kapat
24.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Parke taşları

1793'ün Fransası...

Fransız Musevileri hakkında çıkan bir yasa teklifinin gerekçesinde şu ifadeler yer alır:

"Musevi'ye, Musevi olması dolayısıyla hiçbir şey. Musevi'ye, Fransız vatandaşı olması dolayısıyla her şey!"

2000'lerin Fransası'nda da bu kural aynen geçerlidirÉ

"Korsikalı'ya, Korsikalı olması dolayısıyla hiçbir şey, Korsikalı'ya, Fransız yurttaşı olması dolayısıyla her şey!"

Bugünün Fransası, bu düşüncenin bir sonucu olarak, sağlam temeller üzerinde dimdik ayakta durmaktadırÉ

Bölünme paranoyası yaşamamaktadır...

Son günlerde Türkiye'de, bir merkezden düğmeye basıldığı belli olan, Kürtçe eğitim talebiyle ilgili olarak, masum istekler tanımlaması yapılabilir mi?

Mümkün değil!

Neden mi?

Anlatayım...

TAŞLARIN HAFIZASI

Avrupa'da birçok şehrin "parke taşları"nın hafızasının, ortalama 300 yıl olduğu söylenir... Bu şehirleşme, yazılı kurallara ait olmayan döneme dair simgesel bir söylemdir...

Türkiye'de ise bu dönem 30 yılı geçmez...

Üniter devlet olma sürecini tamamlamış Fransa gibi Avrupa ülkeleri ile Türkiye'yi kıyaslamanın, bu bakımdan son derece yanlış olduğunun altını çizmeliyim...

Ki...

Strasbourg, Fransa'da, Alzas bölgesinin gözde kentidir...

Orada bir tür Almanca'yı anımsatan, İsveçce'ye kaçan "Alzasca" yörenin dilidir. Bir tür diyalekt de denilebilir. Kendi aralarında

Alzasca konuşurlar.

Ama, aynı Alzaslılar bir referandum ile Fransa'da kalmak için oy kullanmışlardır. Referandum sonucu, Alzas, Fransız bölgesi olmuştur. Alzaslılar gururla Fransız olduklarını söylerler.

Alzas, Fransa'nın en gelişmiş yerlerinden birisidir. Ve orada her Alzaslı Fransızca'yı severek, hatta nüanslarıyla oynayarak konuşur.

Fransız olmaktan da onur duyar. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya dönük ayrılıkçı hareketler, orada da sert tepkiler görür...

KÜLTÜRE SAYGI

Bir başka boyut...

Daha önceden yazmıştım...

Yeri gelmişken buradan bir kez daha tekrarlayayım...

18 Mayıs 1992 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nden...

Yazdığı Atatürk kitabı ile yine gündemde olan Andrew Mango, bir suikaste kurban giden Ahmet Taner Kışlalı'ya, İskoçya ve Galler'deki yerel dille eğitim ve tv uygulamasına atfen Kürt sorununun çözümüne dönük şu sözleri söylüyordu:

"İskoçlar'ın çoğu İngilizce konuşur. Kendi eski dilleri, ancak İskoçya'nın adalarında ve dağlarında küçük bir kesim tarafından konuşulur. Galler ülkesinde ise yerel dil gene azınlığın dili olmasına rağmen biraz daha yaygındır.

Ana babalar yerel dille ya da İngilizce eğitim yapan okullar arasında seçim yapabiliyorlar. Ama, genellikle mahalli dili konuşan aileler dahi çocuklarını İngilizce eğitim yapan okullara gönderiyorlar.

Kendi köylerinde kalamayacaklarına göre eğitimlerini İngilizce yapmaları yararlarınadır. Tv için de durum aynı. Hatta yerel dil ile Tv yayını için açlık grevleri yapılmıştı.

Bütün gün mahalli dille yayın yapan bir kanal var; ama seyircisi çok az. Bunun olması için açlık grevi yapmaya hazırlar, ama seyretmey hazır değiller. Amaçları kültürlerine saygı gösterilmesi."

ASIL NİYET

Bu bakımdan hadise sadece Mango'nun söylediği gibi kültürlerine saygı duyulması ise buna kimseninin söyleyeceği bir şey yoktur...

Fakat...

Türkiye Cumhuriyeti'ni parçalayıp, onun içinden bazı toprak parçalarını alıp, yeni uydu devletler yaratma görüşüneyse, saygı duymak mümkün değil...

Ancak...

Bu tür görüşleri savunanlara en hafifinden "Nankör" denilebilir...

Hakettikleri gerçek sıfat ise "vatan haini"dir...

Zerre kadar aklı olan bir insanın, önce kendine şu soruyu sorması gerekmez mi:

İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda vb neden bana kültürel haklar adı altında neden destek veriyor?

Asıl amacı benim kültürel haklarımı elde etmem mi, yoksa Türkiye'yi parçalayıp bölmek mi?

Yoksa beni çaktırmadan taşeron olarak mı kullanmaya çalışıyor?

Bu soruların cevabını bir defa dahi kendine verememiş olanlar, lütfen oturdukları yerden kalkıp da "kültürel haklar" palavrası atmaya kalkmasın!..

Çünkü, 11 Eylül'den sonra hiç de inandırıcı olmuyor...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır