kapat
24.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Artist hükümet!

KİT'lerde binlerce kişinin müşavir kadrosu adı altında oturduğu yerden maaş aldığını hükümet yeni öğreniyor... Kısa adı KİT olan tüm kamu iktisadi kuruluşlarına yazılar yazılıyor, "Sizde kaç tane müşavir var... Bunların ne kadarı kurumunuza uğruyor, ne kadarı uğramıyor?" diye soruluyor... Bu KİT'lerden bazıları lütfedip cevap verince rezilliğin boyutu anlaşılıyor...

Aslında KİT'lerde oturduğu yerden her ay 1.5 milyar lira maaş alanların ayıbı ne kadar büyükse, bunu yeni öğrenen hükümetin de o kadar büyük...

Öyle bir devlet düşünün ki; üretmeyen, çalışmayan hatta evinden çıkmayan birilerini besliyor... Ve öyle bir hükümet düşünün ki bunu yeni öğreniyor...

Oysa KİT'lerde yemlenen bu sülüklerin tamamı siyasilerin yakınları... Yani falanca bakanın akrabası, filanca milletvekilinin yandaşı... Bu durumu olaya hayret eden hükümet de biliyor... Ama milleti hep enayi gibi görmeye alıştığı için "Vay canına" diyerek rol kesiyor..

Şimdi sormak gerekir; olayın vardığı boyutu anlayan, bankamatik müşavirlerinin varlığını kavrayan hükümet ne yapacak? Yani bu asalakları kulaklarından tutup atacak mı, yoksa "Bize ne; kimsenin ekmeği ile oynamayalım" diyerek kıvıracak mı?

Asıl mesele bu!

Yani Ankara artist gibi rol mü kesecek, yoksa rezilliğin üzerine mi gidecek... Bekleyip göreceğiz...

DOĞRU SÖZ
İyi yaşanan bugün, dünleri bir mutluluk düşü, yarınları ise umut yapar...

Hay ağzını Öpeyim!
Başbakan'a saygımız ve sevgimiz sonsuzdur... Ama artık siyasetin yükünü taşıyamadığını kabul etmek gerekir...

(DYP Milletvekili Turhan Güven)

Telekom
Telefonumdaki arızayı 36 saatte gidermeyen Türk Telekom'la ilgili eleştiri yazımın yayınlandığı sabah bir ekip gelip arızayı giderdi.. Ardından da Türk Telekom Bölge Müdürü Oğuz Özelmas telefonla arayıp önce özür diledi ve ardından ekledi: "Arızaları anında gideriyoruz.. Data ve transmisyon arızalarını 7 gün 24 saat hizmet vererek tamir ediyoruz.. 161 servisi aracılığı ile anında telefon bağlıyoruz.. Halkın isteklerini öğrenmek için muhtarlarla her ay toplantı yapıyoruz.. Demek ki sizin arızayı atlamışız..."

Politikacı kime derler?
Seçimden önce elinizi sıkan, seçimden sonra ise güveninizi sarsan kişiye...

Şehitlere saygısızlık
Fotoğrafta görülen tabelada "Gaffar Okkan ve arkadaşları hatıra ormanı" yazıyor. Tabela İstanbul Ümraniye Baraj Yolu Caddesi'nde... Göstermelik birkaç ağaç dikilen ama geceleri hafriyat dökülen bu alanı koruyacak, kollayacak ve şehitlerin isimlerine yakışacak hale getirecek bir tek kişi yok mu? Ya buraya sahip çıkın, ya da diktiğiniz o tabelayı kaldırın...

Fıkra

Tanker
Bir gün Temel sahilde gezerken denizde bir tanker görür.. Ve yanındakilere dönüp şöyle der:

"Ulan cahil heriflere bakın be koskoca 40 yıllık tankerin üstüne DANGER diye yazmışlar..."

Kararsızlar!
Türkiye'de bir ilk yaşanıyor; iktidar oy kaybederken, muhalefet de yerinde sayıyor... Yani terazinin bir kefesi inerken diğeri yükselmiyor... Bir anlamda fizik kanunlarının aksine bir gelişme gözleniyor..

Peki neden?

Çünkü olay; siyasi partilere, bu partilerin kadrolarına güvensizliği çoktan aştı, siyasete güvensizlik noktasına taşındı...

Her gün onlarca kişi ile ya yüz yüze, ya da telefonla konuşuyorum.. İnanın ki tümünden aynı şeyi duyuyorum; "Bunlara bir daha oy verirsem elim kırılsın!"

Peki kime oy vereceksin?

Karar veremiyor!

İşte; böyle kararsızların oranı bugün yüzde 40'lar civarında...

Türkiye'yi bu açmaza getiren siyasiler bence kendi iktidarlarından önce yıpranan siyaseti düşünmeli.. Çünkü demokrasilerde onun yerine konulacak bir başka kurum olmadığını bilmeli...

Hatalı karar
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İETT, radikal bir karar aldı: "1 Şubat tarihinden itibaren gazeteciler ücretsiz seyahat edemeyecekler..."

Tamam da; yıllardır devam eden uygulama neden bir anda kaldırılıyor? Neden kamu görevi yapan gazetecilere tanınan bu kolaylık silinip atılıyor... İETT zarardaysa bu zararın sorumlusu habere giden muhabirin biletsiz seyahat etmesi mi? Yoksa İETT'nin bir KİT'den beter kurum haline getirilmesi mi? Bir başka ifade ile Gürtuna'nın temsil ettiği siyasi görüş tarafından arka bahçe, oy deposu olarak görülüp, kadrosunun gereksiz yere şişirilip zarar ettirilmesi mi?

Gürtuna kalkıp, "Efendim sizin bazı köşe yazarı arkadaşlarınız gazetecilere tanınan ayrıcalıklara karşı çıktılar... Uçakta, otobüste, telefonda indirimin gereksizliğini yıllarca yazdılar" diyebilir... Birkaç tuzu kurunun yazacak konu bulamadığı günlerde köşesini doldurmak için saçmalamasını getirip önümüze koyabilir...

Çünkü bunu yazanların otobüse değil limuzine bindiğini... Hatta onların trafiği tıkayan otobüslerin tamamen kaldırılması gerektiğini ileri sürdüğünü bilmez, bilemez!

Medya krizde... Binlerce gazeteci işsiz... Çalışanlar da maaşlarını zamanında alamıyorlar... Ama olaylar durmuyor... Gazeteci her gün haber için adliyeye, hastaneye, hapishaneye, olay yerine koşuyor.. Koşmak zorunda..

Gürtuna'dan ricamız; bu kararı bir kez daha gözden geçirmesi... Muhabir arkadaşlarımızı maratoncuya çevirmemesi...

Kırmızı kart
Elindeki kolluk gücüne rağmen, çocukların çalıştırılmasını engelleyemeyip, "Simit satan çocuktan simit alanlara 6 ay hapis cezasını" öngören genelge yayınlayan Bursa Valisi'ne...a



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır