen'de merdivenler görünmediği için Galatasaray'a UEFA'dan ceza geldi.. Holiganizm ve terörizm, merdivenlerin dolu olması ile başlıyor, ayakta durma ile devam ediyor.. FİFA, UEFA, Dünya bunun bilincinde.. Bir biz değiliz.

Şimdi bu hafta için İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü'ne diyorum ki..

Şeref Tribününe geldiğinizde, karşınızda ip gibi merdivenleri göremiyorsanız eğer, bilin ki, bu kentte yoksunuz.. Gücünüz yok, ağırlığınız yok..

Kendinizi, siz sınayın, bana laf kalmasın..

Bu mücadelenin ilk adımı çünkü.. Bunu atamazsanız eğer, güvenlik güçleriniz yok demektir. Bu kentte düzen, bu kentte otorite yok demektir.

Bu kentte devlet yok demektir!..

Bir merdiveni boş tutma gücünden yoksun devlet, stadda otorite sağlayabilir mi?. sağladığı imajını halka verir mi?.

İp gibi merdiven "Bu stadda otorite var" demektir.

Var mı, yok mu, göreceğiz!.

SPOR DUVARI
* Galatasaray ve Beşiktaş'ın hisseleri borsada tabana çakıldı. Şimdi iki kulüp de aynı türküyü söylüyor; Borsanın ufak tefek gözyaşları.

* Ligin tepesi karıştı. Kim şampiyon olacak? Bu sorunun cevabını verse verse bir kişi verir. Stephen Hawking.

* Fener'de Ali Şen, Türkiye'de Süleyman Demirel yeniden konuşmaya başladı. Amerika'da olsa ikisinden de harika yeni Alien devam filmi olurdu.

* Luce derbiyi tribünden seyredecek. Biz Galatasaray'ı tribünden seyretme cezasını haftalardır çekiyoruz. Biz ne yaptık peki?

* Ligden düşme kalkacak mı? Lig gözden düşüyor bu arada, kimsenin umurunda değil.

* Bir süper bir maç felaket. Galatasaray tribünlerinin değişmez kaderi HASAN'a ŞAŞmak.

hakanutku@hotmail.com



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır