kapat
07.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Soygun var!

Bu ülkede her gün insana "bir yaşıma daha girdim" dedirtecek şeyler oluyor. Hayat pahalı, güvensiz, ama asla sıkıcı değil.

İşini kaybeden insanlara, maaş kuyruklarında eriyen emeklilere, tükenmiş esnafa, geçim sıkıntısından bunalan yığınlara derdini unutturacak, onları hayrete düşürecek, heyecana verecek, güldürecek veya köpürtecek bir sebep mutlaka doğuyor.

Şubat enflasyonu açıklandığında yöneticiler ve medya neredeyse zil takıp oynadı.

Aylık bazda düşme eğilimi vardı ama sonuçta 2001 Şubatı'nda yüzde 30'un altına inen yıllık enflasyon şu an yüzde 90'ın üstündeydi.. Millet "Bu hesabı yapanlar, kendilerine bir ucuzluk pazarı mı buldular acaba" merakına düştü.

Dün İstanbul'da iki banka soygunu oldu.

Birinde soyguncular paraları alıp kaçtılar, ötekinde öldürüldüler..

Biz 50-55 milyarlık bir silâhlı soygunlarla meşgulken Ankara'da Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, silâh kullanmadan SSK'nın canına okuyan çetelerin katrilyonluk soygununu isyan içinde SABAH'a açıklıyordu..

Okuyan "Devlette ihalesiz kurşun kalem alamazsınız. Ama SSK sarf malzemelerini on yıldır ihalesiz alıyormuş" dedi.

O da bir rastlantı sonucu:

Eskişehir SSK Hastanesi'nde nasılsa bir ihale açılmış. On yıldır 2450 dolara alınan kalp stentini 450 dolara, 1100 dolara alınan monorail katateri 160 dolara mal edilmiş.

Düşük fiyat veren firmalara içerden telefonlar açılmış: "Satacağınız malzemeyi hastaya takar ama öldürürüz, sonra da bunu gazetelere veririz.."

Buna rağmen soygun ortaya çıkmış.

Bakan "Sadece bu iki kalemde SSK'nın on yıllık kaybı 620 milyon dolardır" diyor.

Öteki malzemelerle bu soygunun kaç katrilyon liraya ulaştığını "gerekirse bakanlığı, hatta siyaseti bırakırım" dediğine göre herhalde merak edip araştıracaktır.

Okuyan "33 aydır bakanım, bir ay önce öğrendim, bir ayda kendime zor geldim" diyor.

Kendisine acil şifa, milletimize de sabırlar diliyorum.

Ümitsizliğe düştüğüm için de "Seçimi kazanırsak, ilk iş olarak Ankara'yı dağıtacağız" diyen LDP lideri Besim Tibuk'un parti programını ciddi ciddi okumaya başlıyorum..

Sulta böyle bitmez!
Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu, ANAP, CHP ve AKP dahil sekiz partiyi uyardı.

Kongrelerde partilerin MKYK üyelerinin bir bölümü, liderlerin gösterdikleri adaylar arasından seçiliyor.

Başsavcı Kanadoğlu "Böyle şey olmaz. Bütün üyeler gizli oyla seçilecek. İki ayda bu işi düzeltin" diye yazı gönderdi.

Başsavcı "Aksi hal, siyasi hayatımızın hastalığı olarak görülen genel başkan egemenliğine yol açar ki, sakıncaları açıktır" diyor.

Teşhis doğru ama tedavi çok eksik:

"Lider sultası" bu kadarlık bir rötuşla ortadan kalkmaz.

Çare, Partiler ve Seçim yasalarını toptan ameliyat etmektir. Ama hiç bir parti liderinin buna niyeti bulunmuyor. Başsavcının talebini yerine getiren liderler "sulta sorununu da böylece çözdük" diyebilirler yarın.

Razı olmayalım. En temel reformu unutmayalım, unutturmayalım!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır