'Yönetici' belası
Yönetici denilen sınıf, insanoğlunun başına bela mıdır? Evet, beladır!
Gerald Messadie'nin "Sokrates'in Karısı" isimli eserini yeni bitirdim.
2 bin 500 yıl önce, insanlar nasıl yaşıyorlardı, merak ediyorsanız açın okuyun...
Benim duygularımı anlayacaksınız.
Demokrasi
2 bin 500 yıl önce Atina'da "yönetim"in nasıl elden ele değiştiğini, değiştikçe gelenin gideni arattığını; insanların birbirlerini sırf iktidar için nasıl haklı-haksız suçladıklarını, dini inançlara ve tabulara karşı fikir beyan edenlerin nasıl sürgüne gönderildiğini, bir roman tadında okuyunca insanın...
Sonra da tıpkı Atina gibi demokrasiyle yönetilen ülkemizde, yıllar ve yıllardır gelip giden hükümetlerin, icraatların, suçlamaların, tartışmaların genel çizgisini ve sonunda Türkiye'nin nasıl çaresiz ve gariban kaldığını görünce içinde bir tek duygu uyanıyor:
Tamam, uçak, renkli tv ve cep telefonu var ama, Atina'dan bu tarafa sahiden 2 bin 500 yıl geçti mi, diyorsunuz, kendi kendinize.
Perikles istisna
İstisnai olarak Perikles gibi yöneticiler de geliyor ve halklarına altın çağlar yaşatıyorlar ama zaten onları düz "yönetici" kabul etmek yanlış olur. Bu gibi istisnaların dışında, insanoğlunun hayatı sürünme, ahlaksızlık, yoksulluk ve sefalet ile geçiyor hep...
Türkler'in bin yıllık tarihine bakın, birkaç Türk islam imparatorundan, Fatih ve Kanuni ile temayüz eden "Osmanlı altın çağı"ndan ve Atatürk ile gelen "modern kurtuluş dönemi"nden başka ne göreceksiniz?
Geriye kalan yüzlerce yıl, altın değil, teneke bir yaşam!
Kimlerin yüzünden mi?
Bence yöneticilik sıfatına sahip olmadıkları halde, "yönetime" talip olanlar yüzünden...
Homojen değil
"Yönetici sınıf" demiyorum, çünkü yönetici sınıfın içine, mantıksız özgürlükler yüzünden, akıldan, yetişmişlikten, çaptan ve asaletten uzak bir sürü asalak sızabilmektedir.
Artık; yönetici tabaka, homojenliğini kaybetmiştir ve insalığın temel sorunu budur.
Bazı insanların güç elde edip başkalarını yönetme tutkusu demokrasilerde kolayca yeşerdiğine ve erk onlara teslim edildiğine göre, nasıl kurtulacağımızı düşünebiliyor musunuz?
"Demokrasi" elan iktidar saplantısı olan "hasta"lara hizmet ediyor ve toplumun sefaletini önleyemiyor.
Demokrasi kimin oyuncağı ve köprüsü iyi bakın...
Toplumlar, belki de yeni bir "altın çağ" başlatacak "büyük bir insan" beklemektedir?..
BÜYÜTEÇ
İGDAŞ'çılar, Rolex rüşvet vermişler ama işi alamamışlar. Almadan vermek Allah'a mahsustur!
|
|